bugün

kürtlerin bağımsızlık savaşı vs kurtuluş savaşı

birbiri ile alakasız iki olayın kıyaslanmasıdır. gerek içinde bulunulan zaman dilimi gerekse şartların farklılığı bu kıyası imkansız kılar. anakronik bir yanılgı üzerinden girilen bu yolun sizi götürdüğü yer kandır.

şahsım adına bağımsızlık isteyen illerin kürdistan'a katılmasında bir mahzur görmüyorum. talaban'i ve barzani 100 lerce yıllık aşiretler, yeni bir anayasa ile daha medeni ve daha özgür bir türkiye yerine talabani ve barzani'nin marabası olmak isteyen kitlelerin tercihine ancak saygı duyulur. bir de basit bir ekonomik realite var, verginin yüzde 81 ini kızılırmak'tan batısı üretirken yüzde 79 unu doğusu tüketmektedir. bu bölünme denen hadisenin zannedildiği kadar matah birşey olmadığını birçok kürt kökenli insan da biliyor. beraber, mecliste yeni bir anayasa yapıp özgür bir ülkede özgür halklar olarak yaşamak yerine kürdistan'da ırkıyla beraber kendi yağında kavrulma arzusu taşıyanlara da saygı duyulmalıdır. evet sanırım bölünme zamanı geldi. ve insanlara tercih hakkı sunulmalıdır. isteyen kürdistan'a gidip kürt olarak ırkının şanlı tarihi, talabani ve barzani ile yaşar, isteyen türkiye cumhuriyetinin bir vatandaşı olarak bütün türkiye cumhuriyeti vatandaşlarına tanınmasını beklediğimiz ve bu uğurda mücadele ettiğimiz ortamda yaşar.

araya akılla çözülmesi zor gibi görünen bir sürü konu girdi artık. belki de bir kısım kürt insanıyla husumetimiz var. 3-4 milyon kürt'ten destek alan bir örgüt gıyabında türkiye'de yaşayan 15 milyon kürt'ü teröristlik ya da hunharlıkla suçlayacak değilim. ama kim kan döküyorsa ona katil deme hakkını kendimde görüyorum. bunu ordu yaptığı zaman da aynı tepkiyi verdim ve gücüm yettiğince karşısında durdum. ben kimsenin ölmediği, kanlı kimliklerin, ırk siyasetinin yapılmadığı, bu ülkede yaşayan her insana, her türlü inanç grubuna özgürlük ve insan gibi yaşama hakkı talep eden bir kimse oldum yaşamım boyunca.
ancak ırkın siyasetini yapanın aklının sağlıklı çalışmadığını hayat tecrübelerim ışığında farketmiş durumdayım. benim yaşadığım topraklarda ırkçılığın olmasından da rahatsızım. ırkı yüzünden kan dökenlerle, bu işi bir ülkenin toptan bir özgürlük mücadelesi olarak görmeyip ısrarla ırk vurgusu yapanlarla aynı ülkeyi paylaşmak istemiyorum. bu yüzden referanduma gidilmeli ve insanlara bu hak tanınmalı herkes tarafını seçmeli.

bölünmek kelime olarak itici görünebilir. ancak hayatın sonsuz dönüşümü içerisinde bazı zamanlarda biz istemesek te bazı şeyler kendiliğinden olur. karşısında durmak, hevesimizi ve gücümüzü tüketir. yaşadığımız da tam olarak bu. ben ırk siyasetinin yapılmadığı insan onuruna saygı duyulan, insanların öldürülmediği bir türkiye istiyorum. bunun için bölünmek gerekiyorsa ve bana bir şekilde fikrim soruluyorsa evet derim, diyeceğim.