bugün

Belirli kurallara uyularak yapılan yumruk dövüşü, yumruk oyunu.
yumruklarla saldırı ve savunma esasına dayanan amatör ve profesyonel olarak yapılabilen bir spor.
karşılaşma en az 3 en fazla 15 raunt sürer. her raunt 3 dakikadır ve iki raunt arasında 1 dakikalık ara verilir.
antrenmanlarinda hem bayagi ter hem de stres atilan spor dali.
Futboldan daha nadir sakatlık görülen, yani daha güvenli spor.
Orhan Ayhan tarafından anlatılınca seyir zevki bir başka olan spor.
ünlü bir düşünürün "boks sporsa, savaş olimpiyattır" sözü ile eleştirdiği vurdulu kırdılı spor dalı.
ne akla hizmet oldugunu cozemedigim spor dali.
Havlu atıyor ardımdan dünya.
Oysa şampiyonuyum yalnızlıkların.
Bilahare aşkın, acının
Ve aklına gelen ne varsa...

Ringde yapayalnız bir kaldım
Bomboş bir salonun uğultusu
Bütün hücrelerimden rüzgar sızıyor
Ve işte yenildiğimin anonsu.

Mavi köşeyi kan tutuyor!

ahmet erhan
insanlarin, bilmem kac newton kuvvetinde yumruklari ile birbirlerine vurduklari spor dali olmasinin yani sira, eski caglarin barbar vari (gladyatör vb) sporlarindan farki yoktur.
bir şiddet içerikli spordur.
raund olarak belirli kısa zaman aralıklarıyla mola verilerek yapılır.
kişilerin teknik ve vücud dayanıklılığını ölçen spor dalıdır.
spor olmaktan acilen cıkarılması gereken vahşet.
izlemesi zevkli, yapılması facia olan spor.
antrenmanı zor olan spor dalı.
çeneye yumruk yediğin an bir kaç saniye kendini kaybedersin.kendine geldiğin an ringde olduğunu karşında rakip olduğunu anlarsın.ve yediğin yumruğun hırsıyla rakibin üstüne yüklenirsin.köşeye sıkıştırıp seri yumrukları çalıştırdığında rakibin ayakta durmakta zorluk çektiğini anlarsın.beklemeden bitirici vuruşu yaparsın.artık maç senindir.
bir ara niyetlendiğim lakin hoca ilk derste senin burnunu kırmak lazım deyince bakış açımın tamamiyle değiştiği spor dali.
ayrıca;
(bkz: Raging Bull)
dünyanın en gereksiz, en işe yaramaz spor dalı.

spor demeye de bin şahit ister.
aşağıda anlatacaklarım ilk ring tecrübemden aklımda kalanlardır. kısa olursa kusuruma bakmayın. aklımda sadece onlar kalmış olabilir. kolay değil, başım hala ağrıyor! ne eksik ne fazladır.

aslında yazıya "beni şu inşaatta bi siktiler, bi siktiler" gibi bir giriş yazsam aşağıdakileri okuduğunuzda bu girişin abes kaçmadığını farkedersiniz. ama ben daha kibar olacağım.

öncelikle şunu söyleyeyim ki, öyle karşılık vermeyip sizin vurmanız için el pençe divan duran kum torbasına vurup "ooo acaip güçlü yumruklarım var" diyenlerin 1,2,3,4,5 hatta 5555 kere durup düşünmeleri gereken bir spormuş (bkz: kendimden biliyorum). atalarımız ne güzel demiş, el yumruğu yemeyen kendi yumruğunu balyoz sanırmış diye. kum torbasına vurursun, vurduktan sonra kum torbası üzerine gelince sağa sola eskiv yaparsın. zannedersin ki karşıda adam olsa yumrukları boşa çıkar böylece. ama öyle olmuyormuş işte. elin oğlu koyuveriyor kroşeyi çeneye. sonra groki vaziyette boşluğa iki adım atar halde buluyor insan kendini. groki ne ola derseniz, yarı beyinsiz olma hali gibi birşeymiş. onu da öğrendim, hem de yaşayarak. dünya, bünyeye ve yenilen yumruğun şiddetine göre takriben 1-2 saniye kadar kararıyor. bu durum çeneye yenilen yumrukta ortaya çıkıyor. bir de çeneye alınan yumruk kulak ağrısı yaptı ilk gün. guard pozisyonunda ise rakibin 8 onsluk incecik eldiveni ile kafanıza bir dare alırsanız, önce kafanızda bir acı duyarsınız, ardından darbeyi aldığınız tarafta bulunan gözünüzün dibinde bir flaş patlar, sonra dünya 1 saniyeliğine kararır. 5 saniye sonra da kafanızda bir yumurta belirir. neden diye sormayın, hikmet-i hüda! efendim bir de meşhur kombine yumruk çalışmaları vardır. en önemli tavsiyem, hepsini unutun! zira öyle kolay değilmiş o işler. siz sol aparkat, sol kroşe, sağ direk kombine planınızı uygulamaya koyduğunuz anda olacak olan şudur; sol aparkatı çıkarırsınız, rakip kendi soluna kaçar, sağ direği geçirir. nereden biliyorum? tabi ki kendimden!

