bugün

vay babanın kemüne goyum...

evet, tanımımız bu olacak bu yazımızda. geçmiş zaman türkiye cumhuriyeti devleti'nin başbakanlık makamını kaplayan uzvun sahibi bir terör örgütünün elebaşı için "sayın" diyor ve partili parazitler, gözüpek militanlarca bu yaptığında ısrarla, hiddetle, şiddetle, inatla savunuluyordu. aynı şahsiyet "dil sürçmesi" bahanelerinin ardına sığınarak kaçıyordu sonunda kendisine yöneltilen eleştirilerden. ve gene başbakanlık makamının aktif oturucusu olan bu kişi, terörle mücadele sürecinde verdiğimiz şehitlerimize "kelle" diyerek rekorlar kitabına, "10 saniyede en çok sürçen dil" olarak girmeye hak kazanıyordu.

gel zaman, git zaman t.b.m.m.'de konuşma yapan bir demokrasi gülü de binlerce insanın katili için, askeri mantıkla astı sayılabileceği başbakanının yaptığı gibi "sayın öcalan" demeye kalkışınca meclis birbirine giriyor. başbakanın partisinden olanlar, ilgili demokrasi gülünün üzerine yürüyor, yumruklar konuşmaya başlıyor.

vay babanın kemüne goyum... bu nasıl iş, nasıl bir şarlatanlık? nasıl kıvrak kalçadır bu vay babasının kemüne goyum ne aymazlık lan bu? şeref, haysiyet nerede kaldı, şimdiye gelmesi lazımdır. hiç değilse birazcık olsun feyz alaydınız; "O halde sen ve beraberinde tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Aşırı gitmeyin. Allah ne yaptıklarınızı şüphesiz ki iyiden iyiye görendir."