öğüt dinlemek

sıkıcı şey. vardır her ailede bir tane, yeri geldi mi öğüt vermeden duramaz. ya anne, ya baba. onlar da değilse amca, dayı. ama bak dikkat et mutlaka vardır. başlar konuşmaya. anlatır sana şimdi şöyle yaparsan ileride böyle olur, şimdi böyle yaparsan ileride şöyle olur. döker gerçekleri bir bir ortaya. sen de bilirsin haklı olduğunu. fakat hiçbir şey değiştirmez genellikle bu öğütler hayatında. dinlemezsin çünkü. sen biliyorsun ya her şeyi, yaşarsın kendince. sonra büyürsün, büyürsün ulan dersin keşke dinleseymişiz. sonra yine aynı döngü. fakat döngünün öğüt veren kısmında rol alırsın bu defa...

bir de;
(bkz: bir musibet bin nasihatten iyidir)

herkesin bir şekilde birilerine akıl danıştığı ancak duyduklarını uygulama zahmetine çok nadir katlandığı durum.