bugün

entry'ler (772)

facebook

tarafima soyle bir mail atmis hodo:

"merhaba,

' ' başlıklı videonuzu 6:36am april 24th, 2009'da kaldırdık. çünkü üçüncü kişilere ait video klip ya da fon müziği gibi telif haklarıyla korunan materyaller içeriyordu. eğer bunun bir yalnışlık olduğunu düşünüyorsanız, aşağıdaki adres yoluyla ihlal olduğunu iddia eden bildiriye karşı bir mesaj gönderebilirsiniz.

bu videoyu bir karşı bildirim vermeden yeniden yüklerseniz veya üçüncü bir tarafın haklarını ihlal eden başka bir video yüklerseniz, söz konusu içeriği kaldırabileceğimizi bilin. bu davranışınız facebook video uygulamasına erişiminizin veya hatta facebook hesabınızın engellenmesine neden olabilir.

diğer sorularınız için, help page bölümünü görünüz.

facebook ekibi "

o degil de sozluge gelse yazar olamayacak insanlarla calistiklarini da boylelikle anlamis olduk. yalnışlık ne lan?

sözlükçülerin my brute sayfaları

http://janisserie.mybrute.com

yiyosa..

allah yoktur

eger bu onermeyi semavi dinler kapsaminda degerlendirecek olursak, onermenin dogrulugu ya da yanlisligi icin kanit aramanin ne kadar bos bir ugras oldugunu da gormus oluruz. inanmayan arkadaslardan sunu rica edecegim, bir an icin olaylara inanan insanin cercevesinden bakin. insanlarin dunyaya imtihan icin gonderildigini dusunun. inanacaklar mi, yoksa inanmayacaklar mi? simdi ortada bariz bir kanit olsa, imtihanin ne manasi kalir?

o'nu gormek isteyen icin etrafta milyonlarca kanit varken, gormek istemeyen icin bu kanitlar o'nun yoklugunun ispatidir. kisacasi, inanan inanir, inanmayan inanmaz.

allah yoktur

einstein "ben daha çok spinoza'nın panteistik -tanrı her yerdedir- anlayışına inanıyorum. ve bu bakış açıma da din diyorum; hem bilimle hem de rasyonel düşünceyle uyumlu bir din" de demistir. bu konunun gerizekalilik - ustunzekalilik baglaminda degerlendirilmesine ben de karsiyim. mesele inanma, inanmama meselesi. ama ornek verecegim diye de ucu acik cumleleri cimbizla ayiklamamak lazim.

tanim : bana gore yanlis onermedir.

looking for eric

(bkz: i am not man i am cantona)

david vendetta

saglam dj'ligi bir yana, yann tiersen bizi nasil her eserinde istedigi ruh haline sokabiliyorsa, bleeding heart ile aynisini yapabilen adam.

melankolik

ox ve cow'u bile ayirt edebilen yazar. o derece.

bi de arkadasinizi italyan diye tanistirirsiniz buna, gider 1 saat boyunca adama takimlarin isimlerini ingilizce'ye tercume eder, ligin temel dinamiklerini buyuk bir ciddiyet icerisinde aciklar, mac uzerinde degerlendirmeler dahi yapar.

mac bittikten sonra italyan arkadasa 'bu kadar makara yeter hacibaz, kalk kuru yemeye gidelim.' dediginizde de 'yeaa ben anlamistim daha ilk cumleden turk oldugunu, evet evet vardi aksanda bi bozukluk' der. boyle de bi insandir.

northwich

(bkz: adam)

uludağ sözlük birinci gazoz ligi

resmi sitesinden sorumlu arkadaslarin kendine calistigi lig.

birincisi, ankette ben nasil olmam? tamam, boyle seyler gorecelidir diyeceksiniz ama benim yakisikliligim metrik sistem kadar genelgecer bir olgu, butunuyle evrensel.

ikincisi, sozlugumuzun bazi bagyan yazarlarinin da belirttigi gibi, simdiye kadar 2 hanimefendi geldi maclari izlemeye. erkek guzelini erkekler sececek yani. ligin finalini de amsterdam'da yapalim bari, oradan nikah dairesine gecer, ligimizi mutlu sonla bitiririz. ne dersiniz, hos olmaz mi?*

fc öküztopu

melankolik denen şahsiyetin, ismini kadim dostum, büyük menajer massimo massini'ye cow ball olarak tercüme ettiği takım. takım derken, cidden takım yani adamlar.

