bugün

100 temel eser içine alınması, lisede okutulmasının farz olması gereken kitaptır. ithaki yayınları almanızı öneririm.
yaklasik 1 saat once basladigim j.r.r. tolkien'in sizi orta dunyanin derinliklerine goturdugu kitaptir. azda olsa orta dunya bilginiz varsa (irklar ve bolgeler hakkinda) akici olan bir kitaptir.
yüzüklerin efendisinin özünü anlamak isteyenlere tavsiye edilecek kitap.
an itibariyle tolkien amcanın alacağım kitabı. çok merak ediyorum melkor'u túrin'i beleg'i falan.
içinden en az 30 film çıkabilecek kitap. Peter amca paranın belini kırarsın demedi deme. En az 2 defa okunması gerekiyor efendim.
içinden en az 5 tane birbirinden bağımsız ve hepsi en az 3 kitaptan oluşabilecek seriler çıkartabilecek (yani toplamda 15 kitap) tek kitaptır. Irklar, dil ve sözlük için ayrı birer de kitap çıkarılırsa 20 kitapa tamamlanabilir bu kitap içindeki cevher.
Öyle bir kez okuyupta çözülecek bir kitap değildir, üçüncü okuyuşunuzda bile daha önce hiç fark etmediğiniz bir sürü olay (detay demiyorum olay!)fark edersiniz.
hobbit i okuyup beğendikten sonra acaba diyorum bu kitabı da mı edinip okusam.

sözlük yazaralrımızın okuyup sevdiği bir kitaptır.
arkadaşımın hediye olarak aldığı, başlamak için sabırsızlandığım kitap. daha sonra nasıl bulduğumu yazdığım tolkien kitabı. gerçi bazı yerlerini oğlu yazmış ama olsun.
huri'nin çocuklarına bol bol selam çakan müthiç tolkien eseri. her iki kitabıda okumak isteyenlere tavsiyemdir. 4 defa okuyun. 4. de çok enteresan bir dünya ile karşılaşıyorsunuz..
(#20722553)
okuyacağım falan dedim ama dili çok ağır amk. artık kendime itiraf etmem gerekir ki, yok yapamıyorum. ama bir gün okuyacağım söz.
akşam başlanılıp sabah bitirilecek kitap değildir. sindirilerek okunması gerekir. o kadar çok karakter var ki kitap bitince bir şeyler anlamış olmak bile başarı sayılabilir.
orta dunya'nin kutsal kitabi. yuzuklerin efendisi yaninda mezarlikta satilan yasinler gibi kalir.
en az iki defa okumayla anlaşılan kitap. harika bir eserdir.
üç part halinde bitirebildiğim j.r.r.tolkien kitabı.

elime ilk aldığımda peh ben bunu sekiz -dokuz saatte hatmederim dedim, ancak bayağı bir karmaşık olması nedeniyle beni

bayağı yordu. ama sonunda bitirdim.

burada kitap hakkında eleştiri için kendi adıma erken,önce her bir bölümü ayrı ayrı yeniden okuyup öyle yorum yapabilirim.

sadece söyleyebileceğim, bir insanın bu kitabı yazması için olağanüstü bir hayal gücü, korkunç bir bilgi birikimi ve

ve çok derin edebiyat bilgisi gerektiğidir ki yazar da bunlar fazlasıyla varmış ki yazmış, ayrıca adam kutsal kitap havası

vermiş esere.

note 1: belki haksızlık olacak ama keşke hurin in çocuklarını almasaymışım, silmarillion da iyi yedirilmiş turambar ın

acı kaderi, hikayeyi sarmış. neyse onuda tekrarlamak farz.

note 2: tehlikli diyardan öyküler güzel.

note 3+ gear: roverandom sarmadı, sorun bende olabilir.
14 tane Valar'dan (valar biliyorsunuz Gandalfgillerin ve Sarumangillerin yani Maiarların da üstü oluyor) bir tanesi olan ve 7 kraliçe Valar'dan
en güzeli olan Varda hakkında şöyle bir cümle geçiyor:

"O'nun güzelliği Elf ya da insan sözcükleriyle ifade edilemeyecek kadar görkemlidir. Çünkü Eru'nun (kitapta orta dünyayı yaratan tanrı) ışığı
hala yüzünde yaşar."

Bu güzelliği kafanızda canlandırmaya çalışmanızı rica ediyorum...

Olmuyor değil mi?
Okuması zor kitap. Bir sürü isim ve terim var. Yer yer takip mekanizması kırılırken o kimdi ki diye sorarken yakaladım kendimi birkaç sefer.
hobbit üçlemesi bittikten sonra sinemaya uyarlanacak yeni bir serüvendir.

bakalım orta dünya da daha neler, neler olmuş.
sinemaya uyarlanır mı bilmem ama olur da uyarlanırsa alayına toz attırır. nokta.
(bkz: eru)
tolkien bu kutsal kitabı, vatanı ingiltere'ye armağan etmiş. aslında eseri yazmaktaki amaçlarından biri de ingiltere'nin kendi hikayesinin olmamasıymış. gerekli yerden başlayarak alıntı yapıyorum hemen :

--- tolkien'in milton waldman'a yazdığı bir mektuptan,1951 ---
* ithaki yayınları *

