bugün

yabancılaştırır insanı.
gereksiz gençleri anarşi çıkarmaması için ugras olsun diye uydurulmuş bos kurum.

tıp mühendislik saglık haric bir boka yaramaz.
işsizliği ortalama 4 sene daha erteler genelde. keşke daha çok işe yarasa.
üzerinde türkçe karşılığını bulma çalışmaları yapılmış ingilizceden dilimize geçmiş sözcüktür. oktay sinanoğlu'nun önerisiyle "evrenkent" ve genel bir öneri olarak da "bilimyurdu" sözcükleri bu kelime yerine kullanılabilecek örneklerdendir.
gidenlerin büyük bir kısmının çok önemli işler yapmış gibi kasım kasım kasıldığı yerdir.
zalim hoca, zalim arkadaş, ortamı ve zalim hayat........
çok gereksizdir kesinlikle,okurken hiç bir bok öğrenmedim çünkü hiç bir bok anlatılmıyo okullarda.çalışmaya başladıktan sonra 6 ayda daha çok şey öğrendim.işe de okul sayesinde falan girmedim,adamlar diploma sormadılar bile.
Ortamı bozuk olan yer. insanlarin birbirine karsi hic saygisinin sevgisinin güveninin olmadigi kurum. Aslinda ünivrste hayati boyunca yasanilan her sey gercek, yalancisida, kiz pesinde/ erkek pesinde kosanida gercektn okuyanida gercek. Ama gercek olmasi gerekn dogru olmasi gerekenin bulunmadigi; insanlarin sicak aile ortamindaki güvenin sevginin hicde bulunmadigi kurumdur. Bencilligin ana vatani.
çoğu zaman yüksek lise tadı veren, kazanınca bir şey olacağınızı sandığınız, hocası dert arkadaşı dert olan,
vizesinden finalinden nefes alınmayan, çoğu hocanın aslında sadece zamanı doldurmak için derse geldiği, fotokopi makinesinin doçentten daha fazla hırpalandığı, aynı tip insan üretmekten zerre rahatsızlık duymayan, gereksiz bir kurum.
algoritma sorusunu internetten bulan bir hoca, ogrencinin kendi basina daha iyisini dogru olarak yazdigi cevabi kabul etmeyip cevaba 0 puan verebiliyor. cevap internettekiyle ayni olmadigi icin hoca 0 veriyor.

ayrica amerikaya gidecek bir hocamiz var o uzucu.
Ilk defa kalıyorum bi dersten hissediyorum geliyor ufaktan bi ff.
Ağlamak istiyorum.
hocaların hükümet gibi davrandığı kurumlardır.

vize sınavında bi sik bilmeyen kızın elinden tutup doğru cevabı yazdırdığı sınavdır.

algoritmadan bi bok anlamayan kızın elinden tutup şemayı çizdirmiştir. akabinde o kız benden yüksek aldı.

ben mi? bildiğim, doğru yaptığım halde ondan düşük aldım.

çünkü kağıdımı okuma zahmetine dahi katlanmadı. okumadan çizdi. o kızınsa okumadan notunu verdi.

bugün soru sormaya gittiğimde ise adam beni siklemedi bile. o kızlar yanına gidince dibi düşüyor. bir de evli ve ufak bir kızı da var orospu çocuğunun.

annesi kaşar bu yaşa gelmiş hala yl yapıyor. kendini geliştirmekten aciz göt.
girip de çıkamadığın kazık üstüne kazık yediğin bok çukuru.
hayalleri karşılamayan eğitim kurumu.
devamsızlık sorunu yoksa okulun yolunu unutmakla sonuçlanır.
hayatımı sikmeye kararlı oluşum.
Türkiye'de tam bir fiyaskodur. 170 kişilik sınıf ortamında ders işlenmektedir. daha ne diyelim. sosyal yönden zenginlik gibi görülse de herkesin maksimum 3-5 kişiye -onu bile bulamayan var- mahkum edildiği ortamdır.
şahsım adına konuşmak gerekirse 1. sınıfın ilk dönemi bitti sayılır. ben bu dönem boyunca ders çalışmadım fakat notlarım gayet iyi. bölümden mi kaynaklanıyor bilmiyorum ama dönem boyunca özellikle vize ve final zamanları herkes harıl harıl ders çalışırken ben hiç oralı olmadım. daha doğrusu gerekmedi.

inşaat mühendisliği bölümü lisedeki stresin üniversitede ilk dönem biraz atılabileceği bir bölüm. fakat ''2. ve 3. sınıfta hayattan soğutuyor'' diyorlar hayırlısı.
lisede "bunlar ne işimize yarayacak allaasen" denilen derslerin bir üst seviyesinin görüldüğü yer.
Lise sonda söylenen kapağı at rahatsın lafının, rahat olunmayacak şekilde cisim bulmuş halidir. Öss sınav stresi yaşanmasa da vizeler döver finaller gömer. en azından kendi bölümüm adına konuşayım. (bkz: hukukçu yakarışları)
çoğunun işkur'dan bir farkının kalmadığı yer.

insanlar bu kurumlara "4 sene boyunca bir kağıt parçası * için katlanılan ve mezuniyet sonrasında işi garantileyen yer" gözüyle bakıyor.
ayrıca küçük bir şehirde yer alıyorsa, sosyal imkanları da yetersizse en iyisi yol yakınken bırakmaktır. benim jeton tam 4 sene sonra düştü, aklımı seveyim.
Okuduğum bölümden mezun olunca bi bok olmayacağını ve mutlu olmayacağımı idrak edip son sınıfta bıraktığım eğitim öğretim kurumu.

Sonuç: Daha mutluyum.
Kampüs, külliye muhabbetiyle birlikte sezdiğimiz kadarıyla gelecek bir beş sene içinde adı başka bir lafızla telaffuz edilecek yüksek öğrenim kurumudur. içerik olarak zaten ayrıntılı onca bilgi onca yerde mevcuttur. Stop.
(bkz: üniversite değil medrese diyeceksin çocuğum)
içinde işlemediği konuyu finalde soran hocalarda barındıran lisenin bir üst modeli olan eğitim kurumu.