bugün

mantıklı bir önermedir.

şöyle bir örnek verebilirim;
küçükken tırnaklarımızı çok uzattığımızda etrafımızdaki insanlar "tırnaklarının içinde şeytan olur." derlerdi. şeytan tırnağın içindeki mikroptur aslında. şeytan mikroptan daha korkutucu olduğu için bu tabire başvurulur.

şeytan bütün kötülüklerdir aslında. şeytan bizim kötü huylarımızdır.

edit:şeytan tabi ki var;
entryi girdiğim saat 06.06 ohaa. şeytan var evet evet bu bir işaret.
hayali bir önermedir. nerden biliyosunuz abi?

git üstüste iki tane kadın donu çöz desen, eli ayağına girecek tipler, tarihin bütün problemlerini iki dakkada çözüyorlar ya, ben onu anlamıyorum.

sen inanmıyorsun, tamam geç. sen inanıyorsun, tamam sen de geç. bu arada ben geçmedim dikkat ettiyseniz. meselenin tam üstünde duruyorum. her zaman da öyle olmak lazım. felsefe de budur, din de... her zaman, meselenin üstünde olmak...

yazın bi kenara!
Şeytanın en büyük hilesi,insanlara aslında kendisinin olmadığına inandırmasıdır.
şeytan hayali bir kavramdır ne demek ya? herkes şeytandır, yani allaha inanıyorsak?
çelişkili bir önermedir.
Allah kuran-ı kerimde insanlara hz. adem'i yarattığında tüm meleklere secde ettirdiğinde şeytanın etmemesini anlatırken insana ait bir kötülük ile anlatmamıştır. şeytanda bir melekti. bu önermeden yola çıkarsak bütün meleklerde mi hayali bir kavram? Allahta mı hayali bir kavram? peki kuran-ı kerim? her ne kadar sonradan insan eli değse bile incil ve tevratta mı hayali bir kavram?

şeytanı insanın algılayacağı şekilde kalıplara koyan yine insanın kendisidir.
çünkü kötü olan bir şeyi bu kötü diye yapma derseniz bir çocuğa aldırmaz ama korku psikolojisi uygularsanız çocuk o kötü şeyden vaz geçer.

yani şeytan burada insanların eğitim verirken kullandığı bir araçtır.

hayali olmasına gelince, eğer hayali olsaydı tüm ilahi kavramlar hayali olurdu.
şimdilik kanıtlayanın olmaması , kanıtlanmaması yüzünden insanın oğlunun aklını kurcalayan sırlardan birisidir .
şeytan hayali bir kavram ise dinler yalan...

şeytan hayali bir kavram ise dinlerim yalan...

şeytan hayali bir kavram ise dinlerim yalan.
teoride de pratikte de doğru bir önermedir. şu şekilde açıklıyayım; insan atomdan oluşan bir varlıktır, kısacası somuttur.
melekler, cinler keza şeytan ise somut olmayan varlıklardır. çünkü atomdan değil, enerjiden oluşurlar. bu neden ile gözükmezler lakin insanın enerji ile çalışan yetilerini etkilerler. örneğin düşünce ya da duygular gibi.
geçerli bir önermedir. şeytanın doğum yerini bulmaya çalışırsak karşımıza kudüs çıkar. hristiyanların eski ahit olarak bildiği tevratın bölümlerinde, ilk olarak şeytandan bahsedilmektedir. buradaki söz konusu şeytan günümüz tasvirlerinden oldukça farklıdır. tanrının karşısındaki kötü güç olma konumunu henüz elde etmemiştir. daha çok tanrının pis işlerini yapan meleğidir. henüz boynuzları, tırnakları da oluşmamıştır. tarih sahnesine, Eyub'un mutlu ve huzurlu olduğu için tanrıya ibadet ettiği görüşünü öne sürerek girer ve tanrıya onu test etmek istediğini söyler. isteği yerine getirilir ancak hikayeye göre Eyup ibadetinden vazgeçmez. bu tarihte henüz insanların ateşte yandığı, içinde şeytanın yer aldığı bir cehennem kavramı yoktur. ölen insanlar iyi veya kötü olmalarına bakılmaksızın sheol isimli yere gitmektedirler. burası karanlık ve gölgelerin hakim olduğu bir yerdir.

iyi ve kötü tanrılardan bahseden kişi ilk olarak zerdüşt oldu. zerdüşt kendisinden önceki çok tanrılı karmaşık sistemi analiz etti ve bu tanrıları temel iki tanrıya indirgedi. ona göre yaşam iyi tanrı olan ahura mazda ile kötü tanrı olan ehrimen in çekişmesinden ibaretti. iyi tanrıya ışık, kötü tanrıya karanlık özelliğini yükledi ve gece gündüzün birbirini takip etmesinden olsa gerek bu tanrılar birbiriyle rekabet altındadır, kişi hangi tarafta olacağını seçmelidir dedi. tanrının karşısındaki kötü figürden yavaştan bahsedilmeye başlanılsa da bu tanrı görüldüğü üzere şeytanla pek özdeşleşmedi.

