bugün
- bekar kadın akşam yemeği10
- içlik giyer misiniz12
- sözlükte sevilmeyen erkek yazarlar9
- bütün sözlük erkekleri alçaktır18
- klarnet calan sarapci koala 68
- sözlük yazarlarının pizzaları8
- fenerbahçe nasıl kurtulur13
- karton toplayan çocuk silik yemelidir12
- narin güran19
- jose mourinho23
- sabah başlayan baş ağrısı9
- anın görüntüsü30
- sözlük erkeklerinin sözlük kızlarına karşı tutumu13
- 21 eylül 2024 fenerbahçe'ye verilen penaltı18
- neden sürekli kabız oluyorum18
- sudekiray16
- sari renkli seker15
- victor osimhen9
- bik bik'in mutfağına konuk olmak15
- mert hakan yandaş12
- eve çağıran erko9
- bimde çalışanda akıl var mı16
- metin arolat46
- 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı108
- fenerbahçe taraftarı30
- ismail kartal9
- the crying one9
- okan buruk19
- sözlükte nefret ettiğiniz yazarlar ve sebepleri18
- gabriel sara'ya 19 milyon veren mallar9
- fenerbahçe9
- siber güvenlik başkanlığı10
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı10
- sözlük erkeklerinin arabaları10
- seks kasedinizi yaymakla tehdit edilse naparsınız10
- herkes uyudu mu8
- aranızda medyum olan var mı12
- fb gs'yi yensin götüme rakı şişesi sokarım8
- cumartesi gecesi fenerli yazarlar kucağa oturacak8
- b'u r c u23
- ya tarkan da ölürse10
- fenerbahçe galatasaray derbi sonucu ne olur15
- amca diyen kasiyer kız8
- otobüste uyuyamamak8
- bugün bir değişiklik yapalım bilgi entrysi girelim25
- kocam ol diyen kadın9
- bel çevreniz kaç cm11
- hangi sözlük kızıyla ne yapmak isterdin22
- nickli başlık açanlar kucağa alınacak12
- sağ yan ağrıması8
kim ne derse desin güzeldir. zamanında karaladığım bir kaç satırda bahsettiğim gibi;
rüzgar olabilmeli bazen;
kimilerine tatlı bi serinlik verirken kimilerini titretebilmeli,
kurumuş bi yaprağı dalından düşürüp peşine katabilmeli,
ve dalgalandırabilmeli saçlarını gözleri denize derin derin bakani bir kadının...
uçurum olabilmeli bazen;
umutları bitmiş hayatları bitirebilmeli,
toprakları istila etmek istercesine gelen dev dalgalara göğüs gerebilmeli,
iki sevgiliye mekan olup izlettirebilmeli gün batımını sevgi szöcüklerine kulak misafiri olmadan...
ateş olabilmeli bazen;
bir yandan binlerce çam ağacını yakarken,
şömine kenarında oturmuş uzun ömründeki kısa mutlulukları hatırlayan ihtiyar deliklanlıyı ısıtabilmeli,
hele bir de yazsa,eşlik edebilmeli kumsalda söylenen aşk şarkılarına...
irmak olabilmeli bazen;
dağların arasından süzülerek denize varabilmeli,
sel olup can alabilmeli en hırçın yağmurlarda,
ya da gün boyu ağır yükler taşımız kısrağın susuzluğunu giderebilmeli...
bulut olabilmeli bazen;
herzaman yükseklerde dolanıp,
kimileri için yakıp kavuran güneşin önüne geçip büyük bi gölge yaratırken,
kimileri içinse siyahlara bürünüp karamsarlığa itebilmeli...
yağmur olabilmeli bazen;
bir çiftçinin toprağına can verebilmeli,
islatabilmeli sokaklarda elele yürüyen sevgilileri,
ve bir çocuğu sevindirebilmeli gökkuşağıyla...
insan olabilmeli her zaman;
hafif bi rüzgarın hoşluğunu ensesinde hissedebilmeli,
kendi hayatının değil günün, batımını izleyebilmeli uçurum kenarından,
kumsalda sölediği şarkıları hatırlayabilmeli usulca yanan şömine karşısında,
hayatındaki zorluklara rağmen en az ırmaklar kadar yol katedebilmeli,
uzanabilmeli çimlere ve bulutların neye benzediğini hayal edebilmeli,
koşabilmeli,oynayabilmeli çocukmuş gibi, yağmurun altında...
ve de tüm bunları yaparken sevdiğnin yanında olabilmeli...ya da taşıyabilmeli kalbinde...
o seni sevmemiş olsun ne önemi var!
aslolan şu ki;
insan olabilmenin verdiği huzur,
karşılıklı ya da karşılıksız farketmez, sevmiş olabilmenin verdiği gururla
azraile selam verebilmeli...
rüzgar olabilmeli bazen;
kimilerine tatlı bi serinlik verirken kimilerini titretebilmeli,
kurumuş bi yaprağı dalından düşürüp peşine katabilmeli,
ve dalgalandırabilmeli saçlarını gözleri denize derin derin bakani bir kadının...
uçurum olabilmeli bazen;
umutları bitmiş hayatları bitirebilmeli,
toprakları istila etmek istercesine gelen dev dalgalara göğüs gerebilmeli,
iki sevgiliye mekan olup izlettirebilmeli gün batımını sevgi szöcüklerine kulak misafiri olmadan...
ateş olabilmeli bazen;
bir yandan binlerce çam ağacını yakarken,
şömine kenarında oturmuş uzun ömründeki kısa mutlulukları hatırlayan ihtiyar deliklanlıyı ısıtabilmeli,
hele bir de yazsa,eşlik edebilmeli kumsalda söylenen aşk şarkılarına...
irmak olabilmeli bazen;
dağların arasından süzülerek denize varabilmeli,
sel olup can alabilmeli en hırçın yağmurlarda,
ya da gün boyu ağır yükler taşımız kısrağın susuzluğunu giderebilmeli...
bulut olabilmeli bazen;
herzaman yükseklerde dolanıp,
kimileri için yakıp kavuran güneşin önüne geçip büyük bi gölge yaratırken,
kimileri içinse siyahlara bürünüp karamsarlığa itebilmeli...
yağmur olabilmeli bazen;
bir çiftçinin toprağına can verebilmeli,
islatabilmeli sokaklarda elele yürüyen sevgilileri,
ve bir çocuğu sevindirebilmeli gökkuşağıyla...
insan olabilmeli her zaman;
hafif bi rüzgarın hoşluğunu ensesinde hissedebilmeli,
kendi hayatının değil günün, batımını izleyebilmeli uçurum kenarından,
kumsalda sölediği şarkıları hatırlayabilmeli usulca yanan şömine karşısında,
hayatındaki zorluklara rağmen en az ırmaklar kadar yol katedebilmeli,
uzanabilmeli çimlere ve bulutların neye benzediğini hayal edebilmeli,
koşabilmeli,oynayabilmeli çocukmuş gibi, yağmurun altında...
ve de tüm bunları yaparken sevdiğnin yanında olabilmeli...ya da taşıyabilmeli kalbinde...
o seni sevmemiş olsun ne önemi var!
aslolan şu ki;
insan olabilmenin verdiği huzur,
karşılıklı ya da karşılıksız farketmez, sevmiş olabilmenin verdiği gururla
azraile selam verebilmeli...
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar