bugün

ancak türkiye gibi sermaye diktatörlüğünün çetin siyasi mücadele ve müdahaleler yapmak zorunda kaldığı coğrafyalarda lazım olabilecek bu barajın, demokrasi kavramıyla arasındaki ironik bağdır. demokrasinin aslında ne kadar da piyasa kurallarının keyfine göre işleyen bir sistem olduğunu gösterir bizlere.
öyle ki uluslarası emperyalist merkezler ve tekellerin akıl hocaları, iktidara her konuda akıl (emir) verirken, barajı pek de takmamaktadır.
çünkü patronlar, çünkü cemaat-holdingler, "ekonomik istikrar" için siyasi istikrar istemektedirler. onların "istikrar"ı, halka işsizlik, yoksulluk, çürüme ve gericilik olarak geri döner.
recep tayyip erdoğan'ın yazdığı bir masal.
recep tayyip erdoğan dan önce de böyleydi.
recep tayyip erdoğan iktidara gelmeden önce kaldıracağını açıkladığıdır.