bugün

bir insanın gününü mahvetmek

her türlü beddua ve sövgüye maruz kalmaktır.

baştan belirteyim; bundan sonrası sonuna kadar sübcektif olup, sıkıcılığın sınırlarını zorlayabilir.
şimdi mevzuya gelirsek; başlıkta insan olarak belirtilen mahlukat ben oluyorum. o gün de bugün. gün bugündür yani. sorumlular da sahtekar biletix ve soyguncu galatasaray.

güzel bir bahar günüydü. gecenin, çirkinlikleri örten o karanlığı, yerini aheste aheste, güzel bir bahar gününde insanlara yaşama sevinci verecek olan güneşin eşsiz aydınlığına bırakmakla bırakmamak arasında kararsız kalmışken daha fazla direnemedi. hava yavaşça aydınlanmaya başladı. işi gücü olan insanların da kalkma vakti gelmişti.

neyse bu kadar edebiyat yeter. ben de saat 10 dan önce kalkıp, biletimi alıp*, derse gidip, öğleden sonrasını keyif içinde geçirecektim. planın en önemli kısmı bileti almaktı. uzun zamandır yapılacak şeyler listesinde 1 numarada bulunuyordu. neyse gün başladı benim için. kalktım. dışarı baktım, hava güzel. daha bir mutlu oldum, huşu içinde kahvaltımı yaptıktan sonra saat 9.50 sıralarında bilgisayarın başına oturup, biletlerin satışa çıkmasını bekledim. bilgisayarın saatine göre saat 9.57 gibi gerçekleşti bu. girdim biletix adlı soyguncu siteye*, diğer bir soyguncu olan galatasaray ımın maçına bilet alabilmek için. ilk girişte istediğim kısma gelmeyi başardım. beklediğimden de kolay halledecem diye daha bir mutlu oldum derken, tribün tercihini değiştirmek amacıyla geri döndüm.

dönüm noktası tam da burası. dönmez olaydım. hayatımdaki en büyük pişmanlıklarım arasına girdi neredeyse. bundan sonra yoğunluğun da artmasıyla sahtekar biletix, bilet alma kısmına geçmeme bir türlü izin vermedi. türlü türlü hatalar... elimde telefon muhtemelen 100 den fazla kez aradım merkezlerini. ama hiçbirisinden meşgul sesinden başka ses alamadım. sisteme de girmek için 1000 e yakın kez girişimde bulunmuşumdur. saat geçti zaten, sokarım dersine diyerek daha çok konsantre oldum bu işe. her girişte hayal kırıklığı, her aramada aynı iğrenç ses. gittikçe moralim bozuldu. elim kolu bağlı, sürekli aynı şeyi yapmaktan gerilmiş bir insan olarak kafayı yemek üzereyim. gidip almayı da düşündüm ama hazırlanışım, yol falan derken saatlerce sıra bekleyecektim muhtemelen. çok mantıksızdı. gün başlangıcındaki pollyanna tavrımdan eser kalmamıştı. bir süre sonra denemeyi kestim, attığım ilk mailden sonra bir daha gelmeyen cevabı beklemeye başladım.

zaman geçtikçe almaya niyetlendiğim 60 lira olan biletler-en ucuz olduğunu söyleyeyim- eridi gitti. saat 12 den sonra tekrar giriş çabalarına başladım. birkaç denemeden sonra girmeyi başarabildim sonunda. artık 60 liralık biletlerin tükenmesi midir sebebi bilemeyeceğim. nihayetinde 100 lira bayılsam da çabamın boşa gitmemesi biraz rahatlattı, giren kazık miktarı artsa da.

sonuç olarak, güzel başlayan günümün içine sıçan biletix e buradan en içten küfürlerimi yolluyorum. ha kendimi de o başarılı girişten sonra çıktığım için az suçlamadım değil ama sorunu yaşayan bir tek ben olmadığımdan büyük sorumlu belli.*

galatasaray yönetimini es geçersek olmaz. şu dönemde bile taraftarına kazık sokmanın planları yapan, ama kale arkası biletlerinin çoğunu davetiye vs. diye satışa çıkarmayan zihniyetin gözlerinden öpüyorum.