bugün
- özgür özel11
- çinliler her şeyi üretebiliyor türklerin neyi var18
- oktay kaynarca'nın türkiyeliyim açıklaması13
- saraca silsüpüroğlu8
- yurtdışı çıkış harcı9
- diamond tema12
- anın görüntüsü12
- sevgiliyle aynı evde yaşamak9
- kaka'nın eşinin boşanma gerekçesi9
- kitap okuyan erkek15
- insan olmaya ceyrek kala18
- abber'ın ruh hastası olması23
- diyanetin türkleri araplara şikayet etmesi14
- sözlükteki 11 yaşında yazar olması19
- buralarda dinsiz denen bir tarzan varmış17
- ne hissediyorsun8
- larisalisa12
- steven s power law10
- gideon reid morgan jj43
- kurban eti dağıtmak mecburi mi12
- kürt kızlarının namuslu olduğu gerçeği14
- babalar günü16
- yazarların başarılı olduğu dersler11
- herkes fakirse neden avmler dolu12
- kendini hunharca teşhir eden liberal türk kızları15
- memati192310
- ismeti yazar yapan moderatör13
- memati1923'ün gelişiyle başlayan süreç13
- özge özacar'ın memeleri10
- hoşlanılan kıza bayramda mesaj atmak11
- yatakta fırtına gibi esen erkek12
- inciden yazar nakli13
- güzel kadınların problemli olması19
- yazın göt boyunda şort giyen kızlar9
- dünyanın en güzel kızlarının olduğu ülkeler9
- ups boobss nickli yazar28
- yazarlarin orgazm olurken kurduklari cumleler11
- 15 haziran 2024 macaristan isviçre maçı9
- erkeklerin hiç iltifat almaması13
- 14 haziran 2024 almanya iskoçya maçı15
- 5 milyon tl verseler fatih ürekle sevişir misiniz15
- erkekte en seksi göz rengi hangisidir sorunsalı15
- iğneye iplik geçiremeyenlerin ioçk'yı eleştirmesi11
- hasan can kaya8
- kızlar kilolu erkeklerle seksten zevk alırmı19
Geçen hafta Aksiyon dergisinde yayınlanan tarihi bir yazı.
http://www.aksiyon.com.tr...zarDetay.do?haberno=25777
Kutsal kitapların hemen hepsinde Hz. Yusuf kıssası birbirine çok benzeyen ifadelerle aktarılmaktadır. Kardeşleri tarafından kuyuya atılan masum Yusuf'un, hapishaneye uğrayan ve ondan sonra kralın o meşhur rüyasını yorumlayarak Mısır'ın yedi sene bolluk, akabinde yedi sene kıtlık geçireceğini işaret eden ve nihayetinde Hz. Yusuf'un vezirliğe yükseldiği enfes kıssa. Tarihî bir veri olarak da inceleyebileceğimiz bu metin, Türk siyasal hayatından izdüşümleri içinde barındırmaktadır.
Hapislere düşüp tekrar başa geçen liderler, kardeşleri tarafından kuyunun dibine atılan masumlar ve en önemlisi ara ara ülkeyi yedi sene düzgün idare etmeyi başarabilen devlet erkanının bir şekilde yedi sene süren büyük buhranlı krizlerle boğuşmak zorunda kalışı...
2001 krizinden sonra dibe vuran Türkiye, zor günleri arkasında bırakıp daha güçlü bir ekonomi, daha liberal bir demokrasi ve dünyada sözü daha dinlenir bir ülke olmak için çaba sarf ediyor. Bu yolda son dönemde dost düşman hemen herkesin hemfikir olduğu bir gerçek var: Türkiye, eski Türkiye değil. Orta Doğu'da sözü daha çok dinlenen, Avrupa'da tam üye adayı olan ve hepsinden önemlisi kendisi ile yüzleşmeyi deneyen bir Türkiye var.
Görünen o ki bu yolda elde edilen somut başarılar Hz. Yusuf kıssasında olduğu gibi birçok öz kardeşi kıskançlığa sürüklemiş durumda. Her gün biraz daha serpilen Yusuf'un başarılarını çaresizlikle izleyenler ve kıskananlar, kolları bir kere daha sıvadılar.
