bugün

yangın

Bir gemi kalkar fırtınalı limandan
ümidin rüzgarıyla şişer yelkenleri
dalgalara karşı rotası sevda koyu
inançla ufka bakar içindeki serdümen
iki mavi arasında aranır ülkesini
not düşer defterine olası yangınlardan

Bir genç kız küpeştede saçlarını tarar
altın üçgenler oynaşır alnında
dalgın bakışlarıyla kucaklar serdümeni
göğsü deniz gibi iner kalkar
sevda körfezini düşünür o da
yükselirken uzaklarda sirenlerin sesleri

Serin bir eylül gecesi su aldı gemi
küpeştesinde pürtelaş yolcular şaşkın
beklenen yangın başlamıştır artık
mavisi görünmüyor alevlerden gökyüzünün
kız yanaşıyor serdümene
fısıldıyor kulağına aşkla;
ne senin
ne denizin hatası
su alması geminin
çeyiz diye sakladığım
aşkımla sağalt yaranı
üzülme denizde yitirilen yolculara
şimdi demir çekerler haddeden
yarını olmayan kör demirciler
üzülme
gökyüzünü ve denizi hapsedemezler

Sakalları yosun tutmuş bir adam
gençliğini arıyor yitik kentlerde
karşılaştığı her yüz biraz kendisinin
aynı soruyu soruyorlar birbirlerine;
güz günü açan güller miyiz
zamansız demir alan yelkenliler mi?
gökyüzünde bulut olup
karışmadan yangınlara
varılabilir mi o ülkeye?

Camları tıkırdatan rüzgar kırıyor düşlerimi
irkilerek uyanıyorum kan uykulardan
kulaklarım kirişte
zincirleme içiyorum sigarayı gece boyunca
sesini dinliyorum içimdeki tufanın. * *