"...ama başlangıçta yine çok temel meraklarımdan biri, mit (alegori değil!), masal ve hepsinden çok, masalla tarihin kıyısında duran bir kahramanlık hikayesi yazmaktı, ki bu türde eserlerden benim beğenime uygun olanı(ulaşabildiklerim arasında) yok denecek kadar azdır... ayıca, -kulağa çok saçma gelmediğini umut ediyorum- çocukluğumdan beri sevgili ülkemin bu konudaki yoksulluğunun acısını duydum: kendi hikayesi yoktu (kendi dili ve kökenleriyle bağlantılı); olanlar da benim aradığım ve başka diyarların efsanelerinde (bir parça da olsa) bulduğum nitelikte değildi. bu türde bir tat yunan, kelt, roma, germen, iskandinav ve fin (beni yürekten etkilemiştir.) efsanelerinde vardı, ama mütevazı destan kitapları dışında ingilizcede hiçbir şey yoktu. tabi arthur dönemine dair hikayeler vardı ve güçlü olmasına güçlüydü; ama eksik gedik anlatılarak, dile öyle yerleştirmişlerdi ve ingiliz değil, britanya topraklarına mal edilmişlerdi, ayrıca benim aradığım şeyin yerini tutmuyorlardı. bir kere "peri" hikayeleri sayıca fazla, çok fantastik, uyumsuz ve tekrar dayalıydı. daha da önemlisi fazlasıyla hıristiyan öğeler barındırıyorlardı ve dinsel bir nitelik kazanmışlardı.

tam anlamlandıramadığım sebeplerden ötürü, bu bana çok tehlikeli görünüyor. mit ve masal, tüm diğer sanatlar gibi, çözümleri noktasında ahlaki ve dinsel gerçekleri(ya da hataları) içermeli ve yansıtmalıdır, ama "gerçek" dünyada karşımıza çıkan bilindik anlamıyla ve açık bir şekilde değil.

gülme lütfen! ama bir zamanlar (o burnu büyüklüğümden eser yok şimdi) geniş ve evrenin yaradılışına ilişkin olanla, romantik masalı birleştiren destansı bir hikaye kurmayı kafama koymuştum;bu hikayeyi de sadece vatanıma, ingiltere'ye ithaf edecektim. tam da benim arayıp durduğum tarzı ve niteliği taşıyan bir anlatı olacaktı; biraz mesafeli ve açık, bizim "havamızı" anımsatan (kuzaybatının havası ve toprağı, yani britanya ve avrupa'nın o kısımları: italya ya da ege değil; tabii biraz da doğu) ve hikaye akıp giderken (eğer becerebilseydim) bazılarının kelt olarak nitelediği zarif, kolay bulunmaz güzelliğe sahip "yüksek" bir tınıda olacaktı; kalabalıkların sıradanlığından sıyrılmış ve uzun zamandır şiirlerde yaşatılan bir ülkenin insanlarına hitap eden bir tat verecekti. bu müthiş hikayelerden bazısını bitirecek, bazılarını karalama halinde taslak olarak bırakacaktım. hikayelerin oluşurtuğu her bir çember, görkemli bir bütüne bağlı olacaktı, yine de ressamlara, müzisyenlere ve tiyatroculara hünerlerini gösterecekleri bir alan açacaktı. saçma."

---- alıntı bitti ---

belki sen şimdi bize uzaklardan bakıp kıs kıs gülüyorsun, peter jackson'a "orası öyle olmayacaktı aptal!" diyerek küfürler ediyorsun, yarattığın kültürün bu denli benimsenmesine akıl sır erdiremiyorsun, forumlarda, pc oyunlarında vs. eserlerinin yaşatılmasına inanmakta zorlanıyorsun, o bahsettiğin ressam, müzisyen, tiyatrocuların hünerlerini gösterecekleri o alanı "gerçekten" yarattığına şaşırıp kalıyorsun. ya da kalmıyorsun, bilmiyorum.

ama şunu söylemek isterim ki, sadece "vatanın" değil, tüm dünya olarak sana çok şey borçluyuz.
bizi biraz bu irin dolu dünyadan koparıp, kendi dünyanın güzelliğiyle buluşturduğun için.

hannon le..
kesinlikle dizi yapılması gereken eser. ama öyle sikindirik değil hakkını vere vere...
yüzüklerin efendisi serisi kendisine işkence gibi gelenlerin okumaması gereken başka bir başyapıt. okusalar da anlamayacaklardır zaten. zira olay akışı daha karmaşık ve karakter sayısı daha fazladır.

ayrıca dil sadeleştirilseydi j.r.r. tolkien emmim mezarında ters dönerdi. eserin dili kendine özgüdür. çünkü tolkien' in yarattığı dünyası kadim dünyadır.

(bkz: kadim)

olayların kadim dünyada geçmesi sebebiyle kitabın çevirisi de çevrilen dilde eski kelimelerin seçilmesini gerektirir.

ha bir de değerli yazarın ( tolkien ) dilbilimi konusunda bir usta olması onun eserlerinin kelime yönünden zengin olması, dilinin ağır olmasının sebeplerindendir.
en huzunlu hikayelerden birini bulunduran kitaptir, Turin Turambarin hikayesi yani. insani aglatir okudukca..
middle earth'un yaratilisindan the hobbit'e kadarki caglarini anlatan cilgin mitolojik hikayler butunudur. cok sevildiginde basucu kitabi kategorisine girenlerdendir.

adini hatirlamadigim bir yazar tarafindan incil'in yerine konulan siddhartha nin yarattigi etkinin uzun metrajlisina sahiptir, ki siddhartha silmarillion'un yaninda pek de kitaptan sayilmamalidir.
şimdi biraz mitolojik diycem ama mitoloji hastası pis ergen kitlesi de okur diye çok korkuyorum. Herkes anlayamaz, laf ederler falan, hiç çekilmez
(bkz: fingolfin)
filmlerinin yapılmasını çok istediğim eser. Lakin bu zamanın bütçesi ve imkanlarıyla filminin çekilmesi imkansız.

Roman değil amk bildiğin ansiklopedi...