bugün

13-14 yıl oldu sanırım. yer bir devlet yurdu. ülkücülerin baskın olduğu yıllar. yurda iki çinli öğrenci geldi. hemen yurt reisinin odasına alındı gençler. bildiginiz çinli işte çekik gözlü, dik saçlı. ülkücü camia hemen diyaloğa girmek istiyor tabi ama dil meselesi var; zira teknik eğitimde ingilizce dersleri verimli değil sanırım. yurtta ingilizce bilen adam aranır ve ben bulunurum tercüman olarak. önce isimler vs soruluyor. sonra gelen soru şu:
-Sor bakayım bisikleti var mıymış? (Sorulur)
Çocugun yüz ifadesini unutamayacağım. Ne alaka ile karışık ülkem hakkında bildigi acaba sadece bisiklet mi kaygısı.
ancak bir sonraki soruyu henüz duymadı çinli.
-Siz çin seddii türklerden korunmak için yaptınız di mi?(sorulur)
Çocuk bisikletin şokunu atmadan bunla karşılaşıyor. Mırın kırın bir cevap veriyor ama tam bizim ülkücülerin istedigi cevap degil.
-Komunist mi sor! (yok arkadaş aslında alman hristiyan demokrat partisinden düşüncesiyle sorulur)
Çocuk evet der ama bunu hayır şeklinde çevirmek istiyorum zira komunist olmak yeterli milliyetin önemi yok. fakat "yes" in evet oldugunu ülkücüler biliyor; teknik eğitim ingilizcesi o kadar da kötü degilmiş.
Bizimkilerin surat asılıyor tabi.
-Söyle ona biz ülkücüyüz. (Ülkücü bir yurtta ülkücü olmadan yaşamanın zorluğu bir kenara, ayrıca kurultay gazetesi için para toplanmasında ben o gazeteyi okumuyorum arızası çıkarmışlığım da var zaten. bu soru ingilizceye nasıl çevrilir? seçenekler:
*they are idealist. (en komiği ve en alakasızı)
*they are nationalist.(o ne lan denebilecek bir ifade)
*they are fascist. (hepsi faşist değil o halde bu olmaz ayrıca faşistin ne oldugunu bilirler)
Ben bu seçeneklerden napayım ilkini seçtim. Çinli çocuk idealist? diye cevap verdi. Ben de karşılık olarak "felsefi anlamda" dedim. Çocuk "ooo" dedi.
- Ne o korktu mu biliyor mu bizi.
-Daha önce duymuş ülkücüleri.
- Duyacak tabi.
-Ben derse gidicem izin var mı?
- Git git.
(bkz: küresel vizyonu olan ülkücü)
güncel Önemli Başlıklar