bugün

Bütün parfümleri, sprayleri, kolonyaları kadın erkek ayırt etmeden birbirine katıp yeni bir koku elde etmek.

Görünümü de hep rakı gibi oluyordu.
ben hala cipsten çıkan dövmelerden dolayı kanser olan çocukların olduğuna inanıyorum mesela, annem yalancı değil oğlum benim.
battal gazi filmi izledikten sonra evdeki teyzeyi bıçakla kovalamak.
zavallı hayvanları korkutmak,taş atmak.
say say bitmez. çocukluk zaten salak bir şey. beş yaşında filandım; apartmanda bidonla geziyordum ya. bir de dolu bidon. birlikte merdivenden yuvarlanmışlığımız bile var. nerede acaba o bidon ?
camide sandalyeyle namaz kılan yaşlıların sandalyesini altından asılıp kaçamamak. çok pis dayak yemiştim hala unutmuyorum.
bayramlarda tanımak önemli değil, ev ev gezip elalemin ellerini öpmek istemem.
sabah ayakkabı giymeyi unutup okula terliklerle gitmek.
çatıya çıkıp kendimi buradan atıcam demem ve mahalleyi başıma toplamam. hiç unutmam.
Pet şişenin içine sokaktaki çalı çırpı, sigara izmariti ve yaprağı suyla karıştırarak iyi bir şey yaptığımızı sanarak
komşulara göstermek olabilir.
Ben değilde arkadaşım yaptı bunu.
Komşuya gelen misasirlerin ayakkabılarını al sen hepsini git evin yakınındaki belediye çöplüğüne at.
Bakkaldan terlik alıp onlarla göndermişlerdi misafirleri.
Ananemlerde dikiş makinasıyla oynarken parmağımı dikmiştim.

Aklımda bi sorun yok arkadaşlar yanlış olmasın çocukluk işte.
Arabaya anahtarla güzel bir resim çizip sonrasında babayı çağırarak ona yapılan süprizi göstermek.
gelen misafirlerin topuklu ayakkabılarını giyip evin içinde show yaptığını sanmak.
maket arabaların üstüne hafifçe benzin dökerek cayır cayır yakmak evde dönemin popüler dizisi the a team'ı çekmek.

ben böyle yapardım iyi de evi yakmamışım, neyin kafasında isem o zamanlar *
dedenin evindeki duvar saatini ve odalarındaki çalar saati dört beş saat ileri almak ve sabah namazına uyanan bu tatlı tonton çiftin kesin kıyamet kopacak saat dokuz olmuş ama hala güneş doğmadı diye ortalığı ayağa kaldırmalarına sebep olmak.
Offfffff hatırlatma be dedirten başlık.
Bir bilgi yarışmasına katılmıştık o zamanlar ilkokul vardı hala bilmem Birleşik mi yazılıyor ayrı mı. Herhalde katılanların en salağı ben olacağım ki bana fıkra anlattırmak istediler arada bi estantane olsun diye. Ben anlattım kimse gülmedi ama kendi fıkramı anlatsam gülerlerdi. Müdürün salaklığı tamamen. Şakasına inanamadığım bir fıkrayı anlattım yemedi işte. Farkettim ben rezil olur olmaz anlatamadı dedi yanındakine dallama. Senin fıkranın kötüydü lan işte. Neyse salak durumuna düştüm işte. Sonra Birsen geldi beni kurtardı.
tüm sokaklar dar gelmiş gibi evde boncuklu tabanca oynuyordum. sobanın altında pusuya yatmış annemin mutfaktan salona geçmesini bekliyordum. annem bir fake atıp balkona çıktı ancak pes etmedim ve o an gelmişti. annem kapıdan belirdigi gibi ayağına bir el ateş ettim. annem bağrınca evin en güvenli yeri olan kanepe arkasına sakladım. yaşım 21 ben hayatımda böyle dayak yemedim. o dayak bir milatti hayatımda. çok salak bir insan oldum o dayaktan sonra. odunla daldı annem ama hak vermemek elde değil kadına.
abim 11-12 yaşlarında ben 5-6 yaşlarında. abimin doğum günü arefesi annemle gidip ona hediye olarak saat aldık. annem sıkı sıkı tembihledi abine söylemek yok diye, tamam dedim. eve geldiğimde de ilk iş "abi sana hediye almadık ama saat aldık" demek oldu.
bizim mahallede bi almancı aile vardı. çocukları vardı bizim arkadaşımız ama kıl olurduk piçe.
hergün bakkalın önünde yayılır cam şişede kolasını içerdi. tabi bizde içerdik ama hergün değil, bayramdan bayrama.
bayramdan bayram derken kola içtiğimiz gün bayram sayılırdı bize. sene de bir-iki işte.

bir gün o kadar uyuz olmuşuz ki aramızda zar zor topladığımız para ile bir şişe yedigün aldık. yarısına kadar içtik(her birey yarım yudum). sonra içine işedik lan şişenin. renkte sıkıntı yok, koku da da sıkıntı yok.
sonra lavuğa içirdik ya la bunu.
uzun bir süre konuşmadı bizle. çokta sikimdeydi zaten amk.
10-11 yaslarinda annem cumaya gonderirdi ben gitmezdim caminin ilerisinde internet cafe vardi oraya gider counter atardim.ulan ne salakmisim be.
herkese inanmak.
taa bebeklikten arkadaşım, kuzenim ile yan yana olunca dayanamaz her an güleriz öyle bir arkadaşlığımız var. vardı en azından 9-10 yaşların da camiye gittiğimizde arada gülerdik, gülerdim. ne kadar gülsem dahi sinirlerim bozulurdu ama her seferin de dayanamaz gülerdim. buda benim aptallığım.
sonra 14-15 yaşıma geldiğimde yine 10 yaşında ki başka çocuk namaz ortası güldü diye tokatı yapıştırmıştım. buda başka aptallığım. herkes hata yapar.
heralde daha gülmemiştir namazda.
alışveriş merkezinden babam diye birinin elini tutmam ve adamın benimle tüm alışveriş merkezini gezmesi. babamı karşımda gördüğüm an adamdan kaçışım.