Türbanla daha iffetli olacak diye bir düşünce olamaz. iffet insanın beyninde başlar, beyninde biter. Türban örtmek insanı daha iffetli yada daha az iffetli yapmaz. Türbanı örten bunu gerçek anlamda örtüyor ise ona göre hareket edecektir. Ama bu demek değildir ki saçı açıklardan daha namuslular yada daha az namuslular. Bu kişilikle ve kendini yetiştirmekle alakalıdır. Eğer başörtülü insan Hz Muhammedin şu sözünü baz alıyorsa ''Utanmadığın herşeyi yapabilirsin'' o işten utanmıyordur ki çekinmeden yapıyordur. Dolayısı ile söylenecek bir şey pek yok gibi. Aman zaten insan ne yapmak isterse onu yapar boşver gitsin....

Türk kızlarını güzel bulmuyorum diyen saygıdeğer Türk erkekleri bu konu hakkında konuşmayacaktım ama gördüğüm yaşadığım bir takım olayları siz değerli sözlük yazarı kardeşlerimle paylaşmak istedim. Şimdi size göre güzel olmayan genelde kara göz kara kaş , orta boylu kara kirpikli bu çirkin(!) kızların yerine sarışın uzun boylu hatunları seçmek istemelerinizin nedeninin tamamen türk kızlarına ulaşmak isteyipte ulaşamama durumundan kaynaklandığını düşünüyorum. Şimdi mantıken bir düşünün sizin etiniz budunuz ne yahu siz kendinizi Brad Pitt mi zannediyorsunuz da bu uzun boylu sarışın kızlara hasta oluyorsunuz kusura bakmayın tanıdığım tüm avrupalı kızlar sizden fazlasıyla bıkmış ve sizleri beğenmiyorlar. Kendinizi boşu boşuna kandırmayın gavur kızları Türk erkeklerin peşinde diye böyle bir şey yok tecrübe ile sabittir. Tanıdığım yurtdışındaki hiçbir sarışın uzun boylu mavi gözlü kızların hiçbirinin ağzından evet yakışıklılar yada mükemmeler lafını duymadım sadece söyledikleri şey şirinler, kanal d de yayınlanan şirinler gibi yani. Kaldık ki benim yurtdışında kaldığım Türk kızlarının peşinden koşan bir çok kişiden bahsedebilirim. Brezilyalı gençler başı çekmekteydi evet ciddi söylüyorum o beğenmediğiniz kızlara asılan başta Brezilyalı erkeklerdi, ikinci sırada isviçreliler vardı, üçüncü sırada Araplar. Şimdi diyeceksiniz ki sizin bilmem nenize meraklıydı bunlar bir an Araplar için bunu kabul edelim peki Brezilyalılar için kaldı ki Brezilyalılar aklınıza hayalinize gelebilecek herşeyi yaşamış herşeye doymuşlardı. Brezilyalı kızlar çok güzel dediğimizde bize söyledikleri tek şey bence Türk kızları daha güzel lafı idi. Doğallar, samimiler ve içtenler diyorlardı. Brezilyalı erkeklerle Türk kızlarının hemen hemen hepsi çıktı ama aklınıza hiçbirşey gelmesin sadece çıktılar,sohbet ettiler, gezdiler ülkelerinden konuştular, sizin sandığınız gibi düşüp kalkma olmadı hiçbir Türk kızı ile. Hatta birisi evlenme teklifi bile aldı ama kız kabul etmedi. Şimdi gelelim birde orada yaşayan Türk erkeklerine tek bir istisnadan bahsedeceğim şimdi orda bir Türk genci vardı bizim oturduğumuz masaya geldi Türk kızları şöyle Türk kızları böle efendim yani b.k atıyor resmen, bu genç teksaslı çok ta güzel olmayan bir hatunla çıkıyor. Bu hatunu yere göğe sığdıramıyor. Hatun dürüstmüşte Türk kızlarından daha dürüstmüş hemde. Velhasılı Türk kızları olarak hiç bir şey söylemedik. Neyse efendim bu zatı muhterem bir süreliğine Amerikaya gitti. Tabi bu kızla ilişkisi hala sürüyor. Ertesi gün ne olmuş kız oğlanın arkadaşının saçlarını okşuyormuş tabi olayı ben görmedim. Bu durum Türklerin toplanmış olduğu bir eğlencede çocuğun en güvendiği Türk arkadaşları tarafından kahkaha eşliğinde anlatılıyor arkasından zavallı deniliyor. Şimdi b.k attığınız hiç bir bok bilmiyor dediğiniz Türk kızlarını aşağıladınız ya aslında onlara değer veren ve onları el üstünde tutan Brezilyalı erkekler kadar bile değilsiniz hem bence Türk kızlarını güzel bulmayıp onların karakter tahlilini yapan Türk erkekleri için söylüyorum gidin yurtdışından hatun alın bize de Brezilyalı uzun boylu, kaslı, güçlü kuvvetli, sportif bebek yüzlü Leonardoları, Marcelioları bırakın. Hmm sizin hiç mi talibiniz yok hakkınızı yememek lazım wallahi var kimler biliyor musunuz? Asyalı kızlar eminim çok beğeneceksiniz onları Türk erkeklerinin peşini onlar bırakmıyor işte çok şanslısınız walla eminim hayalinizde yaşatmış olduğunuz koca yamuk götlü,küçük göğüslü,çarpık bacaklı,konuştuğunda mıy mıy miyavlayan ağızları sarmısak kokan,bu asyalı kızlar bu tüy yumakları size çok iyi eş olacaktır. Gözünüz aydın yeni eşleriniz sizi bekliyor. Sakın bana kızmayın ben sadece gördüklerimi ve bildiklerimi yazdım...

