bugün

entry'ler (784)

iq seviyesi yükseldikçe tanrı inancının azalması

subjektif bir değerlendirmeden öteye gidemeyen bir yargıdır.

çünkü IQ tek başına dünyayı insanlığı ve evreni değerlendirmek için yeterli değildir.
eğer öyle olsaydı IQ'su yüksek insanlar daima başarılı insanlar
olurdu ki bunun doğru olmadığı hatta
bu tip insanların tutunamayanın önde gideni olduğu bir gerçektir.
özellikle ilk çocukluk dönemlerinde yüksek IQ'nun insan üzerinde kendini ifade edememe, asosyallik ve belki hiparaktivite gibi etkileri bile vardır.
tanrı yoktur ya da vardır önermesini yapmak için IQ'ya ihtiyaç yoktur.
sadece düşümmeye ihtiyaç vardır ve tabi ki bilgiye.
en yüksek IQ'lu olan en çok bilgiye sahip olan anlamına gelmemektedir.
zaten böyle bir önerme doğru olsaydı bütün bilimadamları tanrıyı reddetmeliydi.
ama bilim tarihi bize gösteriyor ki böyle bir şey yoktur.
gayet inançlı birçok bilimadamı yaşamıştır.
ama bunların inançsız olup olmamalarını belirleyen şey IQ'ları değil.
tanrı vardır yoktur sorusu üzerine düşünüp düşünmemeleriyle ilgilidir.

mezarliklarin sehrin icinde olmasi

(bkz: cami avlusundaki mezarlıklar)

mezarliklarin sehrin icinde olmasi

(bkz: eyüp mezarlığı)

mezarliklarin sehrin icinde olmasi

mezarlıkları şehrin içine ya da girişine koymak eski bir türk geleneğidir zaten.
gözünü mal mülk para iktidar hırsı bürümüş insanoğluna bir uyarıdır.
işte senin gideceğin yerde orası demeye getirilir.
hoş işe yaramış mıdır.
zinhar insanoğlu yine çalıp çırpmaya bin türlü alavereye devam etmiş kendi türünden olanlara zalimliğini sürdürmüştür.

afyonkarahisarlılaştıramadıklarımızdan mısınız

dilimizdeki en uzun kelimelerdendir.

aslında
afyonkarahisarlilastiramadiklarimizdanmissiniz
şekliyle bir harf daha uzuyor bu kelime.

şeytanın müridi

kurgusu başarılı ama anlatımı zayıf, olaylarının bir kısmı istanbul'da geçen polisiye-gerilim romanı.

keş

gani eser'in imleç kitaptan çıkan romanının adı.
uyuşturucu kullanımı ve boyutları, yol açtıkları, bunun nasıl önlenebileceği gibi durumları anlatan bir yeraltı edebiyatı ürünü.
(bkz: kesh)

gani eser

keş adlı romanın yazarı.
türkiyede kendine ait belli bir okur kitlesi bulunan ama hala tam olarak tanınmayan yeraltı edebiyatının temsilcilerinden.
garsonluktan tezgahtarlığa cumhuriyet savcılığından tiyatro yönetmenliğine kadar pek çok farklı mesleği yapmış kısacası hayat mektebinde sıkı bir eğitim almış.

katilin seyi

bir seri katil hikayesi anlatan polisiye roman.
algan sezgintüredi nin ilk romanıdır.
roman başkahraman özel dedektif vedat kurdel in ağzından anlatılıyor.
daha doğrusu vedat kurdel roman içinde roman yazıyor.
bu yüzden de gayet rahat bir anlatım kurmuş kendine yazar.
hiç kasmamış okuyucuyla sohbet eder gibi yazmış.
türkçede az denenen bir tür olan polisiye edebiyatın bir örneği olan bu kitap da eninden sonunda ilgiyi hak ediyor.

shibumi

Bazı kısımlarda-mağara tasvirlerinin uzun uzun anlatıldığı kısım gibi-ritmi düşen, okuyucuyu sıkan ama alt metninde sağlam felsefi vuruşlar yapan hatta dünya siyasetine dair sıkı tespitlerde bulunan okunası bir kitap.

bence kitabın en güzel karakteri basklı bir şair ve özgürlük savaşçısı olan Le Cagot'dur.
ağzından çıkan her cümle hem eğlenceli hem de kaba olmasına rağmen bilgecedir.

kerem öncel

hollanda-rusya çeyrek final maçının ilk yarısı boyunca mathijssen adlı oyuncunun adını "matayjın" şeklinde telaffuz eden sunucu kişisi.
matayjın ne yahu?
uzaktan yakından ilgisi var gibi duruyor mu...

meskunmahal

arada bir gelen, sözlüğe şöyle bir bakıp giden.