edit : cow dememismis, ox demis. ingilizce biliyomus. *

12 nisan 2009 atletico montegrande vs fc öküztopu

baslamasina 24 saatten az bir sure kalan mac.

saylon muzaffer

nkfvas mucidi taraftarlarin kendisine ahlak dersi vermeye kalkistigi yazar.

uludağ sözlük birinci gazoz ligi

sosyal sorumlulugunu da en iyi sekilde yerine getirecek ligdir.

(bkz: ayvalıbağ ilköğretim okulu na kitap yardımı)

butun kaptan ve oyunculardan yardim bekliyoruz.

turkiye nin brut borcunun 403 milyar tl olmasi

(bkz: kamu net borc stoku)
(bkz: maastricht kriterleri)

saraybosna

bosna hersek'in bassehri, bursa'nin kopyasi, buram buram osmanli, buram buram savas, buram buram umut kokan kent. birkac baslik altina inceleyecek olursak, heralde soyle bir sey olur :

ulasim

taksiler ucuz. para birimlerini konvertible mark olarak adlandirmislar ve hemen hemen turk lirasina denk. (1 km yaklasik 1.1 tl) taksiler kilometre basina 1 km aliyorlar. bunun disinda ikinci dunya savasi'ndan kalma oldugunu tahmin ettigim tramvaylari var. herkes biletsiz girip oturmakta, lakin denetim gorevlileri turist ve biletsiz oldugunuzu anladiginda uzerinize ususuyorlar sizden 'penalty ticket' alabilmek icin. o da yaklasik 26 km'ye tekabul eder. sakin olun, vermeyeceginizi soyleyin, polisi cagirmakla tehdit edecekler, hatta arar gibi yapacaklardir. sizin de agzinizdan 'ambassador' kelimesi cikiversin. ingilizce bilmedigini iddia eden yavsaklar cil yavrusu gibi dagilacaklardir.

hikayenin ana fikri, taksiyle gezin. zaten gezilecek yerleri birbirine yakin. yuruyun.

hatta soyle yapin, her sabah saat 7.00'de tren istasyonundan mostar'a tren kalkmakta. donus ise aksam 6'da. gidis donus 10 km. atlayin gidin. mostar'i gormeden bosna hersek'i karis karis gezseniz dahi pek bir anlam ifade etmez.

konaklama

hostelde kalin. yemek zaten ucuz, yemek icin gidip otellere avro bayilmayin. ilk tavsiyem katedralin sokagindaki 'the old town hostel'. sahibi cok seker bir kadin ve ingilizcesi iyi. gerci genclerin % 80'i ingilizce biliyor ve bu istatistik ulkenin barindirdigi potansiyele dair bir ipucu vermekte. hostel gercekten cok temiz, cok nezih bir ortami var. genelde yabancilar takiliyor, 72 milletten insanla tanisabilme sansiniz var. geceligi 13 euro.

ikinci tavsiye ise hostel posilippo. baba ve iki oglu tarafindan -salim, iskender ve alim- isletilmekte. oglanlar acayip kafa ve kulturlu cocuklar. babalarinda bi rutkay aziz havasi var. benim de altimda ml 320 olsa ben de rutkay aziz havasinda olurum ama di mi hafiz? hostel isinden kazanilcak para degil ama hayirlisi. cocuklarin deli ortami var, alim picin onde gideni. arkadaslari pek bir sevecen, iki ingilizce konustuk buckingham aksanlisindan, icimize dustuler, fena da etmediler hani. cok bi temizligi yok hostelin, ama ortam o tarafta. kutuphaneleri var, book exchange yapabiliyorsunuz. zaten oglanlarin buyugu ekonomi masteri falan yapmis. aile pek bi orijinal anlayacaginiz. macera ariyorsaniz buraya gelin.

