bugün

entry'ler (95)

eski fotoğraflarımızı yak diyen eski sevgili

dijital ortama teslim olduğumuz şu günlerde, cep telefonu, dijital fotoğraf makinesi, sd yahut mmc kart ve türevleri, bilgisayar, usb disk, taşınabilir media aygıtları ve benzerlerinin yakılmasını isteyen beyinsizdir.

der meister

bak çocuk!

danışmanımı aradım, söylediğin maçlar için 1000 lira yatırmasını söyledim, kapattım telefonu. hatta kapattıktan sonra tekrar arayıp;

-sığır mısın lan sen? biraz itiraz etsene! ne sikime hemen oldu bilin efendim diye yalaklanıyorsun? diye fırçaladım.
100 lira yatır da ne olur ne olmaz dedim. bu da gazı almış uzattı iyice lafı.

+ama efendim çok değil mi?
-sıs lan sen! ayaküstü gaza geldin göt!
+peki efendim ama şey... real madrid kem küm...
-dündü o lan sığır! taraftarı olduğum takımın maçının gününü de biliyoruz herhalde. götünden de maç uydurup işaretle de sikeyim akraba-i taallukatını!
+peki efendim. evet efendim, sepet efendim.
-çat!

şimdi tekrar bak çocuk!

tahminlerin hele bir tutmasın, asistanımı, danışmanımı tekrar ararım. bu asistanım, kendisine hiç fikir danışmadığım danışmanım, 195 boyunda ve 110 kiloluk bir kas yığınıdır haberin olsun.*

darkranger

memleket kurtarma tartışmalarını kaliteli sanan bir yazar. onu kahvede de yapıyorlar biliyorsundur umarım.

dün gece seni aldattım

şahsımı, bir kadından duyunca şaşırtmayan yegane cümle.

-senden orospuluk beklememek aptallık olurdu zaten!

gülü susuz seni aşksız bırakmam

ciddi anlamda kalitesizdir.

birinci öğretim öğrencisi olmanın ezikliği

vereceği iki kuruş harcın hesabını yapıp öf pöf çeken hödüklerin ezikliğidir.

edibüdü: başlığı başıma bırakanın!!!

din istismarcısı

taocudur, dombilidir. makyavelist bir ibnedir.

ikinci öğretim öğrencisi olmanın ezikliği

puanı yetmediği için seçildiği iddiasıyla güldürenlerin ezikliğidir. duyan da ikinci öğretim ile normal öğretim arasında 20 puan fark var sanacak. gözünüz mü kör, aklınız mı yok birader?

bir erkeğin aşık olduğunu anlama yolları

türk kızı adını verdiğimiz güruhun kendine marifet uydurmasından başka hiçbir niteliği olmayan cümlecik. kaygan, sıcak ve sulu kuyu sahibi hanımcıklar işi gücü bırakmış, bir erkeğin onlara aşık olduğunu süper anladıklarını iddia etmiş. lan siktirin gidin! önce kendinizi anlayın sonra erkekler hakkında fikir beyan edin.

cevriye

uzun zaman önce kadın-erkek düzleminde yaptığımız karşılıklı abuklamanın hatrına, doğumgünü kutlu olsun yazarı.

türk kızı

anlayış katsayısı deniz seviyesindedir.

daha önce 26 erkekle çıkmış kız

sâfi kars kaşardır.

demokrasi eşitlik ve insan hakları

hatun kaldırmak isteyenlerin değişmez mottosu. fakat ahmet türk için geçerli değil. neden ? örnekleyelim;

- üncelikle demuğğrkrağsi ve pekeke...

olmadı ahmet. şöyle yapmak lazım bak dinle;

- abi, yani sana göre de hayat bazen sonsuz kaçışların bir bütünü değil mi ? bana göre demokrasi, eşitlik ve insan ha....

( hatunumuz soyunmaya başlamıştır bile, afiyet olsun )

anarşistim deyip hatun kaldırmak

manivelaya ihtiyaç duyulmayan, müthiş bir tekniktir. alın kızı karşınıza, kızcağız biraz cahil ve gün yüzü görmemiş olsun. başlayın siyasetten, ekonomiden ( ekonomi hatunları biraz sıkar ama olsun artık ne yapalım ) ve güncel meselelerden konuşmaya. sonra mevzuyu anarşizme getirin tabi.

- ya ben anlamıyorum, kominizm eşitlik istiyor, niye kötülüyorlar kominizmi ???
+ öncelikle tuğçecim, kominizm değil, komünizm. bu konuda anlaşalım. ayrıca ben anarşistim.
- inanmıyoruaaam. nasıl bi şey anarşizm ?
+ mükemmel bi şey. anlatırım sana sonra.
- burdan çıktıktan sonra napıcaksın ?
+ eve gidicem. gelsene, laflarız.
- oluuuuuur.