Bir kere özel üniversite öğrencilerinin ezikliği diye bir şey olamaz. Olsa olsa devlet üniversitelerinde okuyan öğrencilerin ezikliği vardır. Kaldı ki bilindiği gibi yada devlet üniversiteliler biliyorsa Özel üniversite diye bir kavram yoktur. Vakıf üniversitesi vardır. Bunlarda yine YÖK'e bağlıdır. Yani devlet üniversitesinde okuyan arkadaşların 'öteki'' olarak algıladığı ve öngördüğü vakıf üniversiteleri de devlete bağlıdır. Vakıf üniversitelerinde puanlamanın düşüklüğü söz konusu değildir benim girdiğim sene lisede de çok iyi bir öğrenciydim ki not ortalamam 4 ün üzerindeydi ve öss den de hatırı sayılır bir puan almıştım yalnızca o dönemin katsayı uygulaması dolayısıyla meslekler avukatlık psikoloji sözel bölümden eşit ağırlığa verilmişti dolayısıyla benim puanım 190 civarındayken alan dışı ortalama yüzünden bir hayli düşüyordu. Buna rağmen Marmara'da Bolu'da ve Balıkesir'de 2 yıllık,Konya'da da 4 yıllık bir yere girebiliyordum. Fakat masraflarını hesapladığımızda,istanbul içinde Vakıf üniversitesine gitmenin daha doğru olacağını düşündük. Zira şehir dışında okuyan arkadaşlarımın masrafları ki bizim bir senede harcadığımız parayı gelmiş geçmişti bile.Bunun yanında ailemde kesinlikle istanbul'da doğru düzgün bir bölümü okumamı ve ayrılmak istemediklerini belirttiler.Bunun üzerine vakıf üniversitesine gitmeye karar verdim. Hocalarımdan gayet memnundum herşeyi sorabiliyor laboratuvarlarda istemediğiniz kadar çok çalışma imkanı bulabiliyor,kütüphaneler de binlerce kitap ve yeni çıkmış olanlar da dahil uzun süreli ödünç alabiliyor,çok iyi bilgi donanımına sahip Türkiye'nin yönetiminde söz sahibi her kesimden ünlü insanlar gelip bilgi birikimlerini konferanslarda seminerlerde sizlerle paylaşabiliyordu. Hocalarımız ise devlet üniversitelerinde uzun süre çalışmış makama ve paraya doymuş insanlardı ki onlar böyle başlığı açan arkadaş gibi ben ''vakıf üniversitesinde ders işlemem'' ezikliğine sahip olmayan gayet önemli ve Türkiye'nin önde gelen hocalarındandı. istanbul Üniversitesinden öğrenciler yine kendi hocalarının önermiş olduğu bizim fakülte hocalarından ödev araştırması için randevulu randevusuz gelebilmekte ve yardım alabilmekteydiler. Bunun yanında vakıf üniversitelerine bakın hemen hemen pek çoğu ingiliz yada Amerikan üniversitelerinin eğitim biçimini benimsemiştir. Tek bir örnek bile aslında vakıf üniversitelerinde okumanın sanıldığı gibi para karşılığında olmayacağını gösterebilir.Hazırlıktayız