hosteller icin kontak bilgileri bir mesaj kadar uzaginizda. yataktan kalkmak zor gelmese onu da yazardim da baska zamana artik.

turistik yerler

sehrin kurucusu gazi husrev bey isminde bir osmanli pasasi. old town denilen kisim bascarsija'dan - ki bildigimiz catisiz kapalicarsi'dir- olusmakta. bunun yani sira gazi husrev bey camii burada bulunuyor. bascarsi'daki sokaklar gercekten cok orijinal. ayrica savas zamani en cetin savunulan, sirplara en agir kayiplarin verdirildigi bolge de bascarsi bolgesiymis.

saraybosna'nin boyle de bir ozelligi var. sehir o savas havasini atamamis uzerinden. bir yanda avrupa'yi aratmayan goruntuler sergilenirken, diger yanda mermi izleri, dagi tasi kaplayan mezarliklar, toplu mezarliga cevrilmis olimpiyat koyu, elleri opulesi gaziler. hele ki kokleriniz buraya dayanmaktaysa ve savas donemini siz de kalbinizde onlar kadar hissetmisseniz, gozlerinizin dolmamasi, aglamakli olmamaniz elde degil.

bascarsi bolgesinde sebijl dedikleri ahsap islemeli bir cesme var. oradan yokusu tirmandiginizda ucsuz bucaksiz mezarliklardan bir baskasi sizi karsiliyor. iste o mezarligin icinde 'bilge kral' alija izzetbegovic yatmakta. gayet mutevazi, kendine yakisir bir mezari var. 'benim' diyen, bu kulturden nasibini almis her bireyin gidip gormesi gereken bir yer. allah mekanini cennet etsin.

1984 kis olimpiyatlari sarajevo'da duzenlenmis. kayak tesisleri hala durmakta ve turkiye ile kiyasladigimizda cok cok ucuz. turlar duzenlenmekte, 20-30 euro'ya duzenlenen turlara katilip, sabahtan aksama kadar kayabiliyorsunuz. kaymaktan hazzediyorsaniz gezinizin bir gununu kesinlikle buna ayirin.

ayrica nehir kenarindaki bir sokakta, birinci dunya savasi'nin basladigi nokta var. hani su avusturya-macaristan veliaht prensinin olduruldugu, meshur yer. hemen dibinde bir muze. tarihi hissetme duygusunun doruklara ciktigi bir mekan, kacirmayin.

yiyecek

turk mutfak kulturuyle yetismis bir yagiz turk gencinin sikinti cekmeyecegi tek ulke, bosna hersek'tir. bunu rahatlikla soyleyebiliriz. cevapi cevapi dediler, yok geleneksel yemek, yok efendim boyle, yiyen oluyor bitiyor falan. gidelim yiyelim dedik bildigin inegol kofte cikti. ama hakkini teslim etmek lazim, adamlar bunu yagli bir ekmek icinde servis etmekteler ki o ekmegin tadini dunya uzerinde bulabileceginizi sanmiyorum. catal kasik var ama insanlar elleriyle catur cutur yemekteler. ayran isterseniz size yogurdu bardaga koyup getirirler, sasirmayin.

hamur islerinde asmislar. ruslar'da vodka, caponlarda susi, bizde kepabsa, bu adamlarda hamur isi arkadas. annem duymasin ama, bosnak boregini memleketinde yiyeceksin. parmak kalinliginda acmislar o borekleri, icinde kiymasi, patatesi, peyniri. ciddi soyluyorum, yemeden donmeyin.

pizza cok ucuz, dilimi 2 km gibi bir rakama denk geliyor. gonul rahatligiyla yiyin, yedirin.
klup falan demistim di mi ben?

gece hayati

simdi soyle dusunun, sarajevo bizim ortalama bir anadolu sehri buyuklugunde bir yer. ama sarajevo'da gece hayati dedin mi orada durup bir dusuneceksin arkadas. yok boyle bir olay. mekanlar kalite, ortam seviyeli, insanlara, ozellikle disi olanlarina ayri bi baslik acacagim zaten, kisacasi bambaska. mutevazilikten taviz vermek gibi olmasin ama dunyanin sayili bir kac mekanini gormuslugumuz var. onlar bile yanlarinda anaokulu bahcesi gibi kalir.* saglam mekanlari soyle;

city pub : pub dedigine bakmayin siz. format pub - club arasi birsey. muzikler biraz apaci kaliyor ama. dunyada nam yapmis mekanlara verilen bir odul var, bu odulu 2007 yilinda bu arkadaslar almis. neye gore, kime gore diyesim geldi ama sustum. cumartesi gecesi erken gidip saglam yerden masa kaparsaniz iyidir.

