bugün

günahkar toprağıma saçından bir tel düştü.
Ya bi gidin edebiyatçı amklar ya.
Ayrıca;
(bkz: yok ki)
Saçların dağınıktır, mahmursundur.
Kimbilir ne güzel görünürsün sevgilim;
Bir sabah vakti kapıyı çalsam,
Uykudan uyandırsam seni.

Turgut Uyar - Bir gün sabah sabah
Yüzümü istiyorum bir süvari alayından
Ne yapsam istiyorum ama istiyorum
Bir kişi bile değilim yalnızlıktan.
Edip CANSEVER
bir gün baksam ki gelmissin
bir guvercin gibi yorgun uzaklardan yar
gozlerinde bir bitmezbir tukenmez guzellik
saçlarinda ilkbahar...
yavuz bulent bakiler.
"kavuşmak
Denir mi hep bir arada bulunmaya?"

ismet Özel
bi şiir istersin içinde benzetmeler olan, kusura bakma sevgilim heybemde sana benzeyecek kadar güzel bi sey yok..
tanıyordum elimden gelmiyordu
yoksa ne guzel aldanacaktım.
Mesela zeytin ağaç dikeceksin hemde öyle çocukları düşündüğün için filan değil,ölümden korktuğun halde ölüme inanmadığın için.
Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun, herkesten başkaydı işte.
durcam burada gidişini seyredicem.
" bizi bu ciğeri beş para etmez insanlar mahvediyor.
aldırma diyorum sana,
dünya ikimiz için yaratıldı.
üç milyar insan iş olsun diye geldi yeryüzüne."
"bir ayak sesi duymayayım
kapıya koşuyorum
gelen sen misin diye
bir sarı saç görmeyeyim
yüreğim burkuluyor
ağlamaklı oluyorum
her şey bana seni hatırlatıyor
gökyüzüne baksam
gözlerinin binlercesini görürüm
bir rüzgar değse yüzüme
ellerini düşünmeden edemem
yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer
tadı senden gelir
yediğim yemişlerin
içtiğim içkilerin
ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntı
bu emsalsiz hüzün
seni beklediğim içindir.
resmine bakamaz oldum
uykulardan korkuyorum artık
utanıyorum odamdaki bütün eşyalardan
şu sedir hala gelip oturmanı bekliyor
şu ayna karşısında güzelliğini seyretmeni
şu kadeh dudaklarına değebilmek için duruyor masada.
yol bitmek bilmiyordu, toplantı bitmek bilmiyordu
ben bir adam düşlüyordum adam oluyordu
ben seni düşlüyordum sen olmuyordun
bir tuhaflık yok muydu allahım, yoktu.
dolu silahla rus ruleti oynayasım var senden korkuyorum
rusça bilmiyorum, korkuyorum rus deyince duj diyenlerden
saçlarını kestirmeye karar vermenden, saçlarımın dökülmesinden
saçlarının bu toplantı tutanağına girme ihtimalinden.
çay, kahve, meşrubat, kek ya da poğaca, ne alırsınız
adam hiçbirini istemiyordu.
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.

Cahit Sıtkı Tarancı
ve anlıyor ki mavi gözlü dev,
dev gibi sevdalara,
mezar bile olamaz.
bahçesinde ebruli hanım eli açan ev...
"dürtme içimdeki narı,
Üstümde beyaz gömlek var."
-birhan keskin.
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felâketim olurdu ağlardım.
Biz seninle artık düşman bile değiliz!
"Ve ben gökyüzünün bu kadar benden uzak, bu kadar geniş, bu kadar mavi olduğuna şaşarak kımıldamadan durdum." - nazım hikmet
Bence artık sen de herkes gibisin.
Sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur.
Ne ikna edici bir intihar biçimidir şimdi göz göze gelmek.
Elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim,
Elbette gayet rasyoneldir attan atlamak.
türk şiir'ine vurulmuş bir darbedir.
bir lanettir.
bir kültürü hiçe saymaktır büsbütün.
üç beş kelimeyi bir araya getirip altına şiir sokakta yazanları önemsemedim de,
şairin mısrasını alıp şairin adını değil de yine şiir sokakta yazmak nedir?
haysiyetsizlik...
mısra mısra, sayfa sayfa şiirleri olan şairlerimize bir saygısızlıktır.
insanların, şiiri, bir attila ilhan' dan , ahmet hamdi' den yahut bir falih rıfkı ve yahut nazım'dan değil de, altına #şiirsokakta yazılmış bir cümleden ibaret sanmaları o kadar acıtıyor ki içimi..
insanların, özellikle gençlerin, oturup uzun uzun okumak yerine bir cümleyle aşkını anlatma çabasında olması, sosyal medyada bütün bunları başlı başına bir şiirmiş gibi paylaşması ve popüler olanı, aslında ilgisi olmasa bile, herkes seviyor diye sevmesi ne kadar da yürek parçalayıcı.
bu dediklerimi anca sen anlarsın sözlük..
öylesine

Keşmekeşinde dünyanın biraz da soluklanmak istiyor insan.
Nefes almak.
Yaşamak.
Yaşadığını hissetmek!
Çırılçıplak kalıncaya kadar yüreği; dökmek istiyor üstündekileri.
Ruhunu arındırmak.
Alkolle bezenmiş damarlarında akan kana;
yeniden bir şeyler hissettirmek.
Acı,
Sevgi,
Hüzün,
Belki mutluluk...
Ama en çok acımak istiyor şimdilerde canım.
Kanadıkça biraz daha huzur bulacak çünkü ruhum.

Yusuf Sezgin Aybey/ öylesine