bugün

insana inanılmaz derece mutluluk verir. aile hep bir arada , evin annesi gene döktürmüş, uzun zamandan sonra gözede hitap eden bir sofra ve en önemlisi arkandan atlı kovalar gibi yemek yemek zorunda değilsin çünkü yemek bitecek derdin yok 2. tabağı rahatlıkla alabilirsin.
daima zeytin peynir çay falan olmuştur. yani kahvaltı. hep gece yola çıkıp sabah geldim memleketime.
yol boyunca hayal edilen yemektir. yolculuk ne kadar uzunsa, ağzın o kadar sulanır. anne günler önce arayıp ne istediğini sorar yada sormadan en sevdiğin yemeği pişirip sürpriz yapar. sana da keyfini çıkarmak düşer...
can suyu gibidir.
mangaldır. sanki hiç tavuk yada et yemiyormuşuz muamelesi yapılır. ancak sabah kahvaltısı ise o sofrada patatesli börek olacak aga.
ıspanaklı börek. ve böyle kendini garip hissetmeler...
genellikle anne tarafından, oğlunun en sevdiği yemek yapılmaya özen gösterilir. evlat eğer adanalı ise mangal partisi kaçınılmazdır.
üniversiteden dönmeden anneye sipariş verildiğinden, bilinen en çok yemek istenen yemektir.
annenin o güzel elliriyle yaptığı o güzel yemeklerdir. Sevilmeyen bir yemek bile olsa öğrenciye dünyanın en güzel yemeğiymiş gibi gelir.
sulu yemek olması tercih sebebi(y)dir. öğrenciyken yenen yemekler insanın içini kurutur. *
(bkz: tantuni)

(bkz: içli köfte)

(bkz: kebap)

(bkz: şırdan)

(bkz: tarsus)
yemek akılda kalmasa da şahsım için yapılmış tatlı ekseriytle kadayıftır.
evde ne yemek varsa odur fark etmez. ama şu da bir gerçektir ki eğer kendi yemeğini kendi yazırlıyorsa sandviç, tost ya da en yazla uğraşacağı peynirli yumurta yapmak olacaktır.
(bkz: musakka)
(bkz: pirinç pilavı)
(bkz: salata)
tost. zira evde kimse olmayabilir.
taze fasulye olmalıdır, zira herkes en sevdiği taze fasulyeyi ancak annesinin elinden yiyebilir. ama ya anne yoksa evde? ya bir daha hiç gelmeyecekse? neyse...