Türkiye, kendi ‘kardeşleri' tarafından derin bir kuyuya itilmek isteniyor. Herkes işini gücünü bırakmış, kendi ‘kardeşinden' gelebilecek bir suikastın, saldırının, komplonun, katliam planları yapan bir belgenin, çocukları katlederek büyük işler yapabileceğini sanan bir güruhun, pimi çekilmiş bir bombanın ne zaman karşısına çıkabileceğinin tedirginliği ile hayatına devam etmeye çalışıyor. Hz. Yusuf, yani bu ülkenin en masumları ise görülen rüyaları hayra yormaya çalışıyorlar. Onlar o kadar çok rüya gördüler ve görülen farklı rüyaları bugüne kadar o kadar doğru yorumladılar ki onları sürekli kuyuya iten kendi kardeşleri' bile bu feraset karşısında ara ara pes etmek zorunda kaldılar.
Kuyular, asit kuyuları değil. Hz. Yusuf'un itildiği, bir köşesinde rahmet kokuları barındıran, hayata dair tüm umutlarını yitirmişlerin Yusufları itmeye çalıştığı imtihan kuyuları. Yusuflar itildikleri kuyulardan hep güçlenerek çıktılar. Yusufları kuyulara atanlar her seferinde yüzleri kararmış, bedbaht ve utanç dolu hislerle hayatlarına devam ettiler. Kıtlık yılları geldiğinde dönüp Yusuf'a el açtılar. O Yusufluğunu yaptı, kıskanç kardeşler de hasetliklerini... insanlık var oldukça Yusuflar da olacak, kıskanç kardeşler de... Kuyular da olacak, vezirlikler de... Bolluk da olacak, kıtlık da...
Ülke olarak yine derin kuyuların etrafında gezinmeye başladık. Art arda intihar eden subaylar, suikast girişimleri, darbe planları, fırkateyn üstüne çıkıp tehditler savuranlar, hukukun bir hesaplaşma arenasına dönüşümü, değişim sürecinde kendi mali durumunu değiştirmekle meşgul olan devlet adamları, açılımı gölgede bırakan yedi masum Yusuf'un Reşadiye'de şehit edilmesi ve diğer kahredici gündem maddeleri
Yedi sene süren istikrar dönemi sonrasında dünyada tekrar önemli bir aktör olan Türkiye, derin ama dar bir kuyuya itilmek isteniyor. Türkiye'yi kuyuya itmeye çalışanların gözden kaçırdığı çok enteresan bir gerçek var. Kuyu eski kuyu ama Türkiye o kuyunun ağzına sığmayacak kadar büyüdü. Derinlik aynı, kuyu aynı, biz bu ülkeyi niçin en dibe yuvarlayamıyoruz?' sorusunu soranlar, başlarını bir kere kaldırıp yeni ve azametli Türkiye'ye bakmadıkları için kan ter içinde kalmalarına rağmen içine düştükleri trajikomik hâli göremiyorlar.
Türkiye bu sefer bu kuyuya düşmeyecek. Bu ülke insanının yıllardır gördüğü ve hayra yorulması gereken bir rüya var. Gelin Yusufları yeni kuyulara yuvarlamak yerine bu rüyayı birlikte hayra yoralım. Yedi sene bolluk üstüne yedi sene daha büyük bolluk yaşayacağımız, kardeşlerimize, komşularımıza refah dağıtacağımız adil ve güçlü bir ülke olalım. Yusuf'u kurtlar yedi yalanına dün de inanılmamıştı bugün de inanılmıyor. Görmüyor musunuz?
http://www.aksiyon.com.tr...zarDetay.do?haberno=25777
Kutsal kitapların hemen hepsinde Hz. Yusuf kıssası birbirine çok benzeyen ifadelerle aktarılmaktadır. Kardeşleri tarafından kuyuya atılan masum Yusuf'un, hapishaneye uğrayan ve ondan sonra kralın o meşhur rüyasını yorumlayarak Mısır'ın yedi sene bolluk, akabinde yedi sene kıtlık geçireceğini işaret eden ve nihayetinde Hz. Yusuf'un vezirliğe yükseldiği enfes kıssa. Tarihî bir veri olarak da inceleyebileceğimiz bu metin, Türk siyasal hayatından izdüşümleri içinde barındırmaktadır.
Hapislere düşüp tekrar başa geçen liderler, kardeşleri tarafından kuyunun dibine atılan masumlar ve en önemlisi ara ara ülkeyi yedi sene düzgün idare etmeyi başarabilen devlet erkanının bir şekilde yedi sene süren büyük buhranlı krizlerle boğuşmak zorunda kalışı...
