entry'ler (327)

perihan mağden

bir yazısında '' karamazov kardeşleri okumayan beni okumasın '' demiş ve akredite olma hevesiyle karamazov kardeşleri kardeşleri okumama vesile olmuştur. taraf gazetesinde yazmaya başladışı söylenmiştir ancak ilk yazısının arkası gelmemiştir ,haftanın tek günü yazmıyor olmasını temenni ederim.. ayrıca rasim ozan kütahyalının kişilik , ruh hali ve iç dünyasınının derinliklerini ışık tutan bir yazı kaleme almasını istiyorum.

ahmet hakan coşkun

türk medyasının burhan altıntopu. ( kim söylemişti unuttum)

kadir mısıroğlu

kendisini fikir olarak uyuşmasalar bile nihat gence benzetiyorum. ikisi de (farklı da olsa) uçlarda , ikisini de fikirlerine katılmasanız da saatlerce dinlersiniz .

bugün allah için ne yaptın

bugun allah benim için ne yaptı?

şaka yapıyorum tabi. ama biraz daha bonkör olabilirdi.

recep tayyip erdoğan ın ağlaması

bazı aklı kıtlar 12 eylülün en büyük günahının idamlar olduğunu sanmakta. aslında bu dönem çıkardığı anayasayla ülkenin geleceğini de infaz etmiştir. şimdi kısmen de olsa yapılacak değişikliklerle prangalarından kurtulmaya çalışan bir ülke var. demek istediğim vereğiniz oy, sadece 12 eylülü yapanların yargılanmasının yolunun açılmasıyla, 12 eylülden alınabilecek bir intikam ihtimali doğurduğu için değil o dönem çıkarılmış hala da yürürlükte olan anayasanın bizi bağladığı zincirlerden birini koparma imkanı yarattığı için önemlidir.

ağlama olayına gelince idam edilmeden önce yazdığı mektupta '' nişanlıma da selam söyleyin allahtan iyi bir yuva kurmasını diliyorum'' (mealen) sözlerine adamın kahkaha atacak hali yoktu. di mi?

bir insan 93 yaşından sonra yargılansa ne olur

bundan sonrakilere, 93 yaşında bile olsanız bir gün yaptıklarınızın cezasını çekersiniz demektir. ayrıca bu değişiklik geçse bile yargılama olacağı kanatinde değilim ancak en azından anayasa onları koruma pozisyonundan kurtulacaktır. 82 nin sahipleri anayasal koruma altında olmaktan çıkarılacaktır.

ahmet hakan coşkun

eski ahmet hakan bugunki halini görse neler hissederdi kim bilir.. neyse ki buna imkan yok.

ahmet hakan coşkun

oray eğinin arkadaşı.

fazıl say

kendi ülkesinde ilgi görememenin öfkesiyle zaman zaman açıklamalar yapma ihtiyacı hisseden adam. kendisi iyi müzik yapıyor olabilir, dünyanın en iyisi de olabilir ancak bu ülkenin insanları onun yaptığı müziği sevmek ya da ondan bişey anlamak zorunda değil.

ayrıca güzel piyano çalıyor olması fikirlerinin değerli olması anlamına gelmez. kendisinin toplumun / hepimizin üzerinde aşmış bir kişi olarak konumlandırılmasını veya (ben her zaman var olacağım) kendini konumlandırmasını da çok komik buluyorum. bu adam hande ataiziyle birliktelik yaşamış biri ne kadar kaliteli olabilir ki! bence bu vesileyle sanata ve sanatçıya verilen önemi tekrar sorgulamalıyız.

ünlü biriyle sevişmek

(bkz: bi gün yine sevişiyorum)

tıp okumak istedigi halde türban takan kız

elbette hiç birimiz inancından ötürü bir doktorun(türbanlı kız), hastasının kimi uzuvlarına dokunamaması hasebiyle o hastanın canını kaybetmesin yahut iyileşme sürecinin sekteye uğramasına sebep olmasından memnuniyet duymayız. ancak bundan dolayı doktor olan türbanlı kızın türbanını çıkarmasını değil, hastasına gerekli olan müdahale yapılması için her neresine dokunması icap ediyorsa oraya dokunmasını isteyebiliriz. yani bir kişinin türban takıyor olması , türban takmayan meslektaşlarının dokunduğu bazı yerlere dokunmayacağı anlamına gelmez.

oysa konumuzun öznesi kız doktor bile değil tıp öğrencisi adayı ; tıp öğrencisi olduğunu farzedersek ve türban taktığı için gelecekte hastasına gerekli müdahalede bulunmayacağına inanmış olursak bile onu bu eğitimden mahrum bırakamayız. çünkü düşündüğümüz sadece bir olaslıktır. sabit ,olmamış bir suçtan dolayı kimseyi cezalandıramayız. geleceğe dair kehanetlerimizle hareket ederek kimseyi diğerlerinin sahip olduğu haklardan mahrum bırakamayız. yani türbanlı kıza ''sen türban takıyorsun, ileride bir gün doktor olursan hastanın pipisine dokunmazsın ve o hasta iyileşemez dolayısıyla ben senin öğrenimini başlamadan bitiriyorum'' diyemeyiz. belki kız bir kaç sene sonra türbanını çıkaracak , belki çıkarmadan hastasının pipisine tutacak ,belki öğrenimine izin verdiğimiz türbansız kız doktor olduktan sonra türban takacak, belki türbansız bir kız pipilere dokunmayacak? gelecekte bunların olmayacağından emin olamayız.

