bugün

çocuk olamayanların, çocukluğunu yaşayamayanların zoruna giden durum. oysa köy gibisi var mı? bir kere sen şehirlisin tüm çocuklar pervanedir etrafında, sanki kral gelmiş gibi karşılarlar, el üstünde tutarlar seni. zor olanı büyüyünce gitmektir, tadı yoktur o kadar yaşanmışlığı olan köyünün, neden bilmem zaten hayatın da tadı yoktur eskisi gibi.büyüdüğünü anlamaktır bayramlarda köye gitmekten, bayramlardan zevk alamamak.
babaya kızılır. köyde ağaç, keçi, koyun ve eski bakkallar vardır. bir de adınızı düzgün söyleyemeyen ve şapır şupur öpen kim olduğunu bilmediğiz insanlar. sonra baba zoruyla köye gidilir ve köyde gerçekten eğlenilir. o kıytırık bakkalda adını bilmediğiniz türlü kıytırık markayla tanışıp mutlu olur, yine adını sonradan unutacağınız tonla arkadaş edinir, sabahları yer sofrasında köy yufka ekmeğine yumurta ve taze soğanla gobit dürüm yapılıp yumulunur. çocukken bayramlarda köye gitme zorunluluğu kıymeti ileride anlaşılacak, zorunlulukların en güzellerinden biridir.