ve finalden geçmeniz için 75 almanız gerekiyor ingilizce'den ve sorular da o biçim bildiğim kadarı ile Türkiyenin en büyük üniversitelerinde Boğaziçi'nde 65-70 almak yeterli hazırlıktan geçmek için.Bunun yanında bölüme geçtiğimizde de 5 yıl hazırlıkla beraber okuyan ama bir yada iki dersten kaldığı için dönemi tamamlayamayıp bir dönem uzatmış arkadaşlarım da var. Gördüğünüz gibi hocalar gözünüzün yaşına bile bakmıyor. Ek olarak Yıldız Teknik, Marmara gibi üniversitelerden tanıdıklarım vardı. Tabi bütün Yıldızlıları ve Marmara lıları katmıyorum ama benim tanıdıklarım ellerine bir gün kitap alıp okumaz araştırma yapmaz,günlük gazeteyi bile okumayan, saçma sapan fikirleri olan eğlence düşkünü insanlardı.Bir örnek daha vermek gerekirse kardeşim Vakıf üniversitelerinden birini burslu olarak kazandı ve Sakarya'da üniversite kazanan arkadaşı şimdi Vakıf üniversitesine geçiş için okulun şartlarını öğrenmek istiyor. Düşünün bir kere sadece 1 yılı kaldı ama tahammül edemiyor buda bir gerçeği ortaya koyuyor ki artık anlatmaya gerek yok. Dolayısı ile zekasız veya beyin özürlü olarak tabir ettiğiniz devlet üniversitelilerin deyimi ile Özel üniversite de okuyan öğrenciler(!) aslında sandığınızdan oldukça zeki ve çalışkan,sorumluluk sahibi insanlar %90 ı böyleler. Ezik felanda değiller tersine çok mağrur ve kendilerine güvenleri olan insanlar parası olup ta devlet üniversitesine gitmeyi akıllı bir kar zannedip bunun sonunda nasıl olsa diploma alıcam gözü ile bakan insanlar bence en büyük ezik onlar. Bunun yanında bizler diyelim istediğimiz paraya çalışamayacaksak asgari paraya çalışacaksak bu da ekonomi ile ilgili bir problemdir.Vakıf üniversitesinde okumakla alakalı değildir. Görüldüğü gibi bu yorumu yapan arkadaşın Türkiye gerçeklerinden ve ekonomiden habersiz olduğu ve anladığım kadarı ile de devlet üniversitesinde derslere girdiğinde bile bunları kapamamış ki yorum yapmaktadır kendisi. Biz eğer çok az bir paraya çalışacaksak ta şu bir gerçek kaldırımlarda boş boş gezmeyeceğiz bu da bir gerçek. Dolayısı ile bu başlığı açıp ezik diye nitelendirdiğiniz kişilerin hakkında atıp tutarken biraz tutarlı olmanızı önermiyoruz bile çünkü ezik kelimesini hangi ruhi bunalım içerisinde yazdığınızı da çözümleyebiliyoruz. Gerçekleri bir de vakıf üniversitesinde sizin anlayacağınız dille özel üniversite de okumuş insanlardan duydunuz. Sizce şimdi ezik kim? bir düşünün ama elinizi de vicdanınıza koymayı unutmayın...