türban da taksa çarşaf da giyse okula çuvalın içinde de gelse, her insana öğrenim hakkını veririz. bu insanlar doktor olur ondan sonra hastalarının pipilerine dokunmazlarsa o zaman cezalandırırz , diplomasını elinden alırız vs.

sınavda tüm öğrencilerin kopya çekme ihtimali vardır ancak hiç bir öğrenci sınavda kopya çekebilme ihtimali olduğundan dolayı sınav başlamadan sınavdan çıkarılmaz. sınav başlar bu esnada öğrenci yakalanırsa yönetmelik uygulanır. önce suç işlenir sonra cezalandırma yapılır. suç işlenmeden cezalandırma olmaz. ihtimallere ceza verilmez.

türk erkeklerinin şahan kıskançlığı

erkeklerin türk olması noktasına özellikle bir vurgu yapmış değilim. lafın gelişi bu şekilde yazdım. kim bilir belki italyan ya da arap erkekleri de tanıyıp bilseler şahanı kıskanabilirlerdi.

şahan gökbakar denen bu şahıs gencecik yaşında hepimizin hayallerini yaşıyor. parası var -ki baya fazla- , mekandan çıkarken muhabirlerin şahan bey şahan bey diye başlayan sorularına gülümseyerek iyi akşamlar arkadaşlar diye cevap vermeden geçiyor ne bilim q7 si var , bi gün merve seviyle sonra berrak tüzünataç ve benzerleri. o beyaz show da sorulara cevap verirken kendinizi onun yerine düşlediğinizi de biliyorum.

sonra eleştirirken diyorsunuz ki efendim yok ayıymış , nasıl bu kızlar bunla birlikte olurmuş , ne özelliği varmış vs vs. ya sen hiç sabahları aynaya bakmıyor musun arkadaşım ? sen kendini ne zannediyosun? toplam üretime bugune kadar ne katkın olmuş, özgün olan ne yaratabilmişşin? neden sen orada olamalıydın sorusuna verebileceğin bi cevabın yok sadece onun da orda olmasını istemiyorsun. neden? çünkü kıskanıyorsun. ki haklısın da ben de kıskanıyorum. ama itiraf et en azından. koyun boku kadar beyninle onu küçük düşürmeye çalışırken kendin küçük düşme şampiyon!

para karşılığı seks yapmak

zengin bir delikanlıya ailesi tarafından verilen yurdumuz kızı ömür boyu para karşılığında seks yapıyor sayılır mı?

bu ikisinin karşılaştırılması suç ve cezada dostoyevski tarafından yapılmıştır. sonya tek çare olarak gördüğü için fahişelik yaparak ailesine bakan bir kızdır ki bu durumdan çok utanmaktadır. kahramanın (raskolnikov) kız kardeşiyse durumu iyi olduğu gerekçesiyle bir adamla evlendirilecektir ya da kız, zengin olduğu için o adamla evlenmeyi kabul etmiştir. işte bir bölümde bunu tartışır dostoyevski el altından.sonrasında herhalde pek fark göremezki arada nihayet şöyle bir sahne gerçekleşir :

raskolnikov delirmiş gibidir. birden kızın ayaklarına kapanır.

sonya : ne yapıyorsunuz ?? hem de benim gibi bir kadının önünde!!

raskolnikov hemen ayağa kalkar, geri çekilir..

- ben sizin önünüzde değil, insanlığın çektiği acılar önünde eğiliyorum.

ahtapot paul un büyük şansı

yılbaşında büyük ikramiyeyi kazanmak bilmem kaç milyonda bir ihtimaldir ama her sene biri kazanır.

günün ilk başlığı

cumartesi gecesini evde geçiren kişinin yılbaşında birinci çinkoyu yapmak tadındaki eğlencesi. ne güzeldir küçük şeylerle mutlu olmak..

eda taşpınar

normal şartlarda evde kalması gerekirken iletişim araçlarının insanlar üzerindeki ağır etkisi kullanılarak talep edilir hale getirilen insan.

hadi amcanlara pipini göster

o çocuklar şimdi binlerce km uzaktaki kadınlara webcam den pipilerini gösteriyorlar.

başbakan ın onuru varsa istifa etmelidir

''(kaldı ki hiçbir gemimiz hükümetlerin gazına gelip terörist eylemlere girişmedi)''

sadece gıda , tıbbi yardım ve yapı malzemesi taşıyan bir geminin içinde bulunup, tek suçu ayaklar altına alınmış insan onurunu canlı tutmaya çalışmak olan , haksızlığa karşı susan dilsiz şeytanlardan olmamış, hiç de mustaribi olmadığı bir zulme karşı canını ortaya koyarak ayaklanmış böylece, yaşamına / ölümüne anlam kazandırmış şehitlerimizi ve onların yoldaşlarını terörist diye tanımlayan onursuz bir zibidinin açtığı başlıktır.

recep tayyip erdoğan için ne dediler

''sen allahın bir lütfusun gözlerimin nurusun...''

ebru gündeş

iş bulamayınca ölümü düşünen insan modeli

(bkz: insan modeli)