bugün

bir gunde okudugum sacma sapan gereksiz bilgi iceren kitap. emin colasan'i kemigi kaybolunca sinirlenip saga sola saldiran kopeklere benzetmek mumkun. kendileri biraz daha cesur olsalardida bunlari kovulmadan once yazabilselerdi.
hikaye tadında, siyasi içerikli olmasına karşın siyasetten hazzetmeyen insanların da zevkle okuyabilecekleri bir çalışma. bunda emin çölaşan'ın yazarlığını da takdir etmek gerekiyor. son derece akıcı ve keyifli bir anlatımla okudukça okutuyor insana kitabını.

akp'nin iktidara gelmesiyle başlıyor hikaye. emin çölaşan'ın görevine son verilmesi ve sonrası ile sona eriyor. akp'nin çıkar ilişkileri söz konusu olunca nasıl kural tanımaz olduğunu, doğan medyası içindeki kirli işleri, ertuğrul özkök'ün nasıl patron yalakası olduğunu, rte'nin örtbas etmeye çalıştığı gerçeklerini, aydın doğan'ın para hırsını, yazılı medyanın içinde dürüstçe işini yapmaya çalışan yazarların nasıl iktidar baskısıyla zor durumda bırakıldıklarını ve emin çölaşan'ın samimiyetini, dürüstlüğünü bulabileceğiniz bir kitap. dediğim gibi siyasi içerikli bir kitaptan çok, ustaca kurgulanmış bir hikaye tadında. kesinlikle tavsiye ederim.

not: benim aldığım 50.baskısıymış.
böyle hemen biten kitaplar vardır ya...

işte bu kitap onun gibi bir şey...

insan hemen okuyor...

okudukça şaşırıyor...

üzülüyor...

sansürün bu boyutlarda olduğuna bir daha şaşırıyor...

hürriyet'e ve ertuğrul özkök'e saygısı kalmıyor...

ama emin çölaşan için de aynı kural geçerli...

zamanında "bir yazısı sansürlenip de hala çalışan şerefsizdir" türü bir şey söylemiş...

"e o zaman ne oldu yani?" diye soruyor insan...

emin çölaşan'ın parayı çok sevdiğini anlıyor...

olsun canım yine de emin'im bu kitapla parayı kırıyor...
ertuğrul özkök'ün ne kadar ilginç(!) bir kişiliğinin olduğunu anlamamıza yardımcı olan,'işi içinden öğrenme'nin en büyük örneği olan değerli emin çölaşan kitabı.
emeklilik ihtiyaçlarını karşılamak için yazılmış kitaptır.atılan son fişektir.
karikatur dergisi vardi boyle, yanli$ hatirlamiyorsam...
emin çölaşan'ın hürriyetten kovulmasının akabinde çıkardığı kitabıdır.
kovulmasıyla kitabı çıkarması arasında çok az bir vakit geçmiştir.
adam bir ayda kitap zıçmış yahu diye düşünür insan
lakin öyle değilmiş herifçioğlu kovulacağını anlayınca kaydetmiş her bir şeyi..
özellikle de son aylarda yaşadıklarını ertuğrul özkök'le konuşmalarını filan.

akp iktidarının kirli yanını göstermesi açısından önemli bir kitaptır.
erdoğan ve avanesinin medya üzerinde nasıl bir hakimiyet kurduğunu, medyanın nasıl tekelleştiğini görmek daha doğrusu tekrar hatırlamak adına okunmasında fayda var.

çoğunlukla çölaşan şuna benzer eleştiriler aldı bu kitap üzerine:
madem bunları biliyordun da niçin kovulmadan önce yazmadın.
ama bu yorum kitabı okumadan yorum yapanlara ait.
çünkü kitabı okuduğunuzda şunu görüyorsunuz ki..
emin çölaşan'ın bütün muhalif yazıları makaslanmış, iktidarla gazete yönetimiyle ters düşen yazıları gazeteye konmamış, sansürlenmiş.
ve bunları anlatmaya çalıştığı zamanlarda da kıyameti koparmışlar.
tabi ki tüm bunları o hürriyet'te yazmaya devam ediyorken bilmiyorduk.
yani çölaşan bunları daha önce yazmaya kalksaydı çok önceden kovulurmuş burdan bu çıkıyor.

çok severek okuduğum takip ettiğim bir köşe yazarı değildi lakin.
suyun başını tutanların ipliğini pazara çıkarmak adına yazdığı bu kitabı sıkılmadan okunur.
bir solukta okunan kitaptır. ertuğrul özkök'ün nasıl bi herif olduğunu anlatmak bu kitabın baş amaçları arasındadır sanırım, o kadar nefret ediliyo bu adamdan kitabı okuduktan sonra.

