bugün

entry'ler (622)

uludağ sözlük

son entry'mi üç (3) yıl önce yazdığım platform.

ben yokken burada neler değişti bilmiyorum; ama eski gönderilerime bakınca farkettim ki ben çok değişmişim. ergenmişim, yetişkin gibi bi' şey olmuşum; öğrenciydim, öğretmen oldum; sevgilim vardı, nişanlandım; aklım fikrim sevişmekteymiş, insan gibi yaşamaya başlamışım; kendimi ispatlamaya çalışıyormuşum; artık böyle bir derdim kalmamış. bir tek şey değişmedi; hala param yok. ah ulan hayat! yordun beni!

şimdi sen diyeceksin, evet arkadaşım bunu okuyan sen: "so what?!" hatta biraz daha ileri gidip "what the f*ck are you talkin' about duuuude?" bile diyebilirsin. hemen sana şu anda bunu neden yazdığımı açıklıyorum: bugün facebook'tan gizemli bir mesaj aldm. adı lazım değil baş harfi S.G. "hala uludağ'da yazıyor musun?" demiş. sabahtan beri derse girmişim, kafam bir dünya olmuş, anlamadım tabi. sonra işe uyandım da başladı yok tatlı tatlı atıştığı biri varmış da acaba ben o olabilir miymişim filan. devamını anlatmıyorum da hala mı sözlükten karı kıza yürümecilik be arkadaşım? bazı şeyler vallaha değişmiyor.

sözlük yazarlarının en son okuduğu kitaplar

(bkz: gizli anların yolcusu)

(bkz: ayşe kulin)

the faerie queene

aylar sonra ilk kez sözlüğe giriş yapmış yazar, ben. bi' bakayım dedim ne yazmışım acaba. tam bir kendim yaptım kendim güldüm durumu oldu yazdıklarımı okuyunca. kendi kendimi neşelendirdim gece gece. yerim ben beni.

(bkz: #5280015)

1 mayıs doğumlu olmak

(bkz: 12 eylül doğumlu olmak)

sürekli ayrılmakla tehdit eden sevgili

sevişmek istemeyen sevgilinin partneridir.

sözlükteki anadolu üniversiteliler

(bkz: açık mı)

tango ahlaksızlığın en büyüğüdür

onu diyen bunu da diyebilir:

(bkz: bachata zinadır)

başlıkları alt alta okumak

orospu çocukluğunun daniskası
tiyatroyu tehlikeli bulan zaman gazetesi yazarı

msn de z yerine s yazan mal

aynı mal v yerine de f yazar. ıslak odunla dövülesidir.

yaran rüyalar

annemin kardeşime hamileyken gördüğü rüya. annemin dilinden:

"tarık akan gelmiş, benim kölem olmuş. sabaha kadar bana kuzu çeviriyor. ben de oh mis gibi yiyorum."

beren saat kaç

(bkz: gönül yazar kasa) iğrencim, evet...

yabancılaşma

marx' ın çalışmalarında iki tür yabancılaşmadan sözedilebilir. bunlardan ilki, doğadan kopuş anlamındaki yabancılaşmadır. ınsan, doğadan koparak kültürel-toplumsal alanda kendine ikinci bir doğa kurmak anlamında, doğaya yabancılaşır. bu insan oluşu açıklayan niteliğiyle olumlu karşılanan yabancılaşmadır, zorunlu bir süreç olarak anlaşılır. ıkinci yabancılaşma ise, bizzat kapitalist pazarın ve kapitalist toplumsal sistemin yarattığı yabancılaşmadır. bunun sonucu olarak insan kendi doğasın, böylece kendine, kendi emeğine, ilişkilerine, dünyaya ve yaşama yabancılaşır. kapitalist pazarın bir unsuru olarak işleyen çarklardan biri haline gelir.

marksizm

karl marx' ın kapitalizmin bilimsel olarak analizi ve eleştirisiyle yola çıktığı düşüncesinin adıdır.

kökeni; klasik alman felsefesi, fransız restorasyonu, ulusal ekonomiler ve fransa' daki erken sosyalizm denemelerine ve bunların eleştirilerine dayanan marksizm, söylem kurucudur. yani kendisinden önceki dönemlere dayandırılamaz.

ayrıca;
(bkz: friedrich engels)

marksizm' e göre insanların düşünceleri dünya tini tarafından değil, ekonomik çıkarlar ve bu çıkarlar nedeniyle oluşan savaşlar tarafından şekillenir.

