bugün

şirineye bakıp otuzbir çeken abazalar doğdu.
boşlukta olduğunu farkedene kadar düşmemek.. bilinçaltına sokayım sana bişey olmasın demeyi öğrendim.
çocukken tarzan’ı neredeyse çıplak seyrettik,
külkedisi eve gece yarısından sonra gelirdi,
pinokyo yalan söylerdi,
batman arabayı saatte 300 km hızla kullanıyordu,
pamuk prenses 7 herifle birlikte yaşıyordu,
red kit’in ağzında devamlı sigara,
temel reis'te pipo ve dövmeler vardı,
pacman hapları yutup yutup dijital müzikle patlayıp koşturuyordu.
bunları izleyerek büyüdükten sonra suçlu biz miyiz hakim bey?
yıllar geçer ve tv' de yada herhangi bir yerde çocukken izlenen çizgi filmler görülür.içi sızım sızım sızlatır bu durum.çocukluğa gidilir bir güzel duygulanılır ardından da güzelce tabessüm edilir. ahh ahh denilip hayat kaldığı yerden devam eder.
geçmişe götürürler dahasını bilmem.
pokemon sayesinde kendini pikachu sanıp uçanlar oldu malesef evet.
(bkz: subliminal mesaj)
mesela bugün radikalin haberi dolayısıyla pepee'den trakya karşılamasını öğrendim.

ccc pepee reyiz ccc
o caillou çizgi filminin herhangi bir insana herhangi bir şey katabileceğini düşünmüyorum. belki yarım saatte nasıl embesil olunur? bunu öğrenebilirler. ayrıca hayal kırıklıkları yaşatabilir çizgi filmler. mesela, tweety'nin dişi değil de aslında erkek kuş olması benim için tamamen bir hayal kırıklığıdır. sonra hep Tom'un* kaybeden olması, hep üzmüştür beni.* *
tsubasadan şut çekerken top yamultmayı, gargamelden yavşaklarla mücadele etmeyi öğrendim.
yıllardır masumca izlediğimiz micky mouse'un altından da pislik çıktı al. bende diyorum niye böyleyim.*
görsel
Şöyle ki yapılan bir araştırmaya göre çizgifilmler çok büyük zarar verebilmektedir. Araştırma üç grup çocukla yapılmıştır. Bir gruba süngerbob izletilirken diğerlerine eğitici belgeseller izletilmiştir. Sonuç olarak süngerbob izleyen çocukların olaylara daha geç tepki verdiği, sorunları daha geç idrak ettiği görülmüştür. Tabii bu her çizgifilm için geçerli değildir. Her çizgifilm çocukları aptallaştırmak için yapılmamıştır.