bugün

entry'ler (89)

sevgili bulunca arayıp sormayan arkadaş modeli

ya sevgilisi olmadan önce bir umutla size yazıyodu da siz anlamadınız, ya da hayatındaki boşluğu kah sizinle kah sevgilisiyle dolduruyordur. iki durumda da uzak durmak lazım, arkadaş dediğin her an yanında olmalı.

hep daha fazlası istenilen şeyler

(bkz: ilgi)
asla yetmez. başkasını eleştirirken kendinin daha da arsız olduğunun farkına bile varmazsın.

arkadaşın sen daha çocuksun demesi

(bkz: hoşlanılan insanın sen daha çocuksun demesi)

bir türlü hatırlanamayan filmler

hiçbir şeyi tam hatırlanamadığı için anlatıldığı zaman saçma sapan durumların ortaya çıkmasına yol açan filmlerdir. şöyle ki; bir kız var, üniversiteye gidiyor. profesörün teki asistan seçecek, bu da adaylardan biri. derken yalnızca kendisi aday kalsın ve o seçilsin diye diğer aday arkadaşlarını teker teker öldürüyor. bu işte. hani bi bilen olursa falan dedim.

dile dolanan saçma şarkılar

(bkz: sana vermezsem kime vericem)

allah belasını ve belamı vermesin.

bağıra bağıra eşlik edilesi parçalar

(bkz: just hold me)

her şeyi yapabileceğini hissedip öylece durmak

(bkz: atalet)

yağmur yağarken yapılabilecekler

camı açıp yatağa uzanmak. yağmurun kokusunu içine çekip cama vururken çıkardığı sesi dinlemek.

just hold me

muhteşem sözler, muhteşem müzik. ama şarkıyı bu kadar güzel yapan maria ablamızın sesi sanırım. o '' why can't you..'' kısmı yok mu, bitiren an işte.

yaran diyaloglar

haftalardır yazan, geçmişin hatrına tersleyemediğim bi arkadaşımla konuşurken:

-çok değişmişsin sen..
-:D
-gerçi o zamanlar da güzeldin ama..
-:D *
-şimdi daha bi güzelleşmişsin.
-eyvallah.
*- sana da eyvallah hacım.
**

tavernadaki tüm dansözlerin sizin için oynaması

(bkz: para para para)

cep telefonuna mesaj geldiği an

''heh, o işte'' diye düşündüğünüz andır. birden garip bir mutluluk, yüzde aptal gir sırıtış. açıp bakarsınız; ya operatördür, ya saçma sapan bir şey soran arkadaşınız, ya da sizi tavlayabileceğine ısrarla inanan ilkokul arkadaşınız. hayat işte.

huhu aşkişkom nasılsın pepeğim uyy yerim diyen kız

(bkz: yer)

namussuz gibi gülen bayanlar

attığı kahkaha bile etrafındaki uçkuru bozuk erkekler tarafından cinselliğe yorumlanan kadınlardır. ulan size ne, kime ne? kendine şöyle bir bakmak yerine insanların namuslarına kafa yormak da hayli ilginç tabi.

vazgeç gönlüm

(bkz: vazgeç gönül)

kağıt kesiği

iyileşmeden üzerine bir kağıt kesiği daha gelirse, o zaman görün acıyı. aklına estikçe kanar, elinizi yıkarken acır, krem sürerken acır, elinizi bi yere değdirdiğinizde acır.. lanet bir şeydir yani. *

sorunlu

(bkz: sorunlu muamelesi görmek)

kavgaya koşarken ayakkabının çıkması

işleri kolaylştırır. bi' kere zaten ayakkabısız tekme daha rahat atılır. onu geç, o ayakkabıyı değerlendirmek lazım. karşındakinin kafasına atabilirsin misal.

telefonda konusurken yerinde duramamak

telefonda konuşulan kişiyle alakalı olabilecek durum. sinirden ya da mutluluktan olabilir yani.

the annoying orange

çok garip bir şey bu, bi görünce aklınızdan çıkarmanız pek mümkün olmuyor. ulan o değil de, taklidini yapa yapa ağzım yamuk kalacak diye korkuyorum. *