tüm maç boyunca iki kez grokiye düştüm, bir kez de grokiye düşürdüm. köşelere sıkışmak tehlikeliymiş. ben sıkıştım. iyi bir dayak yedikten sonra nasıl olduysa sağa kaçıp sağ kroşe vurdum, hedefi tuttu. rakibin gözlerinin 2 saniye boş baktığını gördüm. kimbilir ben ne hale gelmişimdir. ama köşe tehlikeliymiş.

bir de play station'da fight night diye bir oyun oynardık. harika bir oyundu zaten ama artık gözümde devleşti. oyun resmen gerçek gibiymiş. flaş patlaması, etrafın kararması, yorgunluk belirtileri falan.

böyle işte, diyeceklerim bunlar.
sağlıcakla kalın.
sınıfta itişip kakışanların üzerine hunharca uçulup kuralsızca yapılması en keyifli şey.
karşıdaki adamı kafasına vurarak sersemletip yere düşürmeyi amaçlayan ilginç spor.
Saçma olmayan spor dalıdır. Boksör değilim ama uzun zaman önce kısa bir süre yapmışlığım vardır. Boks güçten ziyade hız, çeviklik ve zeka gerektirir. Boks yapmamış bir adama yumruk atmayı gard almayı öğretebilirsiniz ama bunları uygulama sırasında iyi zamanlamayla yapmak zordur. Ringde gördüğünüz adamlar birbirlerine vurduklarında yıkılmıyorlarsa sebebi yavaş veya etkisiz olduğundan değil alışık olduklarındandır. Kavga etmek isteyeceğiniz son adamlardandır gerçek hayatta. Darbe yemeye alışık olması ve hızı nedeniyle. Çünkü Sokak kavgasında "One Shot One Kill!" modunda oynar bir boksör. Sizin sallama yumruğunuzu muhtemelen bir side steple atlatıp yüzünüze 150 kilogramlık bir yumruğu yapıştırır. Sonuç K.O!

not: Ayrıca boks zeka gerektiren bir spordur. Alanı nasıl kullanacağınız rakibe karşı nasıl bir strateji izleyeceğiniz ... hepsi aklınızda gelişir.
burnu gözden çıkarmaktır.
yapanların canını yakan spor dalı.
1. ciddi sakatlanmalara neden olabilen, yine de içerdiği şiddet yüzünden kesinlikle aşağılanmaması gereken spor dalıdır.
2. zeka gerektirir öncelikle,akabinde de bu zekayı uygulayacak hız. bu açıdan son derece faydalı bir spor dalı olduğunu söylemeden edemeyeceğim.
3. Türkiye içinde profesyonel yapmamanız gereken spor dalıdır. dikkat edildiğinde de profesyonel boksörlerimiz pekçoğunun yurtdışıdan geldiği görülür.
4. Amatör olarak yapmanın ayrı bir zevkli olduğu uğraştır. antrenmanlarıyla olsun,maçlarıyla olsun,insanı tatlı bir kazanma hırsına yönlendirir.
5. bayansanız eğer, en güçlü silahlarınızdan biridir. zira boksör olduğunuzu bilen er kişi, size ve yakınlarınıza yaklaşırken daha temkinli olması gerektiğini bir görev bilir.
6. daha sağlam ve iddialı bir vücuda sahip olma gibi avantajı da vardır; ki bu pek çok insanın aslında hep sahip olmak istediği şeydir.
7. boksa başlarken unutmanız gereken ilk şey burnunuz olacaktır kuşkusuz. gönül verilmişse eğer bu işe, hiç önemi yoktur.
8. insanda özgüvenin oturmasına yardımcı olan eylemdir. elbette ki kastettiğim özgüven, sokağa çıkıldığında boksör olduğunu şu veya bu şekilde belli etmek (bkz: her lafa kafa göz dalmak) değildir. zaten bu, ne boksörün yapmasına izin verilen bir şeydir, ne de spor ahlakına uygun bir eylemdir.
9. özetlemek gerekirse boks sadece bir spor dalı değil,yaşam biçimidir. her ne kadar kötü bir şekilde sonlansa da (bkz: parkinson) büyük tutkudur, hırstır. Muhammed Ali'ye tapma sebebidir.
spor dallarinin en sertlerinden ve vahseti en cok barindiranlarindan birtanesi.