Yada karşısındaki hatuna açılamaması kızın masasına kadar gelip açılamaması Kız gözünün içine bakar da öküz yinede cesaret edemez. Kız en sonunda eeee s.iktir git der. Bu seferde surat eder, küser konuşmaz anlamadım ki ne istiyorsun.Bir de kıza karşı duyguları yokmuş gibi davranır işte görünce görmezlikten gelmeler, Başka kızlara yanaşmalar, O kızla konuşmamalar, Sana bakmıyorum hava ve triplerine girmek.işte hayatımda başka biri var...eee tabi kız yerse. Tabi 1 sene sonra peşinden koştuğu kızın adını bile hatırlayamamak.

Bir insan neden istifa eder? Bana göre en önemli nedeni tutarsızlıklar,ikiyüzlülükler,otorite boşluğu,ve karşı tarafın ne istediğini bilmemesi sizi canınızdan bezdirirse istifa etmeyi düşünür,bunun hazırlığını yaparsınız. Karşı taraf otu boku word'ün 0,5 cm ile uğraşır ve size şimdiye kadar yapmış olduğunuz tüm işleri iade eder. Dahası bu işler kendileri tarafından onaylanmış ve imzalanmıştır ama kabul etmezler.Bunun üzerine kafanızdaki şimşekler biranda çakar ve siz istifa ediyorum dersiniz. Karşı tarafın ağzı bir karış açıkta kalmıştır. Ama söz ağızdan bir kez çıkar. Şimdi iş arama vaktidir bakalım ne kadar sürecek tedirginliğine katlanarak iş aramalarına başlarsınız.

itiraf ediyorum

Hayatımda ilk defa birine duygularım vardı dedim.
Patronun zübbe çocuğu ile tartıştım ve ona bağırdım ama kovulmadım beğenmiyorsan kendin yap deyip istifa ettim.
Erkek kardeşimin cep telefonunu dinlerken suya düşürdüm tabi telefon o biçim bozuldu tabi ben hiçbirşey olmamış ben yapmamışım gibi davrandım bunun üzerine servisi biz kazandık pişmanmıyım asla.
Benim kadar eğitimi olmayıp kafası hiçbirşeye basmayan ve konuşmayı bile beceremeyen ama nasıl oluyorsa bir yerlere gelen insanlardan nefret ediyorum.
Güzel olana karşı aşırı ilgiliyim güzel olan şeyi çok beğeniyor ve aşık oluyorum.insanların dış güzelliğine çok önem veriyorum kendim güzelmiyim pek sayılmaz.
Alışveriş manyağıyım ama param yok. Kozmetik ürünlerini özellikle pahalı göz kalemlerine bayılıyorum tam 10 tane değişik marka ve pahalı göz kalemim var.kullanıyormuyum hayır.
Hemen hemen her istediğim yapılıp alınmasına rağmen hayatımda hiç bir zaman mutlu olmadım çocukluğumda dahil.

Susarken konuşmak bir çok şeyi söylemektir tabiki karşıdaki bunu anlıyorsa anlamıyorsa zaten boşverin gitsin. Susan insan konuşan insandan daha çok şey anlatır aslında... Susmak karşıdaki insana haykırmaktır bazen susan insanın sessizliğinden rahatsız hatta sağır bile olabilirsiniz. Susmak anlaşılmak istemektir aslında söyleyeceklerinizi daha önce anlatmışsınızdır ama anlaşılamamışsınızdır bu yüzden susmak vaktidir. Çok konuşup anlaşılamamaktansa susarak konuşmayı deneyin ve geçmişe dönüp bakmayın...

