bugün
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil25
- türklerin çok kolay devlet kurması10
- üstteki yazarla nereye gitmek isterdin8
- ruh varsa neden görünmüyor9
- türklerden adam çıkmaması9
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri25
- mesajın altlarda kalmış kusura bakma diyen kadın10
- karadeniz bölgesinde yaşamak13
- sözlükteki erkek nüfusu8
- filistin'in türklere ihanetleri sıralı tam liste23
- arkadaşlar bu alınır mı8
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi8
- buluşunca sürekli derslerden konuşan erkek8
- bu başlıkta konya'yı övüyoruz16
- yemek yemeyi sevmeyen insan8
- ileride evleneceğiniz kişi şuan ne yapıyor9
- anın görüntüsü17
- nişanlı kalmanın saçma olması12
- icardi190513
- akp chp yakınlaşması12
- tayyip erdoğan'ın israil anadolu'ya girecek demesi21
- beni özlediniz mi8
- okula bikiniyle gelen kız8
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması16
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı21
- 15 mayıs 2024 türkiye japonya voleybol maçı13
- karşı cinse giyim önerileri16
- iyi bir insan olmak için ne yapmam lazım20
- maca sekiz13
- en obez özelliğiniz17
- mauro icardi'nin karısı8
- larisalisa'nın parayla şukulatması8
- namuslu erkek bulmanın çok zor olması16
- herkesin merak ettiği o piç erkeğim soru alayım18
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi12
- sütyen takmaktaki inanılmaz mantık hatası19
- şampiyonluk için yanak okşatmak52
- gençler iş beğenmiyor8
- sevdiğiniz sözlük yazarları16
- kızılcık şerbeti dizisi12
- iki adım atınca kan ter içinde kalmak8
- embesil yazarlar8
- en nefret edilen yazarlar8
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin14
- kaç yaşındaki insan evde kalmıştır14
- larisalisa15
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri16
- aç karnına poğaça yemek11
- otoyol ve köprü geçiş ücretlerinin zamlanması19
- jose mourinho28
tamamını buraya yazmayı dilediğim kitap.
devamı:
Oysa toplumsal yaşamın temel koşulları, insanları birbirlerini anlamaya alabildiğine zorlayıcı nitelik taşır çünkü yanıbaşımızdaki hemcinsimize karşı takınacağımız tutum ve davranış buna bağlıdır. insanı tanıma konusunda daha çok bilgi edinebilsek, bir arada yaşamanın bazı köstekleyici biçimleri silinip giderdi ortadan; çünkü bunlar günümüzde varlığını sürdürüyorsa, tek nedeni birbirmizi tanıyamamız, dolayısıyla dış görünüşe aldanıp birbirimizin iki yüzlü ve sinsi oyunlarına gelmemizdir. Böylesine devcileyin bir alanda insanı tanıma sanatı diye bir disiplini kurmaya yönelik çabaların neden özellikle tıp biliminden kaynaklandığını, böyle bir sanatın ne gibi ön koşullara dayanıp, ne gibi ödevleri üstlenmesi gerektiğini ve kendisinden neler beklenebileceğini bu kitapta anlatmaya çalışacağız. En başta nöroloji, insanı tanıma sanatına ivedilikle gereksinme gösteren bir disiplindir. Bir sinir hekimi, kendisine başvuran hastaların ruh yaşamıyla ilgili olarak bir an önce fikir edinmek zorundadır. Tıbbın bu dalında hastaların durumu bakımından işe yarar bir yargıya varabilmek, gerekli tedavi önlemlerini alıp, zorunlu kürleri uygulamak ya da salık vermek için hastanın iç dünyasında neler olup bittiğini anlamak şarttır. Üstünkörü davranışların yeri yoktur burada, atılacak yanlış bir adım çok geçmeden cezasını bulur, beri yandan doğru bir yaklaşım hemen başarıyla ödüllendirilir. Yani nöroloji dalında sonucu o saat alınan hayli sıkı bir sınav söz konusudur. Toplumsal yaşamda ise, bir insana ilişkin olarak verilecek yargılarda hataya daha çok yer vardır. Gerçi burada da yapılan hatalara karşılık her defasında ceza hazırdır; ama söz konusu ceza bazen kendini o kadar geç açığa vurur ki, aradaki ilişkiyi bundan böyle kavrayamaz, içine düşülen bir yanılgının nasıl olup, belki on yıllar sonrası tehlikeli sonuçlara yol açabildiğine şaşmakla kalırız. Böylesi durumlar, insanı tanıma sanatını öğrenmenin ve bu konuda derinleşmenin herkes için bir zorunluluk, bir ödev bilinmesi gerektiğini dönüp dolaşıp gözlerimizin önüne sermektedir.
devamı:
Oysa toplumsal yaşamın temel koşulları, insanları birbirlerini anlamaya alabildiğine zorlayıcı nitelik taşır çünkü yanıbaşımızdaki hemcinsimize karşı takınacağımız tutum ve davranış buna bağlıdır. insanı tanıma konusunda daha çok bilgi edinebilsek, bir arada yaşamanın bazı köstekleyici biçimleri silinip giderdi ortadan; çünkü bunlar günümüzde varlığını sürdürüyorsa, tek nedeni birbirmizi tanıyamamız, dolayısıyla dış görünüşe aldanıp birbirimizin iki yüzlü ve sinsi oyunlarına gelmemizdir. Böylesine devcileyin bir alanda insanı tanıma sanatı diye bir disiplini kurmaya yönelik çabaların neden özellikle tıp biliminden kaynaklandığını, böyle bir sanatın ne gibi ön koşullara dayanıp, ne gibi ödevleri üstlenmesi gerektiğini ve kendisinden neler beklenebileceğini bu kitapta anlatmaya çalışacağız. En başta nöroloji, insanı tanıma sanatına ivedilikle gereksinme gösteren bir disiplindir. Bir sinir hekimi, kendisine başvuran hastaların ruh yaşamıyla ilgili olarak bir an önce fikir edinmek zorundadır. Tıbbın bu dalında hastaların durumu bakımından işe yarar bir yargıya varabilmek, gerekli tedavi önlemlerini alıp, zorunlu kürleri uygulamak ya da salık vermek için hastanın iç dünyasında neler olup bittiğini anlamak şarttır. Üstünkörü davranışların yeri yoktur burada, atılacak yanlış bir adım çok geçmeden cezasını bulur, beri yandan doğru bir yaklaşım hemen başarıyla ödüllendirilir. Yani nöroloji dalında sonucu o saat alınan hayli sıkı bir sınav söz konusudur. Toplumsal yaşamda ise, bir insana ilişkin olarak verilecek yargılarda hataya daha çok yer vardır. Gerçi burada da yapılan hatalara karşılık her defasında ceza hazırdır; ama söz konusu ceza bazen kendini o kadar geç açığa vurur ki, aradaki ilişkiyi bundan böyle kavrayamaz, içine düşülen bir yanılgının nasıl olup, belki on yıllar sonrası tehlikeli sonuçlara yol açabildiğine şaşmakla kalırız. Böylesi durumlar, insanı tanıma sanatını öğrenmenin ve bu konuda derinleşmenin herkes için bir zorunluluk, bir ödev bilinmesi gerektiğini dönüp dolaşıp gözlerimizin önüne sermektedir.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar