bugün

tüm bir siyasi yaşamı süresince;

7 yıl süreyle türkiye işçi partisi genel başkanlığı,
5 yıl süreyle sosyalist devrim partisi/ sosyalist parti genel başkanlığı görevini sürdürmüş olan siyasetçi.
kel alaka olmakla birlikte sosyetik güzel güllü aybar 'ın babasıdır.
(bkz: ibrahim aybar)
"güler yüzlü sosyalizm" uygulamasından bahsederek, sovyetleri eleştirmiş, tip ve sdp başkanı türkiye'de yetişen sosyalistlerden biri.
1965 yılında Türkiye işçi Partisi "kula kulluk yetsin artık"sloganıyla ortaya çıktığında genel başkan olan kişi.kendi cümleleriyle kendi sonunu hazırlamıştır.sscb çekoslovakya'yı işgal edince bunun haksız bir işgal olduğunu söylemiş ve tez zamanda parti başkanlığından tasfiye edilmiştir.onun yerine genel başkan olan mehmet ali aslan ise,çok sağlam bir kürt milliyetçisydi.
(bkz:
burası türkiye)
aynı zamanda milli atlettir...

atina'da yapılan atletizm şampiyonası'nda yarış hakeminin, tarafgirliğiyle meşhur bir yunanlı olması nedeniyle o ve sporcu arkadaşları piste çıkmamış; yarışmaları hususunda başvekil ismet inönü'nün telkinleri de yetersiz kalmıştır.
Türkiye solunda lider sultasını ve sovyet tipi bürokratikleşmeyi engellemek için parti başkanlarının iki yılda bir değişmesini önermiş olan TiP eski milletvekilidir. Bunda amaçlanan, yıllarca en sorumlu konumda kalarak, ister istemez erişilmez bir yönetme yetisi kazanan liderin ölümü ya da yokluğunu takiben, uzun zaman boyunca onun yönlendirmesine alışmış olan partiyi kaos ortamına sürüklenmekten kurtarmaktır. Hem de başkanın görevini kötüye kullanması engellenmiş olacaktır bu yöntemle.
galatasaray lisesi mezunudur..
onun başkanlıktan ve arkasından da üyelikten ayrılışından sonra tip'te görünür bir gelişme olmadı. bunu, eleştirdiği sovyet sisteminin çöküşü izledi. fakat aybar'ın kendisi de, tip sonrasında görüşleri doğrultusunda başarılı bir örgütlenme gerçekleştiremedi. bir başka deyişle, kuramsalda savunduğunun pratikteki karşılığını (tip'te kısa bir dönem dışında) göremedi. sovyet sisteminin çöküşü ise insanlığa mutluluk değil sayısız mutsuzluklar getirdi. şoven milliyetçilikler, faşizm ve en ilkel biçimleriyle kapitalizm öncesi ilişki biçimleri hortladı... bu çöküş ve sonrasında yaşananlar sosyalizmin bir tür uygulanışının aksaklıkları konusundaki iddialara haklılık kazandırırken, pek çok yeni soru ve karşıt iddiayı da gündeme getirdi... kağıt üstündekiyle pratikte olup bitenin birbirini tutmazlığı trajik biçimlerde ortaya çıktı...

onun leninist kuram ve uygulama konusundaki eleştirilerinin, türkiye'de vladimir ilyiç lenin'in yapıtlarının henüz doğru dürüst okunup anlaşılmadığı bir döneme rastlaması kanımca talihsizlik olmuştur... dünya sosyalist literatüründe 1920'lerde başlayan bu tartışmaların kimi ürünleri türkiye'de yetmiş-seksen yıllık gecikmelerle ancak yayımlanıyor...

aybar'ın gerek leninist kuram ve uygulamalar, gerekse marksizm konularında, (izleyebildiğim kadarınca) bana kuramsal olmaktan çok pragmatik ve bir hayli de popülarize edilmiş görünen görüşlerinin iyice anlaşılması, irdelenip tartışılması bir zorunluluktur. türkiye'de sosyalist kuram ve uygulamaya ilişkin görüşleri (özellikle tip'in bir dönemdeki başarısı göz önünde bulundurularak) güncelliğini, önemlerini korumaktadır. fakat bu irdeleme ve tartışmalar, ancak ciddi kuramsal temele dayanarak sağlıklı sonuçlar verebilir... ülkemizde bu konuda (marksizmin çağdaş yorumları konusunda) yeterli bilgi birikimi bulunduğundan kuşkuluyum... aybar'ın görüşlerinin, ya da tam karşıt bir yönde, dünyadaki "reel sosyalist" uygulamaların, duygusal ve toptan bir kabul ya da reddiyle bir yere varılabilmesi ise mümkün değildir.

mehmet ali aybar, görüşlerinin kuramsal irdelenmesiyle varılacak sonuçlar ne olursa olsun, türkiye'de demokrasi ve sosyalizm hareketinin hiç kuşkusuz en özgün, en bilinçli önderlerinden biri olarak anımsanacak ve gündemde kalacak; onun başkanlığındaki tip dönemi ise kayıp bir cennet gibi hep özlenecektir...
tip başkanı olarak izlediği çizgi, o dönemde de gaulle' in fransa' da izlediği çizgi ile paralellik göstermektedir. nazım hikmet 1962 yılında fransa' ya gitmiş, aybar aynı dönemde tip başkanlığına getirilmiştir. daha önceki dönemlerde tip veya tkp de görülmemiş biçimde ayrımcı bir siyaset izlemiştir. 1962 senesine kadar türkiye türklerindir! diye bağıran aybar, bir kaç yıl sonra, doğu ve güneydoğu mitingleri düzenlemeye başlamış, açık bir şekilde kürt ayrımcılığı yapmaya gayret göstermiştir. izlemiş olduğu bu siyaset tam da fransa' nın sevr' i canlandırmaya çalıştığı döneme denk gelmektedir.
1962 ile 1969 yıllarında Türkiye işçi Partisi başkanlığı yapmış sosyalistlerdendir. Oldukça idealist olduğunu söylemek herhalde zor olmaz. Onun bu yönü ne etliye ne sütlüye, bıyık sakal ikilmelerine götürür.
idelojik yöntem açısından MDD'cilerden, Yön devrimci teşkilatından ve Sovyetik komünizmden ayırmıştır kendini.

Şöyle ki aşamalı devrimi kabul etmez, ve devrimin motor gücü açısından proleteryadan başka bir şey görmez. 1965 ile birlikte Türkiye'ye has özelliklerden ötürü köylülere de eğilim gösterir ama ana unsur gene emekçiler değil, işçiler olmuştur.

Onu farklı kılan unsur asla tepeden inme yöntemleri kabul etmemesidir. Bu manada 27 mayıs'a karşı olduğu görünümü verebilir ama getirdiği anayasa açısından onu bir ilerleme olarak görse de desteklemez. Özellikle DP'nin bir uzvu olan Adalet partisinin yeniden başa gelmesi tepeden inme yöntemlerle gelebilecek bir başarıya inanmayışının bir kanıtını oluşturur. Dolayısıyla onun bu görüşü mecliste sürdürülecek bir mücadelenın esas kılınmasına götürür ki 1965 sonrasında ihtilalci gençliğin TiP'ten kaymasına ve Milli Demokratik Devrim saflarına katılmasına nden olur.

Salt bir eylem adamı değil aynı zamanda bir teorisyendir. Hürriyetçi, güler yüzlü sosyalizm kavramının sahibidir. Her ne kadar bu kavramın ideolojik tabanı çok öncesinden Aybar'da olsa da dönemin komünizm korkusu karşısına sürdüğü bir savaşçıdır bu kavram. Aynı zamanda marksizmin savunduğu alt yapı-üst yapı belirlenimcilğine karşı ir duruştur. Çünkü, tıpkı Althusser'in de bahsettiği gibi şartlar gereği üst yapının alt yapıyı belirlemesi de ona göre olasıdır. Hürriyetçi Sosyalizm kavramı diğer TiP yöneticeleri tarafından tefe konmasına sebep olur. Aynı zaman AYbar bu kavramın zıttını göstererek hürriyetçi olmayan sosyalizm olur Sovyetizmi koyar.

ilk meclis konuşmasında ABD'nin üslerinden "35 milyon metrekarelik toprağımız işgal altındadır" diye dem vuruşu hatırlanısı olaylardandır. Aynı zamanda Vietnam Savaşı'ndan Bertrand Russel tarafından kururlucak mahkemeye çağrılması onun evrensel bazdaki önemini de gösterir ki bu mahkemede J. P Sartre da vardır. Kendisi devletler hukuku konusunda uzman doçenttir.
parlamenter ve halka dayanan sosyalizm anlayışının temsilcisi abimiz.. emperyalizmin kızıla bürünmüş şekline de diğeri kadar gayet cesurca karşı çıkmış, ve sovyet vesayeti altındaki çoğu sosyalist parti ve aydınlardan kalın çizgilerle ayrışmıştır.. marksizm hakkında epey bir malumatı olduğu uğur mumcunun 'aybar ile söyleşi' kitabından yeterince anlaşılmaktadır.. her ne kadar eylemci fraksiyonlarca 'opportünist' olarak nitelense de en ideal olanın ve -gördük ki- baki kalanın aybar abimizin düşünce yapısı olduğu görülmektedir.. çünkü gayet özyönetimci, özgürlükçü bir sosyalizm anlayışını temsil etmiştir kendisi.. türkiye işçi partisi gibi türkiye tarihinde az bulunan bir şansı bize tattıran emekçiler, aydınar dan birisidir..
görsel
güler yüzlü sosyalizmin türkiye de ki sancaktarıdır, rusların pragı işgalini eleştirmiştir, macaristan katliamını haykırmıştır doğru aynı zamanda devletler hukukunun önemli bir hocasıdır, vietnam savaşı sonrasında çağrılan hukukçulardandır, türk soluna bugün biraz daha fazla saygı duyuluyorsa bunda yüzde 50 payı olan insandır diğeri ise deniz gezmiştir.
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
hukukçu, siyaset adamı. Galatasaray Lisesi’ni, istanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirdi (1939). Aynı fakültede öğretim üyesi (doçent) iken siyasal yazıları nedeniyle görevine son verildi (1946). Siyasal yayınlarından dolayı 1947 de 3 yıl 8 ay hapse mahkum oldu. 1950 de aftan yararlanarak hapisten çıktı. 1962 de Türkiye işçi Partisi genel başkanlığına getirildi, 1965 te aynı partiden istanbul milletvekili oldu. 1969 da parti başkanlığından ve partiden ayrıldı. 1975 te Sosyalist Devrim Partisi’ni kurdu. Parti 12 Eylül’den sonra kapatıldı. 1986 da yeni bir sosyalist parti kurma girişimlerinde bulun¬du. Özellikle 1970 ten sonra antisovyet sosyalizmi savundu. Başlıca eseri: “Bağımsızlık, Demokrasi ve Sosyalizm”dir (1968).

Kaynak: http://www.yeniansikloped...mehmet-ali/#ixzz2OPRw6wOt
kürt siyasi hareketinin ilk ayağı olan halkın ve emek partisinin kuruluşu sürecinde kürt kökenli milletvekillerinin peki bu partide kürt olduğumuzu söyleyebilecekmiyiz diye kendisine soru yöneltmesi üzerine hep kurucu üyeliğinden vazgeçmiş ve ben 40 yıllık sosyalist mücadelemi sizin ırkçı söylemlerinize teslim edemem diyerek yüzyılın ayarını vermiştir. mehmet ali aybar'ın bu davranışı sonrası kürt siyasi hareketi daha kurulmadan shp'ye alternatif tüm demokratik parlementer sol fraksiyonları hiçbir ayrım gözetmeksizin bir arada aynı shp'de olduğu gibi birleştirmek idealinden uzaklaşmış basit bir sosyalist kürt partisi olmuştu. tabi daha sonra sosyalist kürtçülerde tasfiye edilecek kürt siyasi hareketi günümüzde ki ahmet türk gibi toprak ağalarının yerel kürt milliyetçliğine dayanan temel haklar ve özgürlükler savaşımı mücadelesine indirgenecekti.