bugün

dost bellediğiniz, dünyadan haberi olmayan, dışarıdaki milyonlarca insanın kötülüğünden bihaber sevimli hayvanınızın ölmesidir. insanı ağlatır. beni ağlattı.
popomundo'da karakterinizin ruh hali düşüşü yaşamasına neden olacak ve icabında sizi hastaneye düşürecek olan olay.
şu anda yaşadığım iğrenç duygu. iki su kaplumbağasından ibarettiler oysa ki. ufacıktılar. kabukları bile yumuşacıktı. üç günde bir görürdüm onları. şimdi farkettim ki ölmüş bir tanesi. öncü demiştik ona. ölüme de önce gitti. bütün aile resmen ağlıyor salya sümük. derseniz alt tarafı bir hayvan. değl işte bir hayvan. bize öyle geliyor sadece. eğer ufacık bir fikir varsa kafanızda atın. almayın sakın. sırf kendi ruhunuzu rahatlatmak için bir canlıya sahip olma aşağılığına layık görmeyin kendinizi. sonu acı oluyor vesselam.
çok üzücü bir durumdur. yaşanarak sabitlenmiştir. sevimli japon balığım ölünce evde yas ilan ettirmiştim, sonra küçük bir törenle gömdük.
üzücü bir durumdur, insanı ağlatır fakat yas tutmaya gerek yoktur efendim.

hiç bir şey insan hayatından önemli değildir. birazda insnaları düşünelim.

(bkz: sezen aksu nun kopegi cano nun olmesi)
ölmesi veya kafesinden kaçması. 6 yaşındaydım, muhabbet kuşum vardı adı maviş idi. kaçmıştı, ağlamıştım deli gibi. giden paraya ağlamamıştım lan. kuşuma ağlamıştım. özledim onu.. hala beklerim camdan gelecek diye.. ey gidi maviş.
o evde yaşayan çocukların psikolojisi için önemli bir olaydır. neden? çünkü pedegogların söylediklerine göre bir çocuğun ölümü evcil hayvanla öğrenmesi ileride daha ağır hasarlara yol açmaması için önemli. çocuk ölümle ilk kez çok sevdiği birinin -büyükanne, büyükbaba veya bilimum yakınlar- ölümüyle tanışırsa bunun etkileri kalıcı olabiliyormuş.

ben ölümü ilk kez beş yaşındayken büyükannemle öğrenmiştim. hatta cenazeyi görmüştüm ve büyükannemim o bembeyaz yüzü hala gözümün önünden gitmez. şu anda olduğu gibi her seferinde ellerimin titremesine, gözlerimin dolmasına neden olur. *
(bkz: marley and me)
12 yıldır baktığınız bir kuşunuz varsa ve son 4 yılı felçli geçirmişse ölümü çok daha acı oluyor.
çocuklukda yaşanabilecek en travmatik olaylardan biri. hatta çocukların ölümle ilk tanışmasıda böyle gerçekleşir.
insanın ölüm gerçeğine alışmasını sağlayan "en az acılı" durumdur.
sahibini derin bir yas dönemine sokacağı garantidir. hayatta başa gelebilecek en acı deneyimlerden birisidir kanımca.
yaşamayanların anlayamayacağı bir duygudur hatta sizinle dalga geçerler.size evlat acısı gibi koyar, çocuğunuz ölmüş gibi olursunuz zira o sizi anne baba gibi karşılıksız sever itaat eder.

