bugün

Bazı günler sabahtan akşama kadar bavul ile dolaşmak zorunda kalmak.yurt ile okul arasında uzun mesafe olan öğrenciler iyi bilirler bunu. Hangisine yetişeceğini bilemezsin. Deli olursun zira sen öğrencisin. ilim yuvasındasın.
memlekete götürülen boş bavulu, maksimum kapasitede kavanozlarla geri getirebilendir.
5 düğmeli mavi önlük giyen 7-11 yaş grubu insan yavrusu.
kendisi, ev verilmeyen ama otobüste büyüklerine yer verilmesi beklenen toplumun itilen ezilen genç kesimidir.
bir ekmek ile üç gün geçinen maaşsız işçi. birde öğrenciler için genel yafta "aldığınız bilgi para ile ölçülemez"dir. ama onlara verilen bilgi ilkokul ve lisede 1500-2000 arası üniversitede daha fazladır. genelde tüm öğrenci ile ilgili genellemeler ironi içermektedir.
0-26 yas araligi olan insan turu.
Genellikle maddi sıkıntısı olur.

Not: kyk bursu çıkmadı, bana burs verebilecek olan var mı? Ciddiyim...
deli gibi çalışmaya mahkum biçare yaratıktır. bir yandan derslerle, bir yandan kimlik edinmeye çalışmakla, bir yandan kendini kanıtlamakla uğraşmaktan bir garip canlı olur çıkar. toplumun bu kısmını oluşturan kişilerde; sırt kamburlaşmış, gözaltları çökmüş, saç baş dağınıktır genellikle.
Hayatının eğitim dışında kalanını mutlu geçirebilmek için çocukluğundan feragat eden fakat her konuda kendini haklı görerek ara sıra yanlış yapan insanlar grubu.
(bkz: masum)
cebinde hiç para olmayan ve sürekli öğretmenlere yalakalık yapmak zorunda olan kişidir.
sınav mağduru insan grubu. 7 yaşında başlar ilk sınavlarına, en az 23 yaşına kadar gider bu böyle.
bizim zamanımızda kaldığına inandığım kutsal kavram.

Saçlara jöle, tırnaklara oje, sürülemez,
spor ayakkabıyla okula girilemezdi.

Erkekler kravat, kızlar fiyonk takmadan, yaka ve tırnak kontrolü yapılmadan derse girilemezdi.

Sabahları bahçede sıra olunur, pazartesi sabah Cuma öğleden sonra müdür konuşma yapar, özel günlerden biriyse saygı duruşu yapılır ve gerçekten saygıyla durulur, istiklal Marşı okunurken dik durulur, konuşulmaz, saygı duyulurdu.

Öğretmenlerle dalga geçilemez, veli toplantıları aileye korkarak bildirilir, okulda "konuştuğun" (sevgilin) varsa sadece bahçede yan yana yürünürdü.

Forma ile okula gidilir, eve gelene kadar forma çıkarılmazdı. Gömlekler pantolonların - eteklerin, içine sokulur, okul renkleri dışında bir renk giymek yürek isterdi.

Küpe, kolye, yüzük, bilezik hafta sonları takılır, saçlar erkeklerde tıraşsız, kızlarda 3 boğum örgüsüz ise disipline gidilirdi.

Cep telefonu yoktu, internet de yoktu ama yine de öğrenciler birbirleri ile haberleşirdi.

Biyoloji dersinde üreme konusu anlatılırken utanılır, aruz ölçüsü ezberlerken delirilir, milli güvenlik hocaları askeri disipline sokmaya çalışırdı.

Okul kitapları üzerinde sevilen sanatçı resimlerini olduğu klasörlerde taşınır, ders yılı başında mutlaka kap kâğıdıyla kaplanır, etiketler yapıştırılır, etikete adı-soyadı- sınıfı- hangi dersin kitabı olduğu yazılır, o derse ait defterler de kolaylık olsun diye aynı desen kap kâğıdıyla kaplanır, ders sırasında yanında kitabı olmayan azarlanırdı.