( iç ses )
tenk yu bakunin !
tenk yu marks !
allah senden razı olsun engels !
gül suyu dökücem lan mezarınıza.

derin olan kuyu değil kısa olan iptir

- of aşkım zevk alamıyor musun hala ? uğraşıyorum sürekli.
+ hayır alamıyorum necati. alamıyorum !!!
- neden aşkım ? üzüyosun ama beni ?
+ derin olan kuyu değil, kısa olan ip necati !

anarşizmi iyi bir şey sanan bünye

bünye ? pardon mösyö, fransa' dan yeni geldim ve sizin bu banalliğiniz beni neredeyse öldürecek. anarşizm tabi ki dünyanın en iyi düzenidir. belki ulaşılmaz, belki ütopyadır ama, anarşist teorisyen bakunin' in görüşlerini tek çırpıda silmek de ne ola ki ? anarşizm, asla gerçekleşemeyecek de olsa, adaletin, düzenin, barışın ve mutluluğun bütün dünyaya hakim olmasını istememek demek, kafatasçı, ruhsuz bir zihniyetle eşdeğer görüşlere sahip olmak demektir. anarşizm candır, kraldır. otuz hatun kaldırdım anarşistim ayağına, ekmeğimiz lan o bizim. yedirir miyiz sandınız ? hö ?

lanlı lunlu konuşan kız

'' hafız-hacı-moruk-abi-baba '' diye konuşan hemcinsleriyle beraber itlaf edilmeleri gereken güruhtur. böylelerine acımak ülkenin geleceğine ihanet etmekle eş değerdir. toplumdan uzaklaştırılmalı ve karantina altına alınmalıdırlar.

türk kızı

yerinde inceledim çoğunu, bizzat doğal yaşam alarında ziyaret ettim kendilerini. en önemli gözlemlerimi aktarayım; 30 derecenin üzerinde acayip terliyorlar, yanlarına yaklaşılmıyor, makyaj saatleri genelde uyandıktan sonra oluyor ki bu çeşitliliğe sahip, hangi saatte uyanırlarsa o saatte makyaj yapıyorlar bittabi. regl oldukları dönemlerde maalesef yanlarına yaklaştırmıyorlar, tırmalayanları, ısıranları mevcut. aşı yaptırılmadığı takdirde erkek kişisinde tahribata yol açabiliyorlar. soğuk tüketilmeleri gerekiyor, aksi takdirde plexomania trelolabia sendromuna yakalanabilirsiniz. yani cırcır olursunuz. aşırı tüketimden kaçınınız, serin, rutubetsiz ve mümkünse çocukların ulaşamayacağı yerlerde saklayınız. beklenmeyen bir etki görüldüğünde bizzat bana başvurunuz.

yavuzum backs

soytarılık etmeden güldürebilmek seni... oysa içinde taşıdığın serin bahar yağmurlarının hüznü var bende şimdi... gözlerinin içindeki buhar alevleri fışkırtıyor dört bir yandan midemi ve bütün benliğimi... hilkat garibelerini sevemez oldum sebebinden, ay yüzlü malafat tatlısı yaptırdım kendime, seni duyabilmek, ferahlığını hissedebilmek için... çekişmelerimiz, sürtüşmelerimiz birer hayalet gibi, adeta bir sis buharı gibi dağıldı kor dudaklarını görünce... kendimi bırakıverdim boşluğa sessizce... sessizce kıpırdadı dudaklarım, senin adını andı öylece... senin varlığını yaşatabilmekti bütün gayem, oysa aldırmadım içimdekine, lanet ettim bütün dünyaya anlıyor musun lanet ettim !

sensiz doğan güneşlerim ecelimdi benim, bir bahar cellatı gibi her sabah boynumu vuran horoz çığlıkları... ötüşün, öpüşün... söylesene nasıl, nasıl silebilirim içimdeki bu fırtınaları, kökünden dinamitlemek mi lazım sonsuz haykırışlarımı... dudaklarım gezinirken baldırında, kıllarını kopardım tek tek, tek tek güneşe verdim, ele verdim, yele verdim onları, uçsunlar diye, senin kokunu, evet senin kokunu götürsünler diye uzak diyarlara... belki papua yeni gine' ye, belki mimar kemalettin' in mezarına, rey' e, belki semerkant' a senin kokun, evet senin kokun ulaşsın diye...

kıpırdayamadım sensiz gün batımlarında, bir sokak fahişesiyle yatan rahibin iç acımasıydı belki benimki. bir şeytan, nasıl ki kibrinden duymuyorsa pişmanlık, ben de senin o turuncuya çalan cemaline bakarken vurmadı beni hiç pişmanlık... vurmadı, vurmadı anlıyor musun ? anlıyor musun beni söyle !!!

şimdi sessiz haykırışlarımın bedelini kim ödeyecek ? kim verecek idam hükmümü ? sen mi ? sen mi vereceksin söyle ! hakim sen misin, yoksa savcı mı, yoksa gardiyan mı ? söyle bana, söyle bana, nesin sen, ne istiyorsun benden, aşkımdan, benliğimden, ruhumdan, bedenimden ne istiyorsun, ne istiyorsun söylesene !

cellatım oldun, ve idam fermanımı imzalayan gaddar savcı... bir şafak vaktinde astılar beni, sessizce, yağmur çiseliyordu sadece, hapishanem sevdaydı, boynumda bir yafta ve hükümlü bellediler adımı, öyle kazıdılar hafızalara... suçum sadece aşık olmaktı... senin gibi bir şapşala...

abi beni sev.
mucuks.

çaylağı çaylak etmek

gaza gelmektir.