yaklaşık 12 yaşlarındayken bahçeli bir eve taşınmıştık, orada mehmet diye biriyle tanışmıştım.bir gün bana köpek alalım mı demişti.annemin kızacağını bile bile kabul etmiştim.diğer gün köpeği almak için bir yerde buluştuk ve arkadaşımın bisikletinin önüne bindim varoş bir mahalleye doğru yol aldık.en sonunda köpek satılan yere ulaştık.gidene kadar götüm morarmıştı.o sırada kadın köpeği yıkıyordu, kadına köpeğin cinsini sordum bulldog dedi.fiyatını sordum şimdinin parasıyla 10 tl gibi bir şey söylemişti.
ardından yaşını sordum 4 aylık dedi.oysa köpek yürüyemiyordu.her neyse arkadaşımla parayı birleştirdik şimdinin parasıyla 7 tl gibi bir şey çıktı.kadın sonra verirsiniz dedi.saat bayağı ilerlemişti doğruca köpeği bir kutuya koyup eve doğru yol almıştık.annem çok kızmıştı.bir kaç gün sonra köpeği komşumuz taylan amcaya göstermiştim cinsine bulldog deyince gülmekten götü yırtılmıştı.bana köpeğe yazık annesinin sütünden kesilmiş daha çok küçük dedi, 4 aylık deyince bana kazık yemişsin dedi.kadına çok kızmıştım borcumu ödememiştim.kadın arkadaşımla haber gördermiş ve oğluma köpeği çaldırırım demiş.evet arkadaşımda hain çıkmıştı evimin adresini vermişti.daha sonra parayı gönderdim.köpek büyümeye başlayınca tasma aldım.annem ve babam köpeğe öyle alışmışlardı ki uykuları kaçınca gece eksi bilmem kaç derecede köpeği severlerdi.yaklaşık altı ay olmuştu bir inşaat işçisinden köpeği yıkamak için yardım istedim.adam köpeği direğe bağladı buz gibi su , fırça, sıvı sabun üçlüsüyle köpeği yıkadı.biraz serinlesin dedi.diğer gün okuldan gelince annem köpeğin çok halsiz olduğunu söylemişti.baktım ki ishal olmuş.hemen veterineri aradım, adam ben uyurken gecenin bilmem kaçında gelmiş iğne vurmuş ve ishal ilacı vermiş.aradan iki gün geçtikten sonra başka bir ildeki babaannemin öldüğünü duydum apar topar cenaze evine gittik köpeği babamın bir lokantacı arkadaşına bıraktık.babaannemin yedisi çıktıktan sonra eve gelmiştik hemen köpeği almaya gittik.işte o an babaannemin ölmesinden sonra ömrümdeki en yıkıcı sözlerden birini duydum.köpeğin çalındı dedi.çalınmadığını biliyordum evet o ölmüştü.
(bkz: evciller ölemez mi)
rahmetli statüsüne erişecek olan, aileden birisinin ölmesi kadar üzüntü yaratacak olan olaydır.
öküz ebeveyn, "alt tarafı bir hayvan. alırız yenisi. ne ağlıyorsun" gibisinden yaklaşırsa, travma daha derin olur.
(bkz: hayat fani ölüm ani)
üniversitenin ilk yılında sevgilim bir speedy gonzalez hediye etmişti. ama heralde hastalıklıydı ki, bikaç gün sonra öldü. o yıllar yurtta kalıyordum ve veterinerlik okuyan bir mal, "hadi otopsi yapalım, neden öldüğünü öğrenirsin, hem ben de hocaların gözüne girerim." demişti... sonuç olarak, evcil hayvanın ölmesi işte böyle malların ölmesinden çok daha fazla koyar...
kaç yaşınızda olursanız olun, eğer evcil arkadaşınızı kaybettiyseniz, defin işlemleri bittikten günler sonra bile gözyaşlarınıza hakim olamazsınız.
evdeki pek çok şeyden daha fazla ömür tüketmişse sizinle, kayıbıyla aile bireylerinden biri ni kaybetme nin acısına yakın bir acı yaşatabilecek olaydır.
Bir çarşamba günü girmişti hayatımıza, yine bir çarşamba günü çıktı gitti yanımızdan. Aldığımızda sadece 3 günlüktü, daha tüyleri bile yoktu kızımızın. Upuzun kulakları, gri-kırmızı gözleri, ponpon kuyruğuyla tam 8 yıl hayatımıza neşe kattı. Zormuş evde bir canlı beslemek bir kez daha anladım.

Önce bir isim koyarsınız hevesli hevesli. Sonra bir bakarsınız o ponpon büyümüş, kaplamış hayatınızın tamamını. Planlarınızı ona göre yaparsınız, evde yalnız kalmasın diye mutlaka anneniz, babanız, kardeşleriniz hiç olmazsa komşularınız ona göz kulak olur. Tv'nin sesini açık bırakır, evin lambalarını yakarsınız aman korkmasın diye. Artık sadece sizin değil mahallenin de maskotu haline gelmiştir. Kendi ellerinizle beslersiniz onu. Evden dışarı çıkartmaya kıyamazsınız korkar mı, başına bir şey gelir mi diye? Sevdiği eşyaların yerini deiştirmez olursunuz. Siz geç geline size küser ponpon kuyruğunu sallayarak gider arkasına bile bakmadan. Kıyamaz, gözünüzden sakınırsınız. Ama bir gün gelir artık yapacak birsey kalmaz. Ne kadar iyi bakarsanız bakın o gri gözleri son bir kez kapanır. Doktorlar yapacak birsey yok derler çok yaşlı. işte o zaman anlarsınız hayatınızdaki büyük boşluğu.

Boğanızına bir şey tıkanır, ağlamak istemezsiniz sizi duyduğunu düşünerek, nefesiniz kesilir, o minik başı göğsünüze son kez bastırırsınız. Kokusunu duya duya, o beyaz tüylerini seve seve son nefesini vermesini istersiniz artık, yeter ki can çekişmesin, yeter ki biraz daha canı yanmasın diye. Ve o minik kollarını güçlü kanatlar gibi iki yana açarak uzanır gider boşluğa.

Daha kızımızı bu sabah toprağa verdik. Hayatımda açılan boşluğu tarif edemiyorum bile. Sanki ondan önce hiç yaşamamışız gibi geliyor. Tek tesellim onu çok seven bir ailesinin olduğunu bilmesi ve çok mutlu yaşaması. Yoksa dayanması çok zor...
2002 yılında muhabbet kuşumuz öldüğünde, götürüp yandaki boş arsaya gömdüm. biraz ilerleyince arkama bir baktım, kedinin biri, yavrumuzun mezarını eşelemiş, almış gidiyor. pis hayvan!
tam 20 dakika once yasadigim olay. bes yildir gozum gibi baktigim muhabbet kusum az once kucagimda oldu. zaten bir haftadir da aci icinde can cekisiyordu. bir yandan kurtulduguna sevindim ama su an nasil icim parcalaniyor anlatamam.

eger evcil hayvan besleme niyetindeyseniz, bir gun onu kaybedeceginiz gercegiyle yuzleserek ve bunu goze alarak besleminizde fayda var. yoksa o hastalandiginda sizin de hastalanmaniz, bir hafta icinde uc kilo kaybetmeniz, yine gunlerce uykusuz kalip bitkin dusmeniz isten bile degil.
evladın gibi olmuşsa çok üzücü durumdur.
bazı insanların çocuğu kadar sevdiği evcil hayvanının ölmesi, o insana evlat acısı gibi koymaktadır.