bugün
- akp türkiyesi dünyanın en rezil ekonomisi seçildi13
- ateistler insan değildir14
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri11
- yazın ferahlatan içecekler18
- sözlük kızlarının bugünkü kombinleri12
- uludağsözlük tatil arkadaşı ilanları17
- 26 mayıs 2025 fenerbahçe hatayspor maçı11
- türk soyu ve arap soyu birdir22
- 1 milyon 200 bin lira maaş alan rektör13
- uludağ sözlük dini hikayeler9
- 21-22 mayıs 2025 aykolik masklavi istanbul zirvesi8
- kemal kılıçdaroğlu'nu mumla arıyor olmamız17
- bodrum'da 2025 yaz sezonu beach fiyatları20
- ilhan şeşen19
- chp ye kayyum atanması9
- düşün ki o bunu okuyor8
- yazarların en dikkat çeken fiziksel özellikleri16
- tayyip erdoğan'ı bir kez daha başkan yapacağız25
- üniversiteli eskort kızlar8
- bizans kadınlarındaki türk yiğitlere verme isteği12
- kadınınız mini etek giyebilir mi13
- iq seviyesi 130 ve üstü yazarlar tam liste8
- yazarların özlediği şeyler13
- toplum içinde maske takıp başka birini oynamak8
- moğollar kardeşimizdir10
- zehra kınık'a 4 yıl 2 ay hapis cezası verilmesi15
- akıl ve ruh sağlığını bozan şeyler20
- arapça dünyanın en zengin dilidir20
- 25 mayıs 2025 fenerbahçe beko monaco maçı20
- sözlük yazarlarının en sevdiği tatlı8
- ihtiyaç sahibi yazarlar9
- sizden daha az kazanan meslek grupları9
- ulunun en hamarat 2 kadını14


entry'ler (95)
Uzun süredir okumayı denemedim kitaplarını,Benim adım kırmızı adlı romanına lise zamanı başlamıştım fakat oldukça sıkıcı gelmişti.
Başarılı olan ama tarz olarak benimle uyuşmayan bir yazar.
Başarılı olan ama tarz olarak benimle uyuşmayan bir yazar.
Üniversite.
Türkiye'de okunmaması gereken bir bölüm.
isteyerek seçtiğim bir bölümdü.Aslında hayalim güzel sanatlar okumaktı fakat Türkiye'de sanata ,sanatçıya değer verilmediği için vazgeçtim ve hayatta kalabilmek için para da kazanmam lazımdı.
Sanatla iç içe olan bir bölüm olduğunu düşünerek seçtim yanılmışım.
Toki evleri yapmak falan kabusumdu mesela birinci sınıfta daha çömezdik o zamanlar tabi. Verilen eğitimi gördükçe fazla hayalperest olduğumu anladım.
Tasarımcı olarak değil müteaahhitlere hizmet edecek şekilde yani piyasa mimarı olacak şekilde yetiştirildik.Ayrıca zaten köklü bir üniversitede okumadığım için imkanlarımız çok kısıtlıydı.Bize gereken malzemeleri yoktan var ettik 4 sene boyunca.
Ayrıca 2015'te sanki o kadar açılan mimarlık bölümü yetmiyormuş gibi kontenjanlarıda arttırdılar.Üstteki yazar arkadaşa da katılıyorum piyasada iş bulmak,iş bulsan bile adam yerine konulmak çok zor.Ben daha bitirme projesini veremedim ama mezun olan arkadaşlarımdan doğru haberdarım bu durumdan.Ayrıca piyasa da durma noktasında döviz kurundaki artış yüzünden.
Bazen düşünüyorum da keşke bu bölümü okuyacağıma A101 de kasiyer olsaydim şimdiye mağaza müdürüydüm ve güzel bir maaşım olacaktı.Okudum da noldu işe girdiğimde asgari ücretle bir müteahhitin emrinde ömür çürütücem.Bir değerim olmayacak çünkü o kadar mimar var ki gerek piyasada gerek mezun olma yolunda olan.Değer miydi değmez bence.
isteyerek seçtiğim bir bölümdü.Aslında hayalim güzel sanatlar okumaktı fakat Türkiye'de sanata ,sanatçıya değer verilmediği için vazgeçtim ve hayatta kalabilmek için para da kazanmam lazımdı.
Sanatla iç içe olan bir bölüm olduğunu düşünerek seçtim yanılmışım.
Toki evleri yapmak falan kabusumdu mesela birinci sınıfta daha çömezdik o zamanlar tabi. Verilen eğitimi gördükçe fazla hayalperest olduğumu anladım.
Tasarımcı olarak değil müteaahhitlere hizmet edecek şekilde yani piyasa mimarı olacak şekilde yetiştirildik.Ayrıca zaten köklü bir üniversitede okumadığım için imkanlarımız çok kısıtlıydı.Bize gereken malzemeleri yoktan var ettik 4 sene boyunca.
