bugün

entry'ler (44)

insanlardan soğumak

sınırınızı korumazsanız duygusal olarak sömürülmeye açık olursunuz.
ilişkilerinizin sorumluluğu sizde, sorumluluğu almayıp gelişi güzel ilişkiler yaşarsanız soğursunuz tabi.
Siz izin vermedikçe kimse size zarar veremez, farkında bile olmadığınız çıkarlarınızı koruyup da sonra soğudum demeyin.

kusursuz güzellik diye bir şey yoktur

Sivrisinek ısırığından dolayı kombin yapamadığı için ağlayan genç kız kardeşlerime şunu demek isterim; bedeninizden başka varoluş alanları bulmadıkça daha çooook üzülürsünüz…
Fiziksel görünüş elbette önemli, önemseyin, bakımlarınızı yapın ama beden algınızı bozacak kadar da kendinizle uğraşmayı bırakın. Size değer verecek olanlar Eninde sonunda gerçek sizi görecek ve onunla ilgilenecek. Ona yatırım yapın.

Atatürk’ün sözünü ekleyeyim, sonu şov olsun ;)
“Kadında süslenme; ışıkla, bilgiyle, kültürle ve faziletle olur.”

sinek ısırığı yüzünden kombin yapamayan kız

Varlığını sadece bedeniyle, stylingi ile bütünleştirmiş, bedeninde kusur olunca yok hükmünde görüyor kendini. O yüzden travmatik boyutta üzülüyor.
Halbuki Bedeninden başka özellikler, değerler edinseydi bu kadar üzülmezdi.

aldanma

Seküler, dindar herkes aldanmaya hazır, bununla yüzleşmek zor olsa da kabullenmek lazım.

Bugün bir yazı okudum şöyle diyor; kısa yoldan mutlu olmak, iyi insan gibi olmak, zengin olmak için aklını mantığını bir kenara koymaya hazır insan dolu ortalıkta.
Bu da bir bile isteye aldanma biçimi işte.

insanız nefsimiz var bir kere. Ama şununla dizginleyebiliriz belki aldanan yanımızı; kötülüğü aldanma ihtiyacımızın bir sonucu olarak biz yaratıyoruz.
Tercih bizim aslında.

bu ne çıldırtan denge

“Öyle bir yerdeyim ki” şarkısının sözlerinden bir mısra.
Şarkının da en can alıcı yeri bence.
içinde bulunduğumuz günlerde insanlığın aldığı hali, kendi özel hayatımda olgunlaşmanın getirdiği sancıyı özetliyor adeta.

Korona, deprem, mülteci sorunları hepsini çok arka arkaya yaşamadık mı ya? Üstelik pek çoğumuz depresyona girelim, bir zihnimizi dinlendirelim, yas tutalım lüksüne de sahip değiliz, öylece olayların içinden geçtik gittik.

Özellikle biz genç yetişkinler tüm bunlar olurken; her şeyin dengesini de korumak zorundaydık.
işine devam et.
Ailenle Çocuğunla ilgilen.
Onların yanında güçlü ol, senden destek alsınlar.
Zayıf düşme!
Yardım kuruluşlarına destek ol maddi manevi.
Ev işlerinde aksama olmasın, rutinleri devam ettir.
Kendine iyi bak, iyi görün.
Vs.

Şöyle geçtiğimiz bir iki yılı düşününce çıldırmayışımıza şaşıyorum..

anın görüntüsü

görsel

çağımızın hastalığı

Bilgiye, öğrenmeye ve mantıklı olana odaklanmaktan insanlar kalbinin sesini duyamaz oldu..

ayrılıklar da sevdaya dahil

Marina ile ulay’ın 2010’daki performanslarının tam olarak karşılığı olan cümle.. çok etkileyiciler, gözümü doldurmakla kalmayıp baya ağlattı. Helal olsun diyesim var ikisine de ama bir şeyler tamamlanmamış olduğu için diyemiyorum. Her şey mükemmel olsaydı aşk olmazdı gerçi.
Yalnız ikisinin de kafası normal değilmiş, bir ilişkiyi bitirmek, ayrılmak için 90 gün yürünür mü be? Yürümüş bu deliler *
https://youtu.be/zzYcMuKzNeg?si=d_C8p3iAwUBTs3Ny

düğünde damada tır lastiği takılması

Yahu her şeye de utanasınız var! Tamam rastlanan bir şey değil ama işe yarar en azından. Zorla çeyreğini alıp gelenlerden daha çok düşünülmüş, bir araya gelinilmiş, kafa yorulmuş, ince bir hareket bence. Adam tır şoförüymüş, damadın arkadaşları bir araya gelip işi ile ilgili hediye almışlar. Aynı şekilde kız arkadaşlar da toplanır gelinin mutfak eşyalarından bazılarını hediye alır ama salona getirmezler tabi. Bunun mizahi bir yanı olmuş ama utanılası değil bence.
Yurdum düğünlerinden biri, siz tüm düğünleri instagramda gördüğünüz koreografi dansı ile başlayan düğünler gibi mi sanıyorsunuz?
Az önce bir haberde gördüm damadı vinçe bağlayıp suya sokmuşlar :)) bu haber bence daha çok başlığı hakediyordu.