pinhani

beklenen yeni kasetlerini nihayet çıkartmış olan popüler(ne yazık ki) grup.

benim gibi pinhani fanatiklerine ilaç gibi gelen albümdür bu bahsi geçen.
çok başarılı bir albüm gibi durmamaktadır başta ama sonra kulak alışıyor biraz.

diyorum ki inşallah hiç satmaz kasetleri hiçbir diziye filan da yamayamazlar müziklerini de pinhani yine ilk çıktıkları zamanki gibi sadece bizim yani gerçek pinhanicilerin olur.

hüseyin üzmez

daha önce hakkında girdiğim ve bolca artı oy alan entrysini sildiğim teneşire gelesice muvazenesiz pis ihtiyar.

resmi gaste

haftalık yarı resmi mizah dergisi sloganıyla yayın hayatına adım atan yepyeni bir mizah dergisi.

bu mizah dergisi uzun yıllardır radikal gazetesinde cilalı taş devri adlı bantı çizen emre ulaş'a ait.

cilalı taş devri'ndeki muhalif tavrıyla gönlümüzde taht kuran emre ulaş'ın yeni icraatı tam bir deli işi.
çünkü emre ulaş bu 16 sayfalık dergiyi tek başına resimlemiş.
piyasanın popüler dergileri olan penguen ve uykusuzu bir düşünün kaç çizer tarafından çıkartılıyorlar.
onlarla aynı sayfa sayısına sahip olan bu dergicik tek bir kişi tarafından çizilmiş ki gerçekten insana pes dedirttiriyor ve muhtemelen insan üstü bir gayret gerektiriyor.
derginin künyesinde tek çizer olan emre ulaşın yanısıra üç tane de yazar görünüyor.

henüz iki sayı çıktı ama umarız emre ulaş bu enerjiyi uzun süre bulabilir kendisinde.

derginin bir de sitesi var:

--spoiler--
http://www.resmigaste.com
--spoiler--

emre ulaş

tek başına mizah gazetesi çıkarma işine soyunan saygı duyulası bir don kişot.

kulağa inanılmaz geliyor ama doğru.
emre ulaş şu anda resmi mizah dergisi sloganıyla resmi gaste adın da bir mizah dergisi çıkarıyor.
ve bunu tek başına yapıyor.
yıllarca radikal'deki cilalı taş devri adlı köşeyi çizen ve gerçekten o küçücük köşeden müthiş bir muhalefet yapan emre ulaş şimdi de medyayı ve tabi ki yine iktidarı yeni mevzisinde eleştiriyor.
henüz iki sayı çıktı bu dergi ama umarım uzun soluklu olur çünkü buna ihtiyacımız var zira bu ülkede en doğrudan ve gerçekçi muhalefeti bu gülünüp geçilen güya ciddiye alınmayan mizah dergileri yapıyor.

misafir

bu sezon izmir devlet tiyatrosu tarafından sahnelenen bilgesu erenus'a ait tiyatro oyunu.

istanbulda feridun karakaya sahnesine konuk oldular da izledik.
değişik yaşlardan altı erkekten oluşan kadro müthiş enerjileriyle alıp götürüyor seyirciyi.
umarım uzun yıllar sahnelerler bu oyunu da birçok insan görme şansı bulur.

60lı yıllarda başlayan almanya ya işçi göçünü ve doğurduğu sonuçlara ilgili trajik bir öyküsü var misafirin.

ve şu replikle hafızalarda yer ediyor oyun:
"kimbilir
bu dünyada
hangimiz kalıcı
hangimiz misafir."

feridun karakaya sahnesi

küçük bir salona ama sıcak bir atmosfere sahip tiyatro.

ikinci köprü yolundan anadoluhisarına dönün. kendinizi aşağıya sallayın.ikinci ışıklardan sağa girin.hemen migrosun yanında göreceksin bu şirin tiyatro binasını.

eğer sahil yolundan geliyorsanız anadoluhisarına varmadan göksu çıkışına verdiniz mi kendinizi birazdan karşınızda göreceksiniz demektir.

devlet tiyatrolari beykoz feridun karakaya sahnesi

(bkz: feridun karakaya sahnesi)

yaşar ne yaşar ne yaşamaz

bir aziz nesin klasiği.

bursa devlet tiyatroları tarafından sahneye konulmakta.
nisan ayı içerisinde devlet tiyatroları beykoz feridun karakaya sahnesinde misafir oyun olarak yer aldı.
başka bir şekilde yakalarsanız mutlaka izleyin.
bursa devlet tiyatroları oyuncularının yorumu da gayet leziz olmuş.
sahneye koyan ali düşenkalkar.
ve bunu gayet leziz bir şekilde başarmış.
tuncer salman da dahil bütün oyunculuklara da ancak şapka çıkartılır.