Ayrıca 2015'te sanki o kadar açılan mimarlık bölümü yetmiyormuş gibi kontenjanlarıda arttırdılar.Üstteki yazar arkadaşa da katılıyorum piyasada iş bulmak,iş bulsan bile adam yerine konulmak çok zor.Ben daha bitirme projesini veremedim ama mezun olan arkadaşlarımdan doğru haberdarım bu durumdan.Ayrıca piyasa da durma noktasında döviz kurundaki artış yüzünden.
Bazen düşünüyorum da keşke bu bölümü okuyacağıma A101 de kasiyer olsaydim şimdiye mağaza müdürüydüm ve güzel bir maaşım olacaktı.Okudum da noldu işe girdiğimde asgari ücretle bir müteahhitin emrinde ömür çürütücem.Bir değerim olmayacak çünkü o kadar mimar var ki gerek piyasada gerek mezun olma yolunda olan.Değer miydi değmez bence.
Bu ülkenin bende dahil olmak üzere çoğunluğu Tatlı su müslümanı.Sırf cennet cehennem korkusundan ötürü ibadet eden bir topluluktan bahsediyoruz.Okuyup anlamadığın bir şeyi yargılayamayacağın gibi,inanmakta saçma ve bu saçmalığı hepimiz yapıyoruz.Tüm sureleri biliyorum diye geçinen ahkam kesen insanların türkçe mealleri hakkında gram fikirleri yok. Dinimiz ilim öğrenmeyi,okumayı anlamayı da emretmiş .Bir şeyleri anlamışız ama yanlış anlamışız.
Ölümün canımı yakacak her türlü biçiminden korkuyorum.Uykuya dalar gibi acısız ölmeyi dilerdim ya da uykumda ölmeyi.
Çocukluğumun şehri.Her tatil iple çekerdim gitmeyi,güvercinleri beslemeyi.Şimdiyse uzak bir anıdan ibaret ,dedemin ölümüyle anlamını yitirdi her şey.
Ben sanırım hayatı ciddiye alamıyorum,ne zaman hayatımda ciddi olacak bir şey olsa kaçışımda bu yüzden.Mesela geçen biri ile konuşmaya başladım görüşmedik bile daha,ama görüştüğümüz an ona karşı olan ilgim bitecekmiş gibi geliyor.Ayrıca biri hayatıma girerse hayallerimle arama bir duvar örecekmiş gibi de geliyor.Ayrıca beni benden başka kimse anlamayacakmış gibi de geliyor.O kadar soğumuşum ki insanlardan hepsi tenekeden farksız benim için,ses çıkarıyorlar ama içleri boş.
Evli insanlar belirli bir ayı geçtikten sonra birbirlerine karşı tahammülsüz,yüzyüze iki kelimenin ötesine gidemeyen iki kelimenin sonuda tartışmaya varan insan toplulukları gibi geldi hep.Evlilik aşkı öldürür derler ya,bir yanım inkar ederken bir yanım doğruladı.Umarım bizim iki kelimeden fazlamız olur sevgili eşim,umarım korkularımı haklı çıkarmazsın,umarım sırf çocuk var diye ayrılamayan çiftlerden olmayız ve umarım birbirimizi hep çok severiz.
Sigara gibi,hayatına bir şey katmıyor ama vazgeçemiyorsun bir kere alıştıktan sonra.
Çoğu insan böyledir bence.Sürekli engeller çıkarmıyor mu karşımıza hayat.Şuan dünya turunda olmak isterdim tüm her şeyi arkamda bırakmak;istediğim şehirde istediğim hayatı yaşamak isterdim.Okuduğum bölümden de pişmanım mesela değiştirmek isterdim son senemde olmama rağmen.Lakin sadece istemekle yetiniyorum,bunu yapmam için ekonomik durumumun çok çok daha iyi olması lazım, iş bulabilmem lazım en kötü ihtimalle ve ikisi de yok.Şimdi ne mi olacak?Mezun olup kapalı duvarlar arkasında günün 8 ile 12 saati arası bir zaman dilimini harcayacağım.Elbet kazanacağım para .-Asgari ücretin biraz üstü-.Kiraladığım evin masraflarına gidecek.Sonra ne?Uyuyup uyanacağım bunaldım diyip evde içmeyeceğim çayı .Kafeye gideceğim birkaç sahte arkadaşla.Sonra belki ondanda sıkılıp evlenirim.Peki nerde benim hayatım?Adı var kendi yok.
ilk kez bugün farkettiğim nesildir. Zamanında ne dalgası dönerdi sözlükte.Kendimi yaşlı hissetmeme sebep olmuştur.Hey gidi gençliğim,zaman ne çabuk geçmişte ben farkında değilim.