bugün

dandik programlar yayınlamakta kendini her ortamda aşmayı bilen bir kanal olan 7'nin fıkralarla türkiye programı, ömr-ü hayatım boyunca tv ekranlarında karşılaştığım en niteliksiz, en berbat tv showlarından birisi. adı itibariyle programdan beklenen, türkiye'nin çeşitli yörelerinden derlenmiş fıkraların canlandırılıp kameraya çekilmesi ve izleyiciye sunulması. aslında buraya kadar her şey normal, güzel bir konsept, çok zengin bir materyal var el altında. her şeyin normal gitmesi gerekir.

lakin -bakın lakin diyorum, çünkü anahtar kelime lakin- bu ne idüğü belirsiz kanal ya karın tokluğuna karşılık yapımcıyla anlaşmış veya yönetmen angut olduğunu bilemeyecek kadar angut olacak ki tüm konseptin içine sıçılmış.

çekim hatalarını, kurgu yanlışlıklarını filan geçtim, onları hiç aramadım bile. diyarbakır'da geçen bir olay esnasında arkada sahilda gezen gençleri görmek filan pek rahatsız etmedi. ayrıca şiştikçe şişen bir ismail türüt'ün de programı sunarken, kendisini jim carrey sanması filan da pek rahatsız edici değildi.

ama gel gör ki yönetmenin etnik gruplar, azınlıklar hakkındaki bigisi bir kaç bel altı fıkradan ibaret olması enteresan bir yapımcılık anlayışı.

yönetmene göre laz denilen insanlar, kendi kendine konuşan, sokakta yürürken saçmalayan, kafasında sürekli bir fötr şapka bulunduran, her daim hopa halk oyunları ekibi üyesi gibi giyinen "uyy, viiyy, siyy, miyy" diye konuşan, genellikle taşınırken adresi değişmesin diye kapısının numarasını sökecek kadar geri zekalı olan, dangalak kelimesinin manasını bilmeyecek kadar dangalak, şaşırınca mutlaka "nasiiiii" diyen, klişelerle dolu bir hayat süren yaratıklardır.

doğulular ise sürekli nefret dolu bir surat taşıyan hep bağıra anıra konuşan, kelimeleri sanki her an karşısındakini dövecekmiş gibi telaffuz eden, "hooo, vooo, ahoo, hoaa" diye acayip sesler çıkaran, sürekli başına bağlı acayip bir bez olan, mutlaka şalvar giyen, kirli sakallı, pos bıyıklı, kalın sesli, aptallığına doymayan, şaşırdığı zaman mutlaka "vıyyyy" diye bir tepki veren, dünyaya niye geldiği belli olmayan acaiplerdir.

yıllardır türk yapımcılarının "uyy uşağum haçan sıçtin" enerjili laz dedeli, "hele gurban otur da çiğ köfte yiyah" saldırılı kürt aşiret ağalı aile klişelerine alışmıştık zaten. bayağı bir sanmıştık ki türkiye'de üç prototip var. laz dede, kürt aşiret ağası, istanbullu beyzade.

ama bu yapımda işin boku öyle bir çıkarılmış ki, her şaşırdığında "nasiii" diyen lazı mı dersin, "vıyyy" tepkisi veren kürdü mü? ne bu allah aşkına. türkiye'de istanbul hariç iki insan tipi mi var? fıkralarla türkiye'den anlaşılan bu mu? fötr şapkalı dangalak laz, şalvar giyen kaba kürt. fıkraların iğrençliğini ve ortalama bir insanın asla gülmeyeceği esprileri bıraktım ben bu konuya takıldım.