O kadar zor ki, farkında olup ta bir şeyler yapamamak. Keşke dersiniz hiçbirşeyin farkında olmasaydım en azından acı çekmezdim. Farkında olup ta bir şeyler yapamamak aslında yapacağınız şeyin ne olduğunu bilmeniz ama sessizce izlemek zorunda kalmanızdır. Aslında düşünürsünüz sürekli ben çok şey yaptım dersiniz sıra karşımdakinde ama karşınızdaki hiç bir şey yapmaz yapmak istemez. Bu sefer siz izlersiniz sessizce sakince oysa içinizde ne fırtınalar kopar da kimsenin haberi olmaz en önemlisi karşınızdakinin haberi olmaz. Kimi zaman bir aşktır bu farkında olup ta bir şey yapamamak,yapsan da bir şeyin değişmeyeceğini bilirsiniz, kimi zaman işyerinde patronun zübbe zengin çocuğunun yanlışlıklarına rağmen susmaktır. Susmak zorunda kalmaktır. Bu sessizlik sizi yer bitirir. Sonunda hiç birşeyi farkında olmamaya başlarsınız...bananeler başlar ama yeterli gelmez.Batsın sizi bu duruma getirenler dersiniz birde kadere lanet edersiniz kendinize lanet edersiniz aslında. Yalanların,aldatmacaların,kıskandırmaların,oyunların, seviyorum diye bakan gözlerin en sonunda yalan söylediğinin farkındasınızdır. Bu yalana ortak olmak riyakarlığına meydan okuyamamak hayır öyle değil böyleydi dediğinizde bunlarında yalanlanacağını ve size hasta muamelesi yapılacağının farkındasınızdır. Bu yüzden bir şey yapamamakla kalırsınız.

Özellikle aramış olduğunuz şeyin önem derecesine göre değişir. Hele de aradığınız ilaç almak için gerekli olan raporunuzsa zira 20 gündür ilaç içememenin ve ilacın pahalı olduğu ile başınıza gözünüze vücudunuzun belirli bölgelerine ağrılarınız girer de aspirinle atlatmaya çalışırsınız. Ertesi gün ilacınız bitecektir ve siz işten güçten vakit bulup akşam işten eve geldiğinizde raporunuzun koyduğunuzu yada sakladığınızı sandığınız yerde olmadığını görür. Bu defa başlarsınız aramaya ama maalesef hiçbiryerde yoktur. Bunun üzerine küfürler,diş sıkmalar ana avrat küfretmeler,eşyaları devirmeler,çekmeceleri alt üst etmeler arada bir ev halkının çekil şurdan tv yi görememesi ve arkanızda ''salak bir raporuna bile sahip çıkamıyor'' diye laf yapıştırmaları da cabası... başlamıştır o sırada anneniz kızım yada oğlum Ayetel kürsiyi 11 defa oku bulursun der bu sefer anne sen nediyosun ya şurada sabırsızlık ve sinir katsayım en üst seviyede nasıl okuyabilirim içimden küfürler geçerken hemide 11 defa der..annenize fırçayı basarsınız o yine ayetel kürsiyi 11 defa okutma derdindedir. En sonunda bırakırsınız aramayı...Sonuç 20 günden beri içilmeyen ilaç ile başlayan ağrılar silsilesinin doktorla randevu gününe kadar çekilmesidir...

özellikle defalarca edilmiş dualara ve yine özellikle tanrı'nın ''bana dua edin vereyim '' dediğinde hiçbir şekilde cevap vermemesi ile sonuçlanmış bir durum ayy dumur olma meselesi.

Özellikle o... tabiri geçmişte kadınlar için söylenmiş bir hakaret sıfatı olsada günümüzde bu kavram her iki taraf içinde kullanılabiilir olmuş durumda. Özellikle iş o.... ruhlu insanlara gelince hem erkeği hem kadını bu işe yakıştırabiliriz. Zira bence o.... olan kadının yaptığı, o..... ruhlu bir insandan daha iyidir. En azından o.... kadının amacı para karşılığında sextir. Ancak o.... ruhlu bir insan bide okumuş ve entel dantel takılıyorsa değmeyin onun o.......öle bir orospudur ki karşısına kendi gibi biri çıktığında bile 'ben kayaları aşarım, bana kum tanesi gibi gelir'' der ve dercesine kendine özgüven sahibidir yada öle tribünlere oynamaktır. Efendim burada oro... ruhlu insanın durumu acı çektirmek mahfetmek gibi olsa da kısmen başarı şansı olmasına rağmen arkalarından söylenen ve onları anlatabilecek yegane söz o....dur... Cezası bir gün kendi gibi hem o...ya hemde ruhende o... ruhlu bir insana denk gelmesidir. Belki or.... ruhlu olmayanların değeri bu şekilde anlaşılacaktır..