marksizm' in felsefesi hegel' in tinsel diyalektik felsefesinden yola çıkarak oluşturulmuş diyalektik materyalizmdir. buna göre; bir tez (örneğin: işveren) ve buna karşı bir antitez (işçi sınıfı) olmalıdır. bu çelişki bunlardan oluşan senteze (işçi sınıfının ortaklığı), ve daha sonra da krize yol açar; çünkü her sentez tez haline dönüşür, kendi antitezini oluşturur ve gelişmenin sonu gelmez. gelişme bitmediği için çıkar çatışmasının sonu gelmez ve sonucunda devrim oluşur. örneğini verdiğimiz tez ve antitezin sonucunda gelecek olan devrim üretim araçlarının el değiştirmesi ve proleteryanın zaferidir.

marksizm' e göre sınıf mücadelesi tarihi de şöyledir:

1) ilk toplum ( taş devri sonrası )
2) köle toplumu ( antik yunan )
3) feodalizm ( toprak sahibi x çalışanlar )
4) kapitalizm
5) sosyalizm
6) komünizm ( sınıfsız, devletsiz, ihtiyaç için ihtiyaç duyulduğu kadar üreten toplum )

ayrıca;

(bkz: yabancılaşma)

starbucks a kültür seviyesine göre insan alınması

kağıt bardaktan kahve içmenin kültürle alakası olmadığını bilen insanların starbucks' a adım atmaması sağlayacak olan durum. eğer bu durumu starbucks' a zeka seviyesine göre insan alınması şeklinde değiştirsek daha doğru olur belki. gerçi o zaman da batma tehlikesi var; ama neyse.

william shakespeare

william shakespeare ingiliz edebiyatına gelmiş geçmiş en önemli yazarlardan birisidir. yalnızca tiyatro oyunları değil yüzlerce de sone yazmıştır, üstelik kendisine has bir stil (shakespearen sonnet) geliştirerek. edebiyat alanında eğitim almamıştır. buna rağmen dili çok güzel kullanır ve yüzyıllar boyunca okunabilecek eserler üretmiştir.

evet, romeo ve juliet çalıntıdır. italyan bir yazarın konusu aynı olan başka bir eserinin ingilizce' ye çevrilmiş halidir. yalnızca bazı yan karakterler derinleştirilmiş, olayın geçtiği süre kısaltılmıştır. iki eser hemen hemen aynı olmasına rağmen neden shakespeare' ın yazdığı hala bilinmektedir de diğeri hiçkimse tarafından bilinmez? e burada da bir zahmet shakespeare'ın yeteneği görülsün.

shakespeare'in oyunlarının bu denli başarılı olmasının bir nedeni de tiyatro hayatına yazar olarak değil oyuncu olarak başlamasıdır. seyircinin sahnede nasıl bir karakter, nasıl bir oyuncu görmek istediğini çok iyi bildiğinden bunu oyunlarına yansıtmıştır.

shakespeare'in oyunları beş farklı kategoride incelenir. bunlar: tarihi oyun (richard iii, henry vi gibi), romantik komedi (bir yaz gecesi rüyası), trajedi (romeo ve juliet, othello, hamlet), dark comedy (twelfth night) ve romance (the tempst)dir.

ulu roman

sessizliği bozansa yeni bir osuruk sesi oldu. herkes suçlu suçlu birbirine baktı.

çocuklarla girilen komik diyaloglar

#6405324 id'li entrynin birkaç hafta sonrasında:

the faerie queene: (diş etlerini göstererek) arda bunlar ne ablacım?
arda: (yine ağlamaklı) keşke tavuk olsa...

sözlük yazarlarının en son izlediği filmler

(bkz: the boy in the striped pyjamas)

doktor hasta diyalogları

doktor: kan ve idrar tahlili, bi' de ultrason çektiriceksin.
hasta (yani ben): yeniden randevu mu alıcam ultrason için?
doktor: hızlı olmasını istiyorsan buraya gel. (der ve muayenehanesinin kartını uzatır)
hasta: (içinden) allah cezanızı versin. kasap olmuşsunuz hepiniz.

mustafa kemal atatürk ü sevmiyorum

elindekileri kaybedince anlarsın aslında ne kadar sevdiğini. inşallah görürüm dayatmalardan ne kadar bıktığını, o zaman da "atam atam sen kalk da ben yatam" diye yalvardığını.

tanım: aykırı olmaya çalışan insanların gözde söylemi.