şeytan olur tanrılar olur da antik yunanlılar olmaz mı hiç? yunan mitelojisinde hades yeraltı tanrısıydı. siyah bir yüzü ve siyah bir sakalı vardı. bakın yaşaş yavaş kötüye ait fiziksel özellikler yerli yerine oturmaya başlıyor. genelde abanoz tahtta oturur iki ucu çatallı asa tutardı. ancak bu sopayı kullanış amacı günahları kışkırtmak yerine bir şeyleri havaya uçurmaktı. ölülerin tanrısı da olan bu zat-ı muhterem adı yine hades olan öteki dünyadan sorumlu bakandı. iyilerle kötülerin gideceği yeri belirliyordu. ancak bunu şeytanca dürtülerle değil adaletle yapıyordu ki adalet tanrısı olarak da bilinirdi. yani hades şeytana ve tanrıya özgü özellikleri bünyesinde toplamıştı. zenginlik ve bereket de ondan soruluyordu. zengin olmak, dünyevi zevkle dolup taşmak isteyenlerin şeytana yöneldiği gibi hikayeler (bkz: faust), kendilerine buradan kaynak bulmuşlardır. belki de bulmamışlardır.

hades in yeraltı fakirhanesinde ateştir, işkencedir olmasa da kudüs'te, hatta nokta atışıyla Gehenna'da vardı. burası roma'nın idam ettiği garibanların yakıldığı yerdi. daimi pis kokardı ve ateş eksik olmazdı. isa'nın da yaşadığı dönemde cehennem fikri kendi bünyesine ateş ve işkenceyi katar ve alır başını gider. durdurabilene aşk olsun. burada yorum yapmak gerekiyorsa ,ki ne yapılacağı da çoktan belli, yapılan yorum gehenna'nın cehennem fikrine temel oluşturduğudur. (bu paragrafta tinsel, özdeşleşme, ilham kaynağı gibi kelimeler kullansaydım daha bi' etkili olacaktı sanki)

şeytan hristiyanlıkla birlikte ortaya çıktığında fiziksel olarak hades himayesinden kendini kurtarabilmiş değildi. siyah derili, siyah sakallı (siyahi), bir zamanlar melek olduğunu anımsatan kanatları olan ancak bunlar ejderha kanadı gibi de yorumlanabilen, ayakları ejderha pençesi olan eciş bücüş bir şeydi. artık gözümüzü yollarda koyan kilise de nihayet olaya dahil oluyor. şeytanı insanları baskı altına almak için araç olarak kullanan kilise, korku faktörünün kusursuzluğuyla aldı başını yürüdü. roma'nın da resmi dini hristiyanlık haline geldiğinden doğru katolik inancına sahip olmayanlar, istenilen davranışları sergilemeyenler, yatağın ters tarafından kalkanlar, gözünün üstünde kaşı olanlar şeytanla özdeşleştirilip etkisizleştirildi. bunlar olurken eski gelenekler de tam olarak unutulmuş değildi. bir kaç pagan tanrısı halk arasında hala rağbet görüyordu. bunlardan en önemlisi ve tanınmışı ise Pan'dı. bu tanrıyı nasıl etkisizleştiririzi düşünen kilise çok da zorlanmadı. pan'ın özellikleri, görünüşü şeytana aktarıldı. böylece Pan'ın içi boşaltılırken şeytan da artık bugünkü formuna neredeyse kavuşmuş oldu.

sonuç olarak şeytan insanlığın kolektif hayal gücü sürecinin sonucu olan ve değişmeye devam eden yaşayan bir figürdür. günümüz filmlerinde şeytan kendine takım elbise giyen, yakışıklı, güneş gözlüklü tip olarak yer bulmaktadır. insanlık geliştikçe şeytan da gelişmektedir. işin güzel tarafı ejderha kırması şeytan figürünün yavaş yavaş terk edilişi olabilir. ve evet, şeytan bir hayali kavramdır.