bugün

Rüzgarlı bir gün...Yağmurun uzaktan el salladığı ama ne zaman geleceğini belli etmeden birden ensenizde bittiği.Sıkıntının yaşam alanı bir şehirde,ıslanmış soğuktan titreyen biri,ben.Kuyruğumu kurtarmanın mutluluğu ve şu kapanın verdiği acı ile yoldaş bir halde yürüyorum.
Zamanın ötesinden gelen o elin belirlediği ,lanetlendiğim o günden beri uğrayacak her mekanın bana mühürlü olduğu bu şehirde,köşeyi dönerken aklıma bir yerden kulak hırsızlığı ile kaptığım bir melodi geliyor.Pes seslerin arasında bir tiz.Evet, işte o ses benim.Piyanistin korkarak bastığı o nota.O suçlu benim.
Günahlarımı bırakıyorum geçtiğim her yoldan.insanlar basmıyorlar bastığım yere ,onlar sevmiyorlar lanetlileri.Çünkü hepsi günahsız.Herşey mübah onlara.
Perinin zincirlerimi kırdığı günden beri ,güya özgürlüğümü bahşettiği ,kuyruğumu yer yer çürüten şu herkesin beni tanımasına sebep kapanla yaşıyorum.Kan kaybederek,acıyla karışık.
Bir zamanlar avlandığım, güldüğüm yerlerin yakınından geçemiyorum.cehennemden son anda arafa çekilenim ben.ihtiyacım var bir çok şeye,ama lanetliyim .Şimdilik daha da önemlisi açım, ıslağım.
Zamanında kurtulmak için yakardığım o kapanın zincirlerini özlüyorum şimdi.Önüme bırakılan etleri...Özgürlük acıyla birlikte yenmiyor çünkü.
Karar veriyorum oraya dönmeye,bu karmakarışık dünyada benim gibi birinin kurnazlığı dahi kendisini kurtaramıyor kapanlardan.Hayata dair düşünmekten vazgeçiyorum.Ve kararlı adımlarla yakalandığım yere dönüyorum,aç bitap bir şekilde.
Arkadaşlarım orada bekliyorlar,yüzlerinde mutluluk ve rehavetle karışık bir parça korku.Azrailimin önünden geçiyorum usulca,bir elinde yabası diğer elinde bir parça etle geliyor.Beni görünce gülüyor şeytanice...Bu gülüş bir o kadarda alışılmış ,kırışıklıklar halinde o yüzde oturmuş bir gülüş...
'Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıdır.' diyor bana.
Biliyorum.Kapanı çıkarıyor kuyruğumdan.Rahatlıyorum.Tokum,bir müddet.Özgürüm; zincirler yok.Kısa süreli bir rüya; peri tekrar gelene dek ,ağlayan gözleriyle...Aralıyorum gözlerimi,kendime bakıyorum yukarı yükselmeden...Derimi tuzluyor azrailim,lanet kimseye bulaşmasın diye.Ellerini ovuşturuyor,gelen şişman kadını gördüğünde.
Kadının boynunda kardeşim.Peri uzatıyor elini.Özgürlüğüm ve ben gidiyoruz...

tanımcık: özgürlük ile iyi bir beraberliği olamayan şeylerdir.