bugün

birçok çocuğun fena biçimde içinde bulunduğu durumdur.

bu durumu en hunharca yaşayanların başında gelenlerden biri olarak ben neler yaptığımı aktarayım efendim.

+geri vites kavramım yoktu mesela. şoför, kolunu koltuğa atıp arkaya,
doğru bakınca araba otomatikman geri geri gidiyor zannederdim.

+sabah apartman görevlisi görsün diye; annemin geceden kapının üstüne astığı
2 ekmek
1 süt
4 yumurta yazılı kağıda;
okuma yazmayı da yeni öğrenmenin vermiş olduğu hazla;
3 kinder süpriz
3 tombi
2 kola
ve kakoolu maxı da ekleyip apartman görevlisini o boktan yazıyla kandırabileceğimi sanmıştım.

+muhabbet kuşumuzu evin içinde salıp boncuklu tabancayla avlamaya çalışırdım, abimden sağlam dayak yemiştim hani ama uslanmamıştım.

+göz yaşlarım bitmesin diye ağlamayı kesmiştim bir gün.

+bi saçmalıklar uydurup, diğer çocuklara ingilizce diye yutturdum, ya da yutturduğunu sanırdım.

+ankara da yaşıyoruk, bizden 2 yaş büyük bir turgay abi vardı, bisikletlere atlayıp hadi istanbula gidelim demişti bizde tamam diyip atlamıştık bisikletlere 2 mahalle aşşağıda bir yere götürüp aha geldik istanbul a diyip bizi kandırmıştı ama o zaman farkında değildik mahallede bize nereden geliyorsunuz diye soranlara ''gayet inanmış bir biçimde'' istanbul'dan demiştim.

+babası polis olan bir çocuğu döversen hapse gireceğime inanırdım.

+ağzımdan garip sesler çıkartıp, özel bir insan olduğuma inanırdım, aynı sesleri başka birinin de çıkardığını görünce özel değilmişim diyip ağlamıştım.

+taso oynarken bütün tasolarımı bir arkadaşıma kaybetmiştim, aniden tasoları alıp eve kaçtım, arkamdan eve geleceğini hiç düşünememiştim.

+öğretmenimiz beni bir sebepten ötürü dövmüştü, sonra bende gözüne girmek ve ders çalışıyorum havası vermek için, dayakdan 30 saniye sonra yanına gidip öğretmenim bu atlas bozuk galiba her 2 tarafında da aynı resim var demiştim, bozuk atlas mı olur deyip beni 30 sn içinde ikinci kez dövmüştü.

+abimle beraber van damme filmleri seyrederdik sonrasında abimden dayak yerdim ama çok mühim bir şey
yaptığımı sandığımdan ötürü canım yansa bile hiç sesimi çıkarmazdım.

daha aklıma gelmeyen bir sürü şey...
küçükken ben de saf bir çocuktum efendim.

üst kattaki ali abiler bize geldiğinde elm sokağı kabusunu izlettirdi. nasıl korktum anlatamam. geceleri uyuyamıyordum. anca annemin yanına yatınca ve sızınca uyuyabiliyordum. akşam karanlıgından sonra lojmanda pek insan kalmadıgından akşam annem ekmek almaya gönderdiginde nasıl koşarak gittigimi hatırlıyorum da korku böyle birşey işte diyorum kendi kendime.

lojmandaki abiler sagolsunlar çok yardımcı olurlardı bize her konuda. bizlere cinsel konularda da bilgi vermekten eksik kalmazlardı. kuşun ötüyo mu lan senin sorularına boyun eger eve gelir benim niye kuşum ötmüyor diye düşünürdüm.bende bir sorun var galiba derdim. abilerimizin cinsel dersinde penis=kuş tur efendim bu arada.

niye korkuyordum bilmiyorum ama evin içinde bile yürürken arkamdan biri takip ediyormuş gibi geliyordu. bu yüzden hiç bir istenilen şeyi yapmadığım için adım tembel, uyuşuk, saygısıza çıkmıştı. bilmiyorlardı ki ogulları karanlıktan korkuyodu. arkasından biri takip ediyordu onu.

kendini bir bok hissetmek bende de vardı her çocukta oldugu gibi ışığa bakıp gözlerimi kıstıgım da gördügüm cisimleri veya göz yanılmasını kimsenin göremediğine inanırdım. havadaki tüm mikropları gördüğümü zannederdim. * *

taso ve sporcu kartları koleksiyonumla herkeslere hava atardım. ee büyükler pul koleksiyonu gösteriyorlardı biz de taso koleksiyonumuzu. kızların pek ilgisini çekmiyordu ama bütün çocuklar kıskanıyordu ama. *

karşı komşumuzun çocuklarıyla birlikte ailelerimize süpriz hazırlamak için pasta almaya karar verdik ama bende para yok tabi gittim bozuk para kutusundan bütün bozukları aşırdım. tabi annemler çok sevindiler bizi öptüler filan pastalarımızı yedik yrın ekmek almak için bozuk para kutusuna yöneldiğinde annem hemen hırsızlıgın ne kadar kötü birşey oldugunu anlattı. ama tabi onlar için aldık ya hiç te kızmadı. ah bir cips için alsaydım paparayı gör. *
daha çokça saflıklarım var ama kimsenin beni tanımamasına rağmen buraya yazamıyorum kendim bile utanıyorum be sözlük. *
çocukken iyiyi kötüyü ayırt edememek, her şeyi olduğu gibi görme durumudur.

keşke hep öyle kalabilseydik. içimizde ki karanlık bu denli sarmasaydı bizi.
en özlenen şeydir aslında. çocukluğu en anlamlı kılan şeydir bu. en büyük derdini babasına aldıramadığı oyuncak sanmaktır. güzeldir, özeldir.
hitleri birkaç zannetmektir.
-güdük necmiyi düdük necmi sanardık.

-ihtiyarlar heyetini ihtiyarlardan oluşuyo diye bilirdik.

-fatih ürek'i fatih yürek sanardık.

-askeri ücreti askerlerin aldığını düşünürdük.

-sıhhatler olsunu saatler olsun diye söylerdik.

-mazhar alansonun soyadının "fuat özkan" olduğunu sandık.

-nerden benzin çıkıyosa, oraya benzin istasyonu kurulduğnu sanardık.

-babalarımızın bizi küçükken dere kenarından bulduğunu söylediğinde acaba gerçek anne babam kim diye düşündüğümüz bile olmuştur.. harbiden çok saftık.
-hacı şakir sabununun hacdan geldiğini zannetmek
-idonun ibrahim tatlıses e ait olduğunu,ismini de oğlunun ismini koyduğunu sanmak
-thy nın topladığı kurban derileriyle uçak yaptığını sanmak
-ramazan bayramını sadece ismi ramazan olanların bayramı,kurban bayramını ismi kurban olanların bayramı zannetmek.
7 yaşına kadar hep gece 12'de ne oluyor diye sorardım.