bugün

Merzifonlu Hacı Ali Paşa II. Ahmet saltanatında, 27 Mart 1692 - 27 Mart 1693 tarihleri arasında bir yıl bir gün sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'dan sonra Merzifon'un çıkardığı ikinci sadrazamdır.

Devletin çıkarları için padişaha kafa tutabilmiş dirayetli vezirlerdendir. Canip Ahmed Efendi adında bir defterdarı sürekli yanında bulundururması ve son derece dürüst bir şekilde bütün hesap kitap işlerine baktırmasıyla akıllarda kalmıştır. Bu sayede hazine birkaç ayda toparlanmış, ancak menfaati bozulanlar homurdanmaya başlamışlardır. Şikayetlerin padişah II. Ahmet'e kadar ulaşmasıyla, defterdarın görevinden alınması konusunda ferman çıkmış. Silahtar Tarihi Merfizonlu Hacı Ali Paşa'nın bu buyruğu dikkate almadığını kaydetmektedir.

II. Ahmet aralıklarla birkaç kere daha şifahi olarak isteğini iletmiş, yine dileği yerine getirilmeyince bu defa huzura çağırıp emrini dinlemeyen veziriazamdan sadaret mührünü geri alabileceğini söylemiştir. Merzifonlu Hacı Ali Paşa şu cevabı vermiştir:

"Defterdarın tutumundan kaynaklanan bir zulüm söz konusu olup tahkikat bunu doğrularsa o zulüm ve fenalığı gerçekte kendim etmiş sayılırım. Zira onu o göreve getiren benim. Şayet zulüm ve fenalık kesinleşirse aslında onu görevden almakla yetinilmesi doğru değildir. Bu emanete hıyanettir ve başkaca kişilere ibret olması bakımından ölümle cezalandırılması gerekir. Ancak hünkârım siz bu derecede garez duyan kişilerin sözlerine kulak vermeye devam ettiğiniz takdirde ben kulunuz da hizmet etme gücümü kaybederim. Emanetinizi kullarınız arasında uygun gördüğünüz bir kişiye vermeniz daha münasip olur..."
*