aaahh yitip giden zamanlarım!
ah o deli çağlar ve öğrencilik yıllarım!
ah bacağım!
ha yavrum ha.
dıgıdık dıgıdık. valla delirdim.

örgütlendikçe güçleneceğini zanneden,
o zalim emperyalistler; müdür, müdür yardımcısı ve disliplin kurlunu halt edebileceğini düşünen,
sanki bir sendikaymışçasına, sanki bir sivil toplum kuruluşuymuşçasına hareket eden,
öğrencilerin psikolojisidir.

neymiş efendim, çok kişi olursak bir şey olmazmış. bok olmaz. son yılların en büyük toplu dayağıyını çok kişiyken yedik biz. müdür vurdukça kemik sesleri geliyordu. müdür yardımcısı ise toplamış öğretmenleri tempo tutturuyordu. ah yoktu ki bir münir özkul veya bir adile naşit, "çocuklarım, çocuklarıma vurmayın, gurban olam kalem tutan ellere" diye girsin odaya.

gire gire sıra arkadaşım inek ferdi girdi, "hocam, maltabandiralikuruyukgemisi benim kitabımda sigara söndürmüş" dedi, hal böyle olunca tabi merkez dayak kurumu, dayağın şiddetini maksimuma çekti. piyasalar rahatladı.
suçunu mağzur gösterme dürtüsü. ilkel dürtülerimizden biridir.
Bizim kızların tek başına evde kaldıklarındaki psikolojisi. Sanki dünyada o kadar kız yokmuş sapığın biri gidip bunları bulucak...Yazık valla
ya da bana birşey olacak sıra gelmez psikolojisi diyelim.
(bkz: 3 pkklının cenazesine 50 bin kişi katıldı)