bugün

dinlerken ya da okurken ha şimdi yarcak de şimdi yarcak beklentisiyle dolduran ama fos çıkan fıkralardır.
örnek olarak;
amerikalı zenci bir boksör varmış herkesi nakavt eden. dünya milletleri en iyi boksörlerini yollayıp amerikalıyı devirmek istiyorlarmış. en son seçmelere bir fransız, bir alman ve bir türk kalmış. ilk dövüş için fransız amerikalının karşısına çıkmış. amerikalı daha 10. saniyede fransızı nakavt etmiş. sonra alman çıkmış ringe, alman'ı da 20. saniyede nakavt etmiş. en son sıra türk boksöre gelmiş, ringe fırlamış başlamış amerikalı ile dövüşmeye ama 25. saniyede nakavt olmuş.
hıncal uluç'un köşesinde yazdığı -neredeyse- tüm fıkralar.
eğitim bilimine giriş dersinde mehmet akif hocanın 150 kişinin karşısında anlatıp kendini rezil etmekten asla vazgeçmediği fıkralar bütünü. kocca anfi önce bi şok olur bomboş gözlerle hocaya bakar, sonra da fıkradan ziyade hocanın halinin komikliğine gülerler. hayır, adam tepki bekliyor bi de o berbat fıkralara. peeh.
(bkz: fıkralarla türkiye)
alman fıkralarının tamamıdır.

hacı fıkraya bak: alman bir kadın omlet yapmak için teflon tavayı ocağa koymuş, kısa bir süre sonra burnuna yanmış kıl kokusu gelmeye başlamış, birden tavaya bakmış bir de bakmışki tavada kıl var... bu şimdi fıkra mıı yani, hay sizin mizah anlayınıza sokayım. bir de buna kahkaha ile gülen alman kadınları var, onlar da tam porno filmlik.
--spoiler--
hastayım dedim inanmadınız.
--spoiler--
--spoiler--
ekonomi çok iyi hamdolsun.
--spoiler--
(bkz: hasan mezarcı)

günümüzdeki popüler adıyla (bkz: fıkrasına gülünmeyen adam)
FIRKA-I NACIYE
(bkz: yalan yanlış okumalar)
bir ingiliz bir alman bir türk, diye başlayan fıkraların tamamı.hele bir de uçaktaysa bu üçlü kaçın derim.
(bkz: 12 mayıs 2012 galatasaray şampiyonluk kutlamaları)
ın başında kesinlikle bektaşi fıkraları gelir.
--spoiler--
laz hep diyomuş ki çevresine ben bak hastayım ben hastayım ben hastayım diyomuş. kimse dinlemiyomuş kendisini! ben hastayım ben ölücem bana bakın filan. sonra demiş ben ölürsem mezar taşıma böyle yazın demiş. mezar taşına yazmışlar: demiş ben hastayım dedim dedim bana inanmadınız bak noldu şimdi?

he?
--spoiler--

ya aradan çıksın diye şey ettim. yoksa yani şey etmezdim öyle.
fıkra, doğru zamanda doğru olayda anlatıldığı takdirde komik olmaya hak kazanmıştır. lakin, hiç olmadık zamanda anlatılan fıkra ne kadar komik olursa olsun güldürmez.

pinokyo'ya 31 çekmeyi öğretmişler alev almış.*
Dinleyici yi zor durumda birakan fikralardir.
son zamanlarda bu konuyla ilgili önemli işlere ciddi anlamda parmak atan en önemli insan (bkz: hasan mezarcı)
Genç bir çocuk ilk buluşma için erkenden mekana gitmiş, beklerken kızı bir bakmış kadir inanır.

Yalvar yakar kadir inanır a durumu açıklamış. kızı etkilemek için beraberken kadir inanır gelip masaya, çocuğa selam verecekmiş.

Aradan 10-15 dakika sonra kız gelmiş, kadir inanır da mert adam gitmiş masaya selam vermiş hal hatır sormuş çocuk da:

Kadir bi siktir git görüyorsun meşgulüm demiş.
https://www.facebook.com/...2/?type=3&pnref=story
çocuğun biri bir gün babasıyla birlikte giderken yolda çiftleşen köpekleri görür ve sorar :

"baba bunlay napıyoyay?"

babası cevap verir :

"şakalaşıyorlar oğlum" ,

çocuk babasına döner ve :

"şaka maka fena zikiyo ama" der.
akp'linin biri nur yüzlüymüş.
Aynı sokakta 3 doktor varmış. Birinin camında "Türkiyenin en iyi doktoru" ötekininkinde "Şehrin en iyi doktoru" diğerininkinde "sokağın en iyi doktoru" yazıyormuş :( Buna fıkra deyip takvim yaprağının arkasına koyanın ABV
vezirler huzura çıkmışlar:
- padişahım, hazinede para kalmadı. yeni vergilere ihtiyacımız var
padişah, kavuğunun altından kafasını kaşımış,
- eeee! ne vergisi koyalım?, demiş..
- köprülere adam koyalım, geçenden bir akçe alsınlar! padişah, tamam, demiş. aradan bir süre geçtikten sonra sormuş vezirlerine:
- tepki var mı?
- hiç bir tepki yok!
- iyi o zaman köprünün diğer tarafına adam koyun, çıkandan da bir akçe alsın! aradan bir süre geçmiş, padişah:
- var mı şikayet?
- yok! halkının tepkisizliğine kızan padişah, gürlemiş:
- köprülerin ortasına da adam koyun, gelip geçeni becersin! aradan birkaç gün geçmiş, halktan bir tepkinin olmamasına içerleyen padişah, çağırmış vezirlerini,
-halkı dinleyelim hele bir, demiş gitmişler köye, padişah sormuş:
- var mı şikayet? ses yok. padişah tekrar:
-var mı şikayet ? şikayeti olan söylesin! diye gürleyince arkalardan cılız bir ses duyulmuş:
-padişahım, o köprünün ortasındaki adam var ya!..
- eeee!, demiş padişah bir umutla...
- akşamları çok kalabalık oluyor, sıra uzuyor, eve geç kalıyoruz, bir adam daha koysanız...