değerli arkadaşlar naber

görsel
35 yıldır yazıyormuş, ilk şiirleri nasıldı kim bilir :)

evden çıkarken her şeyi kontrol etme hastalığı

Evden çıkmadan önce Ocağın, ütünün ya da nerede aklınız kalıyorsa onun fotoğrafını çekip çıkarsanız başında dakikalarca beklemenize gerek kalmayacaktır. Aklına mı takıldı? al bak telefonuna.
Kapı kilitlemede emin olmak için bir çözüm bulursam onu da yazarım.

insan modeline altıncı duyu eklenecek olsaydı

Karşımızdakinin sesini, görüntüsünü, kokusunu vs olduğu gibi doğru algılayabiliyoruz ama duygusunu da gerçek haliyle algılayabilseydik keşke. Bu olabilirdi altıncısı.
Çok yanılıyoruz çünkü. Birisi bize iyi geldiğinde onun da bizim için aynı şeyi düşündüğünü sanıyoruz. Nasıl sevilmek istiyorsak öyle seviyoruz, karşılık bulacağımızı sanıyoruz.
Bu durum sadece özel ilişkiler için değil aile, arkadaş, akraba ilişkileri için de geçerli..

mutlu insanların ortak özellikleri

Herkesi, her durumu idare edebilme kabiliyetlerinin olması. Her şeyi olduğu gibi kabul edip bundan şikayetçi olmamaları.
Hayatı renkleriyle sevmeleri. Bunu ben de yeni yeni becerebiliyorum. Mutluluk öyle kucağınıza gelmiyor arkadaşlar emek istiyor, maske istiyor hatta bazen. Öyle bir maske ki bazen size bile unutturuyor kendini. Bir şeye aşırı mutlu olurken bir yandan da hop diye aklınıza eski bir hayal kırıklığı geliveriyor ama o anı idare edip baskılamanız lazım.
Çevremden hep ‘ne kadar pozitifsin, huzurlusun, mutlusun geri dönüşleri alıyorum.’ Aslına bakarsan içsel çok mücadelelerim oldu, oluyor da halen ama dışarı yansıtmam. Üzgünken, kızgınken, mutsuzken bile gülümseyebilirim. Neye üzüldüysem ona üzülmeyi erteleyebilirim, o anı idare edebilirim neden yanımdakilerin de modunu aşağı çekeyim! Çevredekiler de o an mutlu sanarlar. Kimse öyle salt mutlu değildir, hele bir de zor zamanlardan geçilmişse..

kendini iyi hissetmek için tavsiyeler

Misafir ağırlayın. Sevdiğiniz akrabalarınızı, arkadaşlarınızı davet edin çaya böreğe.
Misafir gelecekse bir can gelir bana, Ne depresiflik kalır, ne can sıkıntısı. Önce dip köşe temizlik, sonra yiyecek bir şeyler hazırlamak(en sevdiğim kısım) terapi gibi oluyor.
sevdiklerinle hoş sohbetli muhabbetli bir gün geçirince hiç bir şeyin kalmıyor, sadece o gün değil etkisi bir kaç gün sürer.. Sonra hem onlar da seni davet ediyor bir kaç gün de oradan :)
misafir bereket de getirir derler o da bonusu olsun.

arkadaşlar insan mıyız

Hiç değilse yolundayız :)

hayatın anlamı

Benim için kızımdır.

gözlerin dolduğu anlar

Hayata karşı güçlü durmaya çalışsak da gardımızın düştüğü, yorulduğumuz anlarda daha önce aştığımız tüm soruların hücumuna uğruyoruz. Bir şarkıyla, bazen bir sözle ya da görselle gözümüz doluveriyor.
Ama ben tüm bunları atlatmıştım başa mı döndük deyip telaş yapmaya gerek yok.
O göz ilk zamanlar dolar dolar akar, sonra uzun sürmez, geçiverir.
Kendinize kızmayın, haksızlık etmeyin, merhamet edin.
Zor zamanlar geçiyor yerini bir anlık göz dolmalarına bırakıveriyor…

fedakarlık

Bugün aldığım bir eğitimde fedakarlığın iyilikle karıştırıldığını anladım.
Fedakarlık, altında korku yatan, karşıdakinin eksik yanlarını tamamlama düşüncesiyle dişini sıka sıka yapılan eylemler olarak tanımlandı. Fedakarlığı hayatımızın merkezindeki insanlar için yaptığımızda ve karşılığını da istediğimiz gibi alamadığımızda onlara karşı farkında olmadan öfke de biriktirmemize neden oluyor aslında.
Ama iyilik öyle değil, olanı olduğu gibi kabul edip, karşılık beklemeden, eskiğiyle, yanlışlarıyla kabul edip sevgi ile olabildiğince yanında olmak.
Fedakarlık yıpratıcı ama iyilik öyle değil, güzelleştirir.

küçükken oyuncakla oynamak

Küçükken oyuncaklarla oynadık, büyüdük iletişim oyunları oynuyoruz.

Eric Berne’nin oyun kuramına göre insanlar bilinç dışı bir şekilde çocukluktan itibaren öğrendikleri stratejileri kullanarak iletişimlerini yönlendirirler.
(bkz: tülay kök)

sarıl bana

Melikkonun beni taaa yedi yaşıma götürdüğü hey douglas ile olan yeni şarkısı *
Şöyleki Ajda Pekkan’ın şarkıyı ilk çıkardığı zaman 23 nisanda bu şarkıyla gösteri yapmıştık. ispanyol kol beyaz gömlek, altına tupturuncu etek *
Melike’nin ki
https://youtu.be/x_tmHd3lfXk
Ama yine favorim ajda
https://youtu.be/9RsmB_wkKaw