bugün

zaggoeden şiirlerdir.

o sağa kıvrılan yolun en ucunda sen
ben
dünyanın yuvarlak olduğunu bilmeden
balkonumun sana bakmayan tarafında
sigaram
çayım
sigaram
resmin
saçların uçuşurken resmin
bana bakarmış gibi resmin
salıncakta resmin
sigara
çay
kırçıllı ses
baş ağrısı
sen sen sen...
Ben içime çektiğime “hava” demedim hiç.
Kokular karmaşasıydı.
Körfezle boğaz kokardı, sokak köpekleri kokardı, insanlar karışırdı işin içine; herkese birer nefes düşerdi.
Ben hiç bilmedim dünya neyi, ne kadar koyardı nefesime;
bütün payım sen olmadan önce.
Deniz bile senin kokunu taklit edip burnuma değmeden önce.

Senden önce.
aşk gitme ihtimaline oranlı.
aşk sadece gece yarıları defter karalayanların.
karşılıksız aşk;
sen onu
o başkasını
ve tekrar sana dönene kadar.

dünyanın haberi yok aşktan
umursamaz
dönüyor 'hala
kimileri karanlıktan korkar
kimileri ise terk edilmekten 'karanlıkta.

oysa çoğu kabullenmez bunu
öyle ya;
birileri ayaklanmıyor aydınlık gece istemeye
'karanlık olmasın' pankartlarıyla gezen karanlık karşıtı insanlar
onlar da yok.

ben mi?
ben ampulü bulan adamla aynı korkuya sahibim.
Öpüşlerinle öğrendim çocukken çizdiğim resimlerin eksikliğini.
Güneş hep gülmezmiş;
öpermiş de bazen.