--spoiler--
ve emin çölaşan kitabında zaten belirtir neden kovulmadan, kendi rızasıyla ayrılmadığını, tabi ki kendisi de farkındadır akp iktidarı süresi boyunca istifaya zorlandığının, ve ne kadar doğrudur ne kadar yanlıştır bilemem ama kendi dediğine göre mevzisini terk etmemek, hürriyet'te yazdığı köse halkı temsil ettiği için onları hayal kırıklığına uğratmamak için istifa etmemiştir.
kitabı okurken 'bu tarihler, konuşmalar nasıl adamın aklında hala yaw'
diyebilirsiniz, sonunda bunu da açıklıyo emin bey**, er geç hürriyet'ten ayrılmak zorunda kalacağını bildiği için ve bu olayları kitap yapmaya önceden karar werdiği için olayları kaydetmistir.
beni de düsündüren kovulana kadar bunları neden paylaşmadığıdır. aslında düşününce bazen paylaşmaya çalışmış(tabiki tam olarak değil), ancak yazıları kötü kedi ertuğrul* tarafından makaslanmış. gerçi hürriyet çatısı altında çalısırken tabiki anlatamazdı bunları tam olarak. istifa da edemiyodu, kovulacağı günü bekledi sanırım.
--spoiler--

son olarak başlık benim de hoşuma gitmese de, burda seslendiği 'halk'ın içinde hissetmiyosanız kendinizi, okumayın kitabı zaten. gerek yok.
bir cumartesi günü yalayıp yuttuğum, son dönem basın ve iktidar ilişkilerini ortaya koyan kitaptır.
okunmalı, nereye, nasıl geldiğimiz/gittiğimiz anlaşılmalıdır.
gerçek adı: kovuldum ey halkım bu kitapta bir bok yazmıyor ama populerim filan ya alın siz okuyun para geçsin elime biraz daha çok kandırcam sizi pls.tşk.bye.
kitabı okumadım. hatta elime bile almadım. neme lazım emin biti falan bulaşmıştır sayfalarına. ama hakkında yapılan yorumlardan sonra kafamda beliren tek bir özeti var;

"kovulmasam sizi keklemeye devam edecektim"
o kadar aptal yerine koymustur ki emin halkı ; düşünmemiştir bu halk bana ''bre emin bunları vakt_i zamaniyle neden paylaşmadın bizimle?'' diye sorar. nihayet aydın la ertugrulu yakayım derken kendını de yakmıstır.
(bkz: sus emin sus artık)
düne kadar "aydın bey çok demokrattır, bana asla baskı yapmamıştır. hatta türkiye'nin en demokrat kişiliği olarak kendisini eleştiren yazılar yazmamızı bile ister..." gibisinden yağ bağlamış paragözlükler yaparken, birden bire şutlanınca tüm yağladığı şahıslara çamur atmaya başlayan süper ilkeli ve dürüst(!) gazeteci emin'in kitabı.

o kitabın giriş kısmına süper korumalı villanı nasıl yaptırdın, kim para kaynağın oldu onları da yaz be minik kuş!
madara olduk ey halkım unutma bizi...
reklam hazırken piyasayı kaçırmayalımdır. maddi manevi siyasi ictimai fırsatçılıktır.
yalnizca ekim 2007 de 38 baski cikarmis kitaptir.
-kovulduk ey halkım unutmaz bizi.
+ eee kardeşim senin kastettiğin sözde , bende kastediliyorsam o zaman bende seninle geleceğim demektir , e o zaman seni hatırlayacak kişilerde senin hatırlanmak isteyeceğin yerlerde olmayacaklar o zaman.
-olsun sen yine de unutma bizi.

(bkz: olmamış)
ticari bir amaç için yazılmadıysa gelirinin bir vakıf yada hayır kurumuna bağışlanması gerektiğini düşündüğüm kitap. ancak emin cölasan bu gelirin dünyadaki en helal kazanc oldugunu söyleyerek böyle bir girisimde bulunmayacaginın sinyalini vermistir. Aydın doganın canlı yayında emin e hayırlı kazanclar diliyorum demesi üzerine emin cölasan ın sessiz kalması düsündürücüdür.
bazı gerçekleri günyüzüne çıkarması bakımından iyi olsada, "kovulana kadar aklın nerdeydi birader" dedirten gereksiz kitap.
michael moore un kitapları tarzında bir kitap olmuş kesinlikle. hangi iktidar karşıtı olursa olsun, bu tip eleştiri kitaplarına ihtiyacı var bu ülkenin *
20 yıldır bu gazetede yazıyordun bir kere bunları köşene taşıdın mı?

şu konular hakkında yazma dendiğinde bu ne kadar sürecek diye sormaktan başka daha onurlu bir cevap veremedin mi?

aksam gazetesinde ki satırları okuduğumda aklıma gelen ilk sorulardır.
aydın doğan plazalarında muhalif tavırlar sergilerken çok hoştu aydın doğan da kovulunca mı kaka oldu?

bana kimse şunu demesin "köşe yazarıyla gazetenin yayın politikası karıştırılmasın. adam yazdığının,
karşılığını alıyor sadece" ben bu lafa kahkaha patlatırım. o zaman eşkıyaların emeğine de saygı duyalım.
"adam furiyler, yol kesiyler, ırza geçiyler, bileklerinin hakkıynan gazaniyler"

fatih altaylı yıllardır medya tekelleşti, bağımsız gazete yok diye ağlanıyor. alsın emin çölaşanı ve diğer
dışlanmış, bağımsız, dürüst yazarları bir gazete kursun vallahi hergün alırım. ama öylesi zor alışmışlar
plazalara bir kere, kolay değil. kovulunca da küsmüş çocuklar gibi eski patronlarına küfrediyorlar.
22. baskısına ulaşmış olan emin çölaşan kitabı. biraz aceleye getirilmesi kitabın tek olumsuz yönü. d&r'larda şakır şakır satılmasına rağmen en çok satanlar listesinde olmaması da doğan holding'in bizlere ufak bir şakası sanırım.
ertuğrul özkök bir nedir sorusunun cevabını veren bir kitap.