anam avradım olsun kompleksi.
mitolojik hikayesi şöyledir:
eski bir yunan kralı birgün falcıdan kötü bir haber alır. fala göre bir erkek oğlu olacak, babasını öldürecek, annesiyle evlenecektir. bundan korkan kralın yakın zamanda bir erkek oğlu olur. oğlunu terkedilmiş bir köye götürür, kaçmasın diye ayaklarını çivilerle yere çakar. oğlunun adını oedipus (çivili ayak) koyar. böylece yıllar geçer, daha sonra bir tüccar oedipus'u o halde farkeder ve onu kurtarır. oedipus kendi ülkesine dönmez, ülke ülke dolaşır. eskiden çivi çakılı olan ayakları sürekli sızlar. yıllar sonra genç bir delikanlı olur, kendi ülkesini yakıp yıkan bir deve karşı bir mücadele eder ve devi yener. ülkenin kralını öldürüp (babası), ülkenin başına geçer, ülkenin kraliçesi olan annesiyle evlenir ve fal gerçek çıkmış olur. oedipus kısaca erkek çocukların annelerine olan gerçekdışı aşk ve babaların bunu bir tehdit olarak görmesi anlamına gelir.
ilkel insanlarda çocuklar annelerine karşı şehvet duymaktaydı. Ancak baba bu arzunun gerçekleşmesine mani oluyordu. Çocuklar bunun üzerine babalarını öldürmeye karar verdiler. dünya birgün acı feryatlarla uyandı. Bunun nedeni çocukların planladıkları şeyi gerçekleştirmiş olmalarıydı. Bunun üzerine evlatklar büyük bir pişmanlık duydu. Bu pişmanlıklarını bastırmak ve babalarının ruhlarını takdis etmek istediler. ve böylece ortaya totemizm dini çıktı. Bundan sonraki tüm dinler aynı sorunsal üzerine doğdu. Hatta freud hristiyanlık için, evladın (hz. isa) babayı (tanrı) öldürmek istemesine dayanmaktaydı. her ne kadar hz.isa bu düşüncesini gerçekleştirememişse de, kendini öldürmüş ve babasının yerine geçmişti... işte oedipus kompleksi ve yol açtıkları freud'a göre...

edit: bilimsel bir olayı nesnel bir biçimde anlatan entryi eksileyen yazara koca bir alkış istiyorum!..
Bunun tersine ise, elektra kompleksi denir.

Elektra kompleksi, 3-6 yaş arası kız çocuklarının, babaya fazlaca düşkün olup, anneyi rakip olarak görmeleridir.
kelime manası ayağı şişmiş olan, kerameti kendinden mekul freud'a göre babayı kendine rakip görüp anneyle evlenmek isteyen erkek çocuk kompleksi. *
4-5 yaşlarında annemle evlenmek istermişim. ama o zamanlar cinselliğin ne olduğunu da bilmiyorum, sadece evlenme isteği. o da anneme olan sevgimden ötürü ki, 4-5 yaşında bir çocuk için ''evlilik = birbirini seven insanların yaptığı şey''. bende annemi çok seviyorum, o da beni çok seviyordu. öyleyse bende; evlenmeliyiz anne demiştim.

bunu oedipus ile bağdaştırmak ne kadar doğru bilemem.

edit: babam eksiledi...
(bkz: elektra kompleksi)
freud'un unlu teorisi. erkek cocuk kucuk yasta anne'ye asik olur, ruyalarinda onu gorer, pismanlik duyar vs. sonra ileriki yaslarda gider annesine benzeyen bir kadinla evleni, olaylar gelisir filan. sophocles'in hikayesinden benzetmedir bu isim.
Freudun ortaya attıgı,fallik döneminde cocugun karsı cins ebeveynine yakınlık duyması ve bunun sonucu erkek çocugun babayı,kız cocugun anneyi kendine rakip görmesini kapsayan ve iki yıl kadar süren kompleks,adını mitolojik (bkz: kral odipus)öyküsünden almıştır.
kesinlikle doğru bir teoridir.
erkeklere sorun nasıl bir eş isterler diye, somutlaştıramazlar ama tek bir cevap onlara ''heh işte bu!'' dedirtebilir. ''annem gibi biri'' cevabı. tabi herkes böyle düşünmeyebilir.

olay sadece cinsel yalıtılmışlık hissi değildir. cinsel olmanın da ötesinde nöropsikiyatrik bir bozukluk da değildir. ama nöropsikiyatriden bağımsız da değildir.
eğer bir çocuk dayak yediği halde yine annesine koşuyorsa; yani arada bir bağıntı varsa, bu bağıntıyı birden fazla forma sokarak kullanıyor olamaz mı? cinsellik, sahip olma duygusu; kıskançlık ve bunun getirdiği saldırganlık ve benzeri durumların tamamı bir yerden köken almalı. bir yerde tanımalı bunları. tabi bu da ilk karşı cins olan anne de gerçekleşir doğal olarak.

bu teorinin doğru olmaması için hiçbir sebep yok.
sendroma adını veren sophokles'in (bkz: kral oedipus) adlı tragedyasıdır. erkek çocuklarının anneye aşırı düşkün olma durumudur. bu sendroma isminin neden verildiğini kitabı okuduğunuzda daha iyi anlayacaksınız. ayrıca kırmızı saçlı kadında da bu sendromdan bahsediyor.
Freud'un oedipus'un annesiyle evlenmesi ile aynı aile üyeleri arasında cinsel ilişki isteğinin yaygın olduğu görüşünü benimsemesi durumudur ve tüm erkeklerin doğuştan bu dürtüye sahip olduğunu savunmuştur.

fakat yanılmaktadır kendisi. öncelikle insanların evleninceye kadar cinsel baskı altında tutulmasını sağlayan ahlak yasaları vardı. evlilik toplumsal ve ekonomik sebeplere dayandığından sürekli ertelenmekteydi. bu sırada bedensel gereksinim ile toplum baskısı çatışarak bazı sinir hastalıklarına (oedipal), aile içi korku ve kuşkulara sebep oluyordu. ilkel toplumlarda bu bahsettiğimiz kural yoktu. yani ne cinsel doyumsuzluk ne de oedipus kompleksi vardı.

oedipus kompleksi Avrupalı bazı sinir hastalarında görülmüş ve normal insanlarda-yani sinir hastalığı olmayanlarda- belli bir noktaya kadar var olduğu oraya çıkmış fakat freud dahil hiç kimse bu davranışın ilk insanlardan geldiğini kanıtlayamamıştır. kastedilen bu davranışın herkeste doğuştan ortaya çıkmadığı, sonradan oluştuğudur. yani böyle bir sendrom cinsel istek duyma ve onu bastırma çabasının sonucudur. her gün bir sürü nesne ile çocuğun karşısına çıkan cinsellik isteği ve çevresindeki tek yakın kadının annesi olması onun babasını engelleyerek annesine aşık olmasını açıklar.

fakat ilk insanlarda böyle bir baskı olmadığından çocuk annesine veya anneannesine aşık olma ihtiyacı duymayacak ve hatta aklından bile geçirmeyecektir.
kız çocuklar; kendilerinde penis olamdığı için erkeklere karşı inanılmaz derecede büyük bir kıskançlık güderler. aslında kendilerinde de küçük bir penis vardır * ama bunu daha büyüyecek olduğuna inanırlar . ama büyümediğini anladıklarında iğdiş edildikleri için anneye büyük bir bir öfke duyarlar. bunun sebebi annelerinin onları doğurmasıdır tabiki. bu yüzden de kızlar babalarına yönelirler. kızların babalarına olan bağlılığı buradan gelir freud'a göre.

erkek çocukta bu farklıdır. kendilerinin doğuştan penisi vardır. çocuk ilk kez çıplak bir kadın gördüğünde ilk önde içinde bir korku uyanır. acaba ben de mi iğdiş edileceğim? diye. fakat zaman geçtikçe bunun olmayacağını anlar. ve kadınlarla, yani iğdiş olmayanlarla çiftleşebileceğini düşünür. bu kadınlara, annelerini ilk olarak çıplak gördüklerinde anne de dahil olur.bu yüzden kendilerine en yakın olan bu kadınla büyük bir şehvet duyarlar. onlara bağlanırlar. zaman geçtikçe de artık bu bilinçaltından kurtulurlar.

işte erkek çocuğun ilk iğdiş edilmiş kadını gördüğündeki yaşadığı korkuya kastrasyon korkusu denir. ve annelerine şehvet duymasına da psikiyatri de
oedipus kompleksi adı verilir.

bu girdide ayrıca bir bütün olarak kastrasyon karmaşası da anlatılmıştır.

tabiki bu bütün bilgiler psikoloji felsefesine havale edilir. çünkü bu düşünceler tamamen sigmund freud a aittir.
bir diğer versiyonu:
(bkz: elektra kompleksi)

can yücel'cesi:
(bkz: anam avradım olsun kompleksi)
sabahtan beri tartışılan konudur.
ama ne tartıştığımızı bilmeden.
bunun bir ters kompleksi ise (bkz: elektra kompleksi)