bugün

iyiyle kötünün, haklıyla haksızın, başarılıyla başarısızın, yakışıklıyle çirkinin, emekle paranın mücadelesidir. bir yanda uefa kupası kazanmış galatasaray, diğer yanda timsahçı fenerbahçe. bir yandan parasızlıkla mücadele eden, yokluklarla boğuşan, hakemlerin gazabına uğramasına rağmen muvaffak olan, türkiye'nin gururu ve en fazla taraftara sahip bir kahraman; diğer yandan parasıyla rezil olan, tüm olanaklar ve medyası yetmiyormuşcasına bir de şikeye tenezzül eden, hakem ve fenerasyon destekli türkiye'nin utancı fenerbahçe. işte böyle bir mücadeledir ikisinin mücadelesi. bir nev'i türk filmlerindeki zengin ama kötü olan fabrikatörle, fakir ama gururlu kenar mahallesi delikanlısının kavgası; bir nev'i karacaoğlan-bolu beyi çekişmesi; bir çeşit voldemort- harry potter güzellemesidir. bir yandan üstün ve ari ırk elflerin güzelliğine karşı, mordor'lu trollerin çirkinliğidir bu müsabaka.

bu kadar açık ve anlaşılır ve yüzde yüz kesin olan, hiçbir şüpheye mahal bırakmayan bir durumken ve galatasaraylının son yaşananlar karşısında ilahi adaletin tecellisi mutluluğu anlaşılırken, bu kadar kötü ve çirkin bir takım nasıl halen tutulur ve desteklenir anlaşılır şey değildir.
(bkz: galatasaray)
ya bırakın allsen bu avrupanın fatihi ayakları, şikeci biziz, maçları satın alan biziz. siz çok masumsunuz gerçekten. bi kere her şeyden önce galatasaray ve beşiktaş gibi kulüplerde büyük camialar. ben şahsen onlarında masum olduklarını düşünmüyorum. onlarda yapmıştır zamanında hiç merak etmeyin. sadece açığa çıkmamıştır. zaten o zamanlar kanunda yoktu. hazır soruşturma başlamışken bütün sezonu inceleyin de ne var ne yok ortaya çıksın, orda burda gereksiz ve boş yorum yapan zevzekler ortadan kalksın.
(bkz: 6 kasım 2002)