bu iğrenç klişelere kim alıştırmış bu dangalakları anlamadım gitti.
kanal 7 nin başarılı bir programı. bu fıkraları ne zaman biri program haline getirecek diye bekliyordum sonunda oldu. bu programda canlandırılan fıkralar sonradan uydurulmamış zaten halk arasında anlatılan fıkralardır
oyuncuların , çeşitli yörelere ait fıkraları yine aynı yörelere ait lehçe ile gayet başarılı sergiledikleri program.
(bkz: erzurum lehçesi)
(bkz: karadeniz lehçesi)
(bkz: bayburt lehçesi)vs.
zaten komik olmayan fıkraları, iğrenç klişe konuşmalarla sunan, tv tarihinin en boktan programlarından birisi.
program mottosu: "lazlar ve kürtler aptaldır."
sayesinde karadenizlilerin her şart altında diyalogu nassiii şeklinde bitirdiğini öğrendiğim yapım. *
(bkz: Media Faciaları)
(bkz: bant çöplüğü)
kanal 7 de yayınlanan şaka programları gibi komik bişey olduğunu sanıp izlediğimde espri anlayışı 0 olan bir program olduğuna kanaat getirdiğim yapım.*
karadeniz ve güneydoğu bölgesi esprileri iğrenç olan ama erzurum yöresi müthiş olan program. teyo dayı hastasıyız efenim.
ayrıca sunucusu ismail Türüt faciasıdır. Her hafta farklı yerlerden programı sunar ve programın açılış cümlesi istisnasız: çok sevduğum, aziz dostum *belediye başkanına buradan sevgilerimi yolliyrum.
ismini vermek istemediğim başrol oyuncusunun, -ki aynı zamanda akrabam olur- iğrenç bir oyunculuk sergilediği, ucuz ucuz fıkra gibi şeylerin anlatıldığı abzürt program.
arada ismail Türüt'ün de şarkılarıyla işkenceye işkence katan program..
kült bir programdır. beynini sulandırmak isteyenler için 5 dakika izlemek kafidir.ayrıca "güzel yurdumun güzelim lezzetleri, lehçeleri, kültürleri bu kadar mı kötü yansıtılır be birader" dedirten programdır.
kafa dağıtmak için birebir olan kanal 7 programı. ne kadar abzürd ve boş anlatımı olduğuna inanılsa da sadece deşarj olmak için izlenilmelidir. bir sonraki bölümde ne olacak kaygısı gütmek istemeyenlere hitap eder diyelim. reklamları izlemek istemeyenler için de bir seçenek niteliği sunar.
türkiye yi anlattığını iddia eden rezil ve ötesiprogram.
oysa ki benim yaşadığım türkiye, gezdiğim, gördüğüm ve bildiğim türkiye bu programda anlatılan türkiye gibi bir yer değil.ya da biz farklı türkiye lerden bahsediyoruz.ben biliyorum ki şanlıurfa daki hiçbir vatandaşımız -uuvvııııyy, vaaaşşş, vışşş- gibi sesler çıkararak dolanmıyor ortalıkta.ya da bir olaya -vvıhheeuuey- gibi adamın neresinden çıktığı belli olmayan garip bir efektle tepki vermiyor.aynı şey programda geçen, halktan denilen insanlar için de geçerli.öyle tiplemeler yapılıyor ki hiçbirine insan diyesim gelmiyor.yolda görsem arkama bakmadan kaçar uzaklaşırım oradan.hayır içinden bir iki tanesi böyle olsa eyvallah. fakat hepsi bir örnek, hepsi tek tip.bütün doğulular -vışşş- diyor, bütün karadenizliler -ula, daa, nasiii- gibi birbirinden enteresan kelimeleri sarfediyor.tiplemelerin şiveli konuşmasını anlayabilirim.son derece doğaldır.elbette o yöreye ait şivede konuşacaktır insanlar.fakat bu programdaki tiplemelerin şivesi şive değil, öyle bir şey yok! oyuncular şiveli konuşacağım diye kendini mi parçalıyor yoksa bunlar yazılan senaryoda mı yer alıyor bilemiyorum.ikinci seçenek olması ihtimali çok düşük çünkü o seslerin türkçede karşılığı yok.zaten şu anda o sesleri bu programı bilmeyen birine anlatabileceğimi de hiç sanmıyorum.o yüzden izleyin, izleyin de türkiye nasıl bir yer değil onu görün.türkiye de nasıl insanlar yaşamıyor onu görün. sonra da malum kişi çıkıp diyor ki "biz gerçek türkiye yi anlatıyoruz, halk kendini buluyor, o yüzden izleniyoruz". ben de diyorum ki hadi ordan şarlatan, senin bildiğini sandığın türkiye böyle bir yer değil.önce iki gözün aynı yere baksın da sonra gel öt kanallarda car car. ya da ismail tüttür ne bileyim. ama "işte türkiye gerçeği", "bizim halkımız budur" deme.çünkü öyle değil.
abuk sabuk fıkraları oyunlastırarak sacmalayan program.herseyi anlamaya calısırız ama hikaye bitiminde
nasssiii demez mi!
hayatında görecekleri en iğrenç fıkraları görme merakı içindeki izleyiciler yüzünden yayın hayatına devam eden bi program gibi bişe.
turkiye de lazlardan ve doğululardan başka insanın yaşamadığını sandıracak* program.
bir tür kurbağanın sunduğu program.
(bkz: kurbağa gibi şişmek)
iğrençliğin ötesinde rezalet bir program. ama yine de aydın seda bilmem ne gibilerden daha iyidir..
finali "nassii"* veya "vıyyy" nidası üzerine kurulmuş program.
teknik açıdan ve fıkraların komikliği açısından pek güzel olmayan ama fıkraların içeriğinin düşünülünce eğlenceli taraflarının bulunduğu program. şom ağızlılar'ı akla getirmektedir.
düğün kamerasıyla çekilen skeçleriyle,yoresel ağızları mükemmel yapan oyuncularıyla '' -abizittini bzittin mi? - nasiiii..!!''(wohahahah gülme efekti) tadındaki espri kalitesiyle, ismail türüt ün o ne idüğü belirsiz gülüşüyle kalplere kazınan program..türk televizyonculuk tarihinin dalındaki en kötü örneklerindendir..
flash tv'ye geçmiş program... of...
yeni bölümleri yayınlanacakmış... of ki ne of...

kerdeşim izlemezsen izleme ben beğeniyorum diyenlere de saygı duyarım ama zap sırasında denk gelmek bile kötü...
haydi hep birlikte:"nasiiiiii".
özünü yani flast tv'yi bulmuştur.
kurtlar vadisi pusu ile rekabet edebilecek tek türk dizisi, başyapıt.