bugün

insanı tanıma sanatı

tamamını buraya yazmayı dilediğim kitap.

devamı:

Oysa toplumsal yaşamın temel koşulları, insanları birbirlerini anlamaya alabildiğine zorlayıcı nitelik taşır çünkü yanıbaşımızdaki hemcinsimize karşı takınacağımız tutum ve davranış buna bağlıdır. insanı tanıma konusunda daha çok bilgi edinebilsek, bir arada yaşamanın bazı köstekleyici biçimleri silinip giderdi ortadan; çünkü bunlar günümüzde varlığını sürdürüyorsa, tek nedeni birbirmizi tanıyamamız, dolayısıyla dış görünüşe aldanıp birbirimizin iki yüzlü ve sinsi oyunlarına gelmemizdir. Böylesine devcileyin bir alanda insanı tanıma sanatı diye bir disiplini kurmaya yönelik çabaların neden özellikle tıp biliminden kaynaklandığını, böyle bir sanatın ne gibi ön koşullara dayanıp, ne gibi ödevleri üstlenmesi gerektiğini ve kendisinden neler beklenebileceğini bu kitapta anlatmaya çalışacağız. En başta nöroloji, insanı tanıma sanatına ivedilikle gereksinme gösteren bir disiplindir. Bir sinir hekimi, kendisine başvuran hastaların ruh yaşamıyla ilgili olarak bir an önce fikir edinmek zorundadır. Tıbbın bu dalında hastaların durumu bakımından işe yarar bir yargıya varabilmek, gerekli tedavi önlemlerini alıp, zorunlu kürleri uygulamak ya da salık vermek için hastanın iç dünyasında neler olup bittiğini anlamak şarttır. Üstünkörü davranışların yeri yoktur burada, atılacak yanlış bir adım çok geçmeden cezasını bulur, beri yandan doğru bir yaklaşım hemen başarıyla ödüllendirilir. Yani nöroloji dalında sonucu o saat alınan hayli sıkı bir sınav söz konusudur. Toplumsal yaşamda ise, bir insana ilişkin olarak verilecek yargılarda hataya daha çok yer vardır. Gerçi burada da yapılan hatalara karşılık her defasında ceza hazırdır; ama söz konusu ceza bazen kendini o kadar geç açığa vurur ki, aradaki ilişkiyi bundan böyle kavrayamaz, içine düşülen bir yanılgının nasıl olup, belki on yıllar sonrası tehlikeli sonuçlara yol açabildiğine şaşmakla kalırız. Böylesi durumlar, insanı tanıma sanatını öğrenmenin ve bu konuda derinleşmenin herkes için bir zorunluluk, bir ödev bilinmesi gerektiğini dönüp dolaşıp gözlerimizin önüne sermektedir.