bugün

aşık olduğunuz insandan hiç beklenmedik zamanda ayrılmak zorunda kalmaktır. diğer bir hali de sizin sevgiliniz tarafından beklenmediğiniz anda terkedilmenizdir. her iki durum da acı vericidir. insana "gerçekten seviyor muyum?" veya "gerçekten seviyor mu?" sorularını sormaya yöneltir. insan gerçekten sevse veya sevilse, terk eder mi veya terk edilir mi? hiç sanmıyorum. aşk engel tanımaz. engelleri aşamıyorsa zaten devam etmenin, kendini bu yolda heba etmenin pek de bir anlamı yoktur. bu yüzden yoldan çekilin veya gidene "gitme, ne olur kal." diye yalvarmayın. giden zaten gidecektir.
zamanlı bir terk etme usulü yoktur zaten diye düşünmekteyim.
(bkz: ceketi alıp gitmek)
bunun zamanlı olanı var mı sanki?? Aşkı kaybetmekte bulmak gibi zamansız işte!!Kimse öyle bi zamana hazırlamaz kendini..
herşeyin çok güzel gittiğine inandığınız anda karşı tarafın sessizce sizden gitmesidir.giderken ardında bir sürü cevepsız soru kalır.nedenler ve niçinler arasında boğulup kafayı yeme halinizdir...oysa terkeden sizin bu halinizi görmezden gelir ve sizsiz hayatında mutluluğuna mutluluk katar.
zamanlı olamayacağını düşündüğüm eylemdir. insan hayatında derin yaralar açar. bazen yıllarca silinmez hafızalardan. belki böylesi daha iyi olmuştur diye avutmaya çalışırsın kendini ama gerçekten sevdiysen o kalp kırıklığı hep seninle kalır. ardından güvensizlik baş gösterir. herkesi onun gibi düşünürsün; önce seni kendine aşık edecek sonra seni hiç gibi ortada bırakıp gidecek...komik olan, gözlerin de hep onun gibisini arar. aynı şekilde bakan, aynı şekilde kokan.. bitmişsin sen..
"Her sey yolunda mi gidiyor? cok mu mutlusunuz? Cok mu seviyorsunuz? deli gibi ozleniyor musunuz? Ondan baska kimseyi dusunemiyor musunuz? Cocugunuza isimler mi seciyorsunuz? Kokusunu icinize cekince, iciniz bir hos mu oluyor? Uzulmeyin, gecer. " durumudur.
istisnalar olmasına rağmen aslında zamansız değildir. zemin hazırladığınızı daha sonradan farkedersiniz.