bugün

Siyasi bir istismar aracı olarak:
(bkz: şehit)
(bkz: kader)
bu makam istesek de istemesek de hepmizin göçeceği ahiret hayatında, gerçekten varılabilecek en şanlı ve en üst makamlardan biri olması sebebi ile böyle kolayca dile dolanıp , dalga geçilmemesi, hakkında haybeye yorum yapılmaması gereken bir makamdır.
ancak akıl sahipleri bunun ayırdına varırlar.
çomar kandırma itemidir. yalan olum şehitlik falan hikaye. fakir dindar avunsun bi köşede. bu hayatı yaşayamamış 20sinde gençler birileri sarayda otursun diye ölüyorsa eğer yemişim şehitliğinide cennetinide...
balon olsa iyi. siyasilerin gencecik insanların ölümünü vatan, millet diyerek kutsayıp üzerlerinden oy, kahramanlık devşirdiği bir şey. yıl 2016. ölüm değil yaşam kutsanmalı.
şehitlik peygamberlikten sonraki en büyük makamdır. peygamberlik allah vergisi olduğu için her kula nasip olmaz. bu gerçek şehitler içindir. şimdi her ölene şehit deniyor. bunu ayırmak gerek.
balon değildir ama üzerlerinden yapılan siyaset kesin balon olmakla birlikte patlamaya mahkumdur.
Varlığına inanmadığı bir makamı alabildiğine eleştirmek de ironik.
Kendinle çelişiyor insan.
Sadece ülkemizde değil, islam dininde değil, pek çok inanış ve ülkelerde çeşitli adlar almış olan, kişinin savaşarak ölmesi durumumda diğer ölümlülerle aynı yere gitmeyeceğinin garantisi olan, imtiyazlık bahşedilen bir fedakarlık türüdür. Ülkemizde, yanlızca islam dininde şehidlik mertebesi olduğuna dair yanlış bir inanış, algı vardır. Bütün semavi dinlerde hatta bazı batıl dinlerde şehitlik vurgusu yapılmış, öbür dünyadaki ödüllerden bahsedilmiş, dünyada kalan akrabalarının statüsünden bahsedilmiştir. Kişi varolduğu, doğduğu topraklar başta olmak üzere ailesine kadar uzanan kutsal değerleri ile ilgili olarak savaşması, mücadele vermesi gerektiğinde kendisi için bir son olmadığını ve ödüllendirileceğini bilerek tehdit unsurlarına karşı daha konsantre bir şekilde savaşmış olur.
Bu benim dinlerüstü düşüncemdir... kimseyi bağlamaz...
Dünyevi ve zamanımız için düşüncem ise şöyledir;
Yaşamak için sahip olmamız gereken toprakları, hangi milletten ya da ırktan olsun farketmez, daima başka bir insanoğlu tarafından ele geçirilmek istenir. Kim olduğunuza bakmaksızın hem de. insanın yaradılışından itibaren savaş olgusu hakimdir. Bu yüzden kendini toprağı, ülkesi gibi kendinden ve ailesinden daha yüksek bğr değer için feda eden insanlara şehit adı verilerek ayrı bir yere konulmasında bir sakınca görmüyorum. Kaldı ki bu dünya nufusu ile devam etmemiz haliden pek çok dinden insanların şehit olacağı aşikardır. Bütün yüreğimle istememe rağmen savaşlar dursun, insanlık kazansın sözlerine pek inanmıyorum çünkü hem merhametli hem de gaddar olabilen insanoğlunun yaradılışına ters düşen bir durum ortaya çıkar.
Bugüne kadar yaklaşık 100 milyar insanın yaşayıp öldüğünü ve birtekinin bile geri gelmediğini söylemek ateist bir yaklaşım kurarsak mantıklı olup bu ölümlerin hepsinin cinayet olduğunu gösterir bize.
Diğer yandan muhafazakar çizgiden itibaren toplumun çoğu için şehadet mertebesi vardır ve gereklidir. Çünkü diğer insanları rahat yaşamaları, üremeleri, sanayileşmeleri, gelişmeleri bu savaşlar ve sonuçları ile olmaktadır.

Özetle, bir tarafta olayın tamamen saçmalık olduğuna inanan diğer taraftan şehitlik mertebesinin kutsallığına inanan ve savunan kesimler var bütün dünyada... bir de, benimde düşündüğüm, şehit olup ölenlerin çocuklarına ebeveyni olmadan yaşamanın ne olduğunun anlatılamamasıdır. Bir kişi şehit olup bir aileyi değiştirebilmektedir. Ateş düştüğü yeri yakar denilen bencil atasözümüz sayesinde anca bazı günlerde devletin hatırladığı, milletin bilmesine rağmen hiç hatırlmak istemediği, her şeyi kabul etmesi istenen şehit aileleridir onlar...
balon değildir lakin şehitlik kolay ulaşılabilecek bir mertebe değildir.
son dönem türkiye'sinde ölenlerin yüzde doksandokuzu bok yoluna gitmiştir.