http://www.ikibucuk.tr.gg/boks.htm
Ringe çıkıldığı zaman anlaşılır ki o zararsız kum torbası, hız torbası, ayna karşısında yapılan eskivler (yada esküv) çoktan belirgin bir sınırın gerisinde kalmıştır. sınırını geçtiğimiz yer ise gerçekten acımasız bir arenadır, hem sizin için hem de rakip için. fazla teknik ve kombo tecrübesi edinilmeden çıkılan maçta yada antrenmanda siz rakibe yaklaşıp bir sol direk dahi atamadan yada atmaya çalışırken kombine yumruklar içinde kalabilir ve gerçekte ne olduğunuzun farkına varabilirsiniz. Başa çıkmanın yolları: 1) Boksu bırakmak 2) Duygusallığı bir kenara bırakıp -profesyoneller gibi- işin orospusu olmak, yani kişiselleştirmemektir (özellikle sopa yeme konusunda). En eski gerçek erkek sporudur.

Sadece kol değil; el, boyun eklemlerinden tutun da ayak parmaklarınızı oynattığınız kaslara kadar vücudunuzu hareket ettirmeyle ilgili hemen her kas ve eklem çok çok çook önemlidir. kondüsyon (hız ve dayanıklılık), güç ve teknik (saldırı ve savunma stilleri) önem bakımından sürekli birbirileriyle yarışır. yarışın galibi rakipten rakibe değişir.

En güçlü rakibi devirebilmek bu üç faktörün tesiri altında rakibin (yada sizin) beklemediği, hazırlıklı olmadığı bir yada bir iki yumruğa bakar. "Ters vuruş" tur yiğidi deviren. "Kavgada ilk yumruğu atan kazanır" lafı da bunu ifade etmek ister aslında.
antremani en zor olan sporlardandir. en babayigit adama bile 5dk araliksiz yumruk attirin kendi kendine nakavt olacaktir. kosu, ip atlama, agirlik, mekik, kum torbasi, kombine yumruk calismasi ve seri yumruklar en temel olan ve her seferinda arka arkaya yapilan calismalardir. ringe cikmadan saglam bir antreman adami zaten yere serer.
ayrica insanin kendini gelistirmesi icin gotunun sikismasi lazimdir ki, bu hipoteze dayanarak en hizli gelistirilen sporlardandir. ringe cikinca kendinden bile beklemeyecegin refleksleri ve kuvveti gosterip sasirirsin cunku daha otesi yoktur artik er meydanindasindir. tabi karsinin yumrugunu yiyince de aslinda bi bok olmadigini anlayip 2 kat zorlarsin kendini.
her boks macinin ertesi sabahi yataktan uyanmak; agrilarla ve bir iki sisikle 2-3 gun rahat yuruyememek insana acayip bir haz yasatir. en iyi arkadasinla cikarsin ringe birbirinizin azina sicarsiniz ve kolkola inersiniz ringden gunlerce macin kritigini yaparsiniz sanki daha da yakinlasmissindir arkadasinla. boks yaparken insan kendini bulutlarda yuruyormus gibi hisseder ve pamuk gibi bir adam oluverirsin. boksda zayif ve gucsuz insanlarada yer vardir sadece disiplinsiz ve aptal olan insanlara yer yoktur. boks dayak atmak degildir boks disiplindir e tabi en cokta dayak yemektir.