insanların kişiliğinden midir yoksa kendine güvensizliğinden midir bilmem ama hiç hoş değil. Hele de seven bir kıza yapılıyorsa erkek milletini biranda o kızın gözünde bitirecek eylem.. zavallı biçare kız dışarıdan baktığında gizemli bir kale olduğunu sandığı sevdiği adamın biranda yıkık dökük duvarları olan bir kalenin içini gördüğünde hayal kırıklığı mı yaşasın,kendinden mi utansın,yoksa biçare çocukcağıza mı acısın nefret mi etsin...bu duyguların tamamen karışıp kaos haline geldiği ve kızı depresyona kadar götürecek iğrenç bir davranış silsilesidir anlayacağınız... pişkinlikle bide ''yapmış veya söylemiş olduğu sözleri ben öle bişey yapmadım sen ruh hastasısın şeklinde'' içeren cümleleri kurarak inkar ve yadsımanın da ötesinde kıza yada hatuna bide suçlama da bulunması delirtir cinsten insanı...Ancak kızımız 1 bilemediniz 2 sene sonra kendine geldiğinde o kendini inkar eden adamın sadece dış görünüşte bir beyzade ama aslında yıkılmış,kendine güveni olmayan bir erkek olamayacağı gibi hayvan bile olamayacağını anlayıp başını taşlara vurursa belki kızımız o zaman onu affedebilir..Affedebilir diyorum çünkü affedilmesi güç bir durumdur bu ezik insanı.. en iyisi bu kişiyi kendisiyle baş başa bırakıp kendini inkar etmesine müsaade etmek ancak bir insan kendini en güzel bu şekilde yokedebilir sizin onu duygularınızda yoketmenize gerek bile kalmaz o kendini imha etmiştir zaten sonsuza kadar Bol inkarlı günler...

walla bende bir türlü anlamadım. o kadar kuran kurslarına gittim. o kadar kuranı okudum yetmedi türkçesini 3 kere okudum bir türlü anlayamadım beynim sulanmış anlamıyorum. Sanki okudukça daha bir anlamsızlıklarla karşılaştım bu yetmedi sorularım çoğaldı. Yani Tanrı o kadar büyük ki küçücük insancıklardan ibadet istiyor bu yetmiyormuş gibi o ibadetin kendimize fayda getireceğini söyleyip o ibadeti yapıp yapmama gibi iradeyi bize bırakıyor. Aynı Tanrı eğer ibadet etmezsen seni cezalandırırım deyip cennet ve cehennemi ortaya atıyor. Anlamadım ki duamıza ihtiyacın yoksa neden ibadet etmemizi istiyorsun yok varsa benim sizin dualarınıza ihtiyacım yok deyip işin içinden çıkıyorsun. Zaten akıl vermiş bide bunun yanında arzuları istekleri vermiş buna da uyarsan günah demiş. Walla zaten insancık insan olmanın yükünü taşıyor bide sen gelme insanların üzerine yüce Tanrı... Niye insanı yarattın onuda anlamış değilim. Aslında bu soruya bir kitapta okumuş olduğum küçük bir çocuğun dedesine yada ninesine sorduğu soru geliyor aklıma ''babaanne yada dede her ne ise Tanrı bizi ve her şeyi yarattıysa ve kendini bize anlattıysa o zaman ünlü mü olmak istiyor ki bunları anlatıyor? heeeeee?''Adem ile Havvanın günahını niye milyarlarca insana ödetiyorsun hani insanlar kendi günahlarını çekerdi...Walla ben bu Tanrıyı hiç anlamadım kafayı yiyeceğim en iyisi düşünmemek...

geçenlerde iş görüşmesine gitmiştim. Karşımdaki insan öle gel geç bir insan değil gibi geldi taki o soruyu sorana kadar.

-Ne bölümü mezunusunuz?
-Uluslararası ilişkiler(aslında cv de yazıo ama kıl edecek ya)
-2 yıllık mı 4 yıllık mı
-ohaaaaaa
-ne, şey 5 yıllık 1 yıl da hazırlık

çıkarken ben burada çalışacağıma...