hacienda : latin pub formati yapmislar. house muzik calinmakta ve hakikaten basarililar. iki katli bir mekan, ust kati restoran. kalabalik oldugunda cekilmiyor. ama sirf muzik icin kalinasi.

cheers : adindan da anlasilacagi uzere tema belli. dekorasyon ve muzik secimi bu yonde. canli muzigin oldugu ender mekanlardan. bizim haydi eller havaya mekanlari andiriyor biraz. cok merak etmiyorsaniz ugramayin derim ben.

the club : hayran oldum. (hincal'a benziyorum mutemadiyen) iceride boy ortalamasi kiziyla erkegiyle 1.90 falan. kucuk husam gibi hissetmeniz isten bile degil. tam hayalimdeki mekani yapmis adamlar. tarihi bir bina, yuksek tavanlar, gotik mimari. uce ayrilmis; bir taraf restoran, ki gordugum kadariyla (giren cikan acisindan soyluyorum) bayagi bir saglam. bir tarafta techno-trance agirlikli calisiliyor. son kisimda ise -ki favorim oldu- house-dance turunun basarili ornekleri sergilenmekte. muzigin habura koyim, dans edenleri gorseniz buraya gomulmeyi istersiniz. o derece.

bosnak kizlari

turlerinin saygiyi hak eden ornekleri. gitmeden soylemislerdi, abartiyolar diye ciddiye almamistim. bir milletin butun kizlarinin guzel olabilme olasiligi nedir ha nedir? sarajevo'da 1(bir) ulan 1 bu olasilik. sokakta gordugunuz her 10 kizdan 6'si bizim cakma mankenlerin havada karada canina okur, kalan 4'u de istiklal'de soyle bir yuruse sehir efsanesi olur cikar allasen. hepsinin fizigi duzgun, hepsi bakimli olur mu, hepsi giyinmeyi, oturmayi, kalkmayi bilir mi? basli basina bir haksizlik abidesi bu sehir. bi de bir canayakin, bir sicak yaratiklar, sormayin gitsin. insanin gozunun icine icine bakmakta hinzirlar. memleketimin naif bagyanlarini incitmek istemem, ama bunlar farkli bir gezegenden sanki. adami sapsala cevirir bunlar, trafigin sifir oldugu sehirde ezilme tehlikesi gecirtirler. ben bunlari gorunce sanki bir daha imana geldim. bunlar maymundan gelmis olamazlar lan. hatta bunlar sicimiyor bile olabilirler.

velhasil kelam, sarajevo bize benzedigi kadar, bizden farkli bir sehir. vize de istemiyorlar, cebine attin miydi 400 eyro'yu 10 gun krallar gibi gezersin.

gittim, gordum, paylastim dostlar. gidip, gorup, paylasmayanlar utansin... agir oldu lan bu, lakin nasil bitirecegimi bilemedim.

orkid in var mı

(bkz: var ama evde)

uludağ sözlük basketbol ligi

uludag sozluk birinci gazoz ligi ile cakismadigi surece, herhangi bir takimda 1 numarali pozisyonda gorev alabilecegim lig.

futbolun icine tukureyim, yeter lan. biri bunu yapsin.

istanbul gosteri ve kultur merkezi

an itibariyle yanan gosteri merkezi. saglam kalan tek yani iskeleti olmustur. metro seferlerinin iptal edilme olasiligi mevcut. cana gelecegine mala gelsin diyor, olu ya da yarali olmamasini umuyoruz.

uludağ sözlük birinci gazoz ligi

sitesinin guncellenmesi 4 gozle beklenen.

essagan ala gazugu

(bkz: kova)

not : bir hafta sonra buraya edit gelmeyecek...