bugün

zina suç değil ama boşanma davası için tutanak tutup aldatma belgelenmeli.
polis'in işgüzarlığı.
1998 ya da yakın bir tarihte evlilikte zina suç değil gibi bir kanun çıkmıştı aklımda yanlış aklmadı ise.
cezai yaptırım yani hapis ve benzeri uygulama gerektirmeyen ama boşanma sebebi sayılabilecek davranış hükmüne geçmiş olması.
müge anlı'yı arasaymış * o cezasını verirmiş. yahu zaten aldatmak o iki kişiyi ilgilendiren bir durum. nedenleri de sonuçları da aldatanı ve aldatılanı bağlar. ayrıca bazı emsal davalar vardır ki, örneğin; kadın eşinin sevgilisine ve eşine manevi tazminat davası açıp kazanmıştır. ceza demek illa ki de, eski usül eşi basmak, karakollarda sürünmek ve hapis demek değildir. bu tür eski çözümler aldatmanın kendisi kadar iticidir kanımca. en doğrusu karşılıklı hataları kabullenip yolları ayırmak ya da o birlikteliği kurtarmaya çalışmaktır. ama yok eşiniz (kadın ya da erkek) için, aldatmak bir sonuç değil de, karakterinin bir parçası olmuş ise, o vakit yapılacak en iyi şey; ona kapıyı göstermektir. "intikam da isterim, olmaz öyle üç kuruşa beş köfte" diyorsanız, yöntemler değişti artık. ne demişler, "her temas iz bırakır" teknolojik deliller ne güne duruyor? *
(bkz: hamza cebeci)

başka şeyler de suç değil. hatta ödüllendiriliyor.
polise "karım beni aldatıyor" diye gitmek nedir ya? napacak polis bu adamı aldattığı için hapise mi atacak? açarsın boşanma davanı bu aldatma boşanmanı kolaylaştıracak şey olur sadece.
polis zina suç değil demişse yasalar gereğidir, kabul edilir. bu tür şeyler şöyle çözülür.

eline bi fotoğraf makinesi alırsın, iyi fotoğraf çeken cep telefonu da olur. aynen o adamın yaptığı gibi bi köşeye pusuya yatarsın, karın sevgiliyi eve alırken bikaç poz fotoğraf çekersin. sonra anahtarla içeriye girip, şahısları iş üstünde yakalar bikaç poz fotoğraf da öyle çekersin. sonra istersen evde oturursun, ya da gider bi yerde bikaç duble bişeyler parlatırsın. sonra karına boşanma davası açıp fotoğrafları kanıt olarak sunarsın. ve boşanırsın. ya da karına "bir daha yapma" der hayatına devam edersin, bir daha yaparsa boşanırsın.

almanya´da (biz almanya´da olduğumuz için buradan örnek verelim) habire, "böyle iki kişi arasında çok daha basitçe çözülebilecek problemler için tutup bizi işe karıştırmayın, olayı kendiniz çözemiyorsanız bize gelin, zaten işimiz başımızdan aşkın" diyorlar. boşanma davası sonuçta hukuksal bir sorun olur, devlet ona bakmakla mükelleftir, ama aldatıyorsa, onun icin parayı bastırıp dedektif tutarsın, o sana "mahkemeye uygun delilleri" hazırlar, sonra tutar o noktadan sonra ne yapılacaksa, kendi hür iradenle karar verir o kararı uygularsın (kanunlar çerçevesinde tabii).

eskiden almanya´da da "öndeki araba pek güzel kullanmıyor" diye polisi arar, öndeki arabayı durdurturdun. şimdi artık polis sana öyle birşeyden dolayı onları ararsan, "adam kaza yaparsa geliriz, kaza yapmazsa, herkesin nasıl araba kullanacağına biz karışamayız" diyor. "sizin için tehdit oluşturuyorsa, 10 dakika bi mola verin, belayı başınızdan savın" diyor. yani...dünya nüfusu hızla büyüyor, herkesin en ufak problemlerine bile polis müdahale etcek olsa, polis teşkilatının da inanılmaz , kocaman bir ordu olması gerekir. e bu orduya maaş vericeksin, sosyal ihtiyaçlarını karşılayacaksın... zor işler yani...

gerçi sokaktaki adama bunlar "garip" gelebilir. ama hiç garip gelmesindir. böyle küçük işlere bile polisin koşması genel de polisin effektifliğini azaltacaktır.
zina suç değildir, fakat aldatmak boşanma sebebidir. sırtına 100 değnek vurulmasını isteyen örümcek beyinliler hayata küsecek ama doğru olan budur; kimse kusura bakmasın.