Sınıflar kalabalık olsa da çıt çıkmadan ders dinlenir, boş derslerde sınıftan çıkılmaz, ders saatlerinde okul sınırlarını ihlal etmek isteyenlere acınmazdı.

Ödevler mutlaka yapılır, dönem ödevleri için kütüphaneler, meydanloueres, ana ya da temel britanikalar taranır, ödevler elle ve mutlaka dolmakalemle yazılırdı.

Yat denince yatılır, sabah okula servis yerine otobüsle gidilir, bazen çanta yoklaması yapılır, okula yasak bir şey getirilemezdi.-okulun herhangi bir yerinde sakız çiğnenemez, derslerde bir şey yenemez, su içmeye gitmek için izin istenirdi.

Birine uyuz olduysak öğretmene şikâyet eder, asla kendimiz sopayla, bıçakla girişmez, çeteleşmez, okul dışında bile kavga etmezdik. Bilirdik ki kavga edersek evde ya da okulda bi posta daha dayak var.

Kızlarla erkekler birbirine mesafeli durur, el şakası yapmaz, küfürlü konuşmaz, efendilik bozulmazdı.

Yerli malı haftası sınıf pikniğine döner, her tür yiyecek bulunur ve biz bu yemekleri paylaşırdık.

Kitap okurduk örneğin, ödev bile olsa okurduk. Değiştirip kitapları öyle okur, kütüphaneden kimlik çıkartır kütüphanede okurduk.

Biz öğrenci gibi öğrenciydik. Saygılıydık, tertipliydik, edepliydik...

Biz çok güzel öğrencilerdik. Çok zor da olsa o dönemlerde hayat, şimdikiler gibi kayıp kuşak değildik. Hayatın bir anlamı vardı ve biz bunu bilmesek bile hissederdik...
insanın hayatında en çok özleyeceği yılları anımsatan, insanı geçmişe götüren kelimedir. cebimizdeki bozuk paraları toplayıp ne alınır ki bu kadar paraya deyip bakkala acitasyon yaptığımız çok olmuştur. öğrenciydik beş parasızdık ama yine de mutluyduk değil mi sadık?
görsel
hepimiz, yani hemen hemen hepimiz nefret ederiz öğrencilikten, öğrenci olmaktan, öğrenci hayatından. okul biter, iş hayatına gireriz; o zaman anlarız öğrenciliğin en kolay şey olduğunu. tekrar öğrenci olmak isteriz ama o şans elden gitmiştir, artık öğrenci değilsinizdir.
pencereler temizlensin diye yağmuru bekleyen kişidir.
çakaldır.**
görsel
okuyorum diye erkeklerle aynı evde kalan , üniv. i bitirince aldığı bursları ödemek için 40 takla atan. sonrada iş bulamayıp bir kocaya teslim olan cinsleri içerisinde barındıran kişilerdir.
buldukları her karşı cinsle salyangoz misali anında beyinsel etkileşime girip çiftleşen ve sonra yoluna devam eden insan olarak varsayılan topluluk.
Üniversiteli olanlarını istanbul dolmuş şoförleri öğrenciden saymamaktadır. Bir oğrenci diye uzattığınızda:

- üniversite öğrencisi öğrenci ücretine tabi değil.

Karşılığını almanız yüksek ihtimal.
popüler bir bakış açısına göre günah işemeye meyilli grup.
okulda, habersiz yapılması gereken her şeyden önceden haberleri olan varlıklardır.
her şeyi bilirler yani.kulakları çok fazla delik oluyor kerataların *
Üniversite öğrencisiyse ailesinin benim evladım okuyor diye övündüğü fakat pek okula uğramayan kişidir. Hayatını yaşar. Çok da iyi yapar.
Öğrenci insanın sürekli makarna yiyen bi türüdür hacı.
güncel Önemli Başlıklar