2001 krizinden sonra dibe vuran Türkiye, zor günleri arkasında bırakıp daha güçlü bir ekonomi, daha liberal bir demokrasi ve dünyada sözü daha dinlenir bir ülke olmak için çaba sarf ediyor. Bu yolda son dönemde dost düşman hemen herkesin hemfikir olduğu bir gerçek var: Türkiye, eski Türkiye değil. Orta Doğu'da sözü daha çok dinlenen, Avrupa'da tam üye adayı olan ve hepsinden önemlisi kendisi ile yüzleşmeyi deneyen bir Türkiye var.
Görünen o ki bu yolda elde edilen somut başarılar Hz. Yusuf kıssasında olduğu gibi birçok öz kardeşi kıskançlığa sürüklemiş durumda. Her gün biraz daha serpilen Yusuf'un başarılarını çaresizlikle izleyenler ve kıskananlar, kolları bir kere daha sıvadılar.
Türkiye, kendi ‘kardeşleri' tarafından derin bir kuyuya itilmek isteniyor. Herkes işini gücünü bırakmış, kendi ‘kardeşinden' gelebilecek bir suikastın, saldırının, komplonun, katliam planları yapan bir belgenin, çocukları katlederek büyük işler yapabileceğini sanan bir güruhun, pimi çekilmiş bir bombanın ne zaman karşısına çıkabileceğinin tedirginliği ile hayatına devam etmeye çalışıyor. Hz. Yusuf, yani bu ülkenin en masumları ise görülen rüyaları hayra yormaya çalışıyorlar. Onlar o kadar çok rüya gördüler ve görülen farklı rüyaları bugüne kadar o kadar doğru yorumladılar ki onları sürekli kuyuya iten kendi kardeşleri' bile bu feraset karşısında ara ara pes etmek zorunda kaldılar.
Kuyular, asit kuyuları değil. Hz. Yusuf'un itildiği, bir köşesinde rahmet kokuları barındıran, hayata dair tüm umutlarını yitirmişlerin Yusufları itmeye çalıştığı imtihan kuyuları. Yusuflar itildikleri kuyulardan hep güçlenerek çıktılar. Yusufları kuyulara atanlar her seferinde yüzleri kararmış, bedbaht ve utanç dolu hislerle hayatlarına devam ettiler. Kıtlık yılları geldiğinde dönüp Yusuf'a el açtılar. O Yusufluğunu yaptı, kıskanç kardeşler de hasetliklerini... insanlık var oldukça Yusuflar da olacak, kıskanç kardeşler de... Kuyular da olacak, vezirlikler de... Bolluk da olacak, kıtlık da...
Ülke olarak yine derin kuyuların etrafında gezinmeye başladık. Art arda intihar eden subaylar, suikast girişimleri, darbe planları, fırkateyn üstüne çıkıp tehditler savuranlar, hukukun bir hesaplaşma arenasına dönüşümü, değişim sürecinde kendi mali durumunu değiştirmekle meşgul olan devlet adamları, açılımı gölgede bırakan yedi masum Yusuf'un Reşadiye'de şehit edilmesi ve diğer kahredici gündem maddeleri
Yedi sene süren istikrar dönemi sonrasında dünyada tekrar önemli bir aktör olan Türkiye, derin ama dar bir kuyuya itilmek isteniyor. Türkiye'yi kuyuya itmeye çalışanların gözden kaçırdığı çok enteresan bir gerçek var. Kuyu eski kuyu ama Türkiye o kuyunun ağzına sığmayacak kadar büyüdü. Derinlik aynı, kuyu aynı, biz bu ülkeyi niçin en dibe yuvarlayamıyoruz?' sorusunu soranlar, başlarını bir kere kaldırıp yeni ve azametli Türkiye'ye bakmadıkları için kan ter içinde kalmalarına rağmen içine düştükleri trajikomik hâli göremiyorlar.
Türkiye bu sefer bu kuyuya düşmeyecek. Bu ülke insanının yıllardır gördüğü ve hayra yorulması gereken bir rüya var. Gelin Yusufları yeni kuyulara yuvarlamak yerine bu rüyayı birlikte hayra yoralım. Yedi sene bolluk üstüne yedi sene daha büyük bolluk yaşayacağımız, kardeşlerimize, komşularımıza refah dağıtacağımız adil ve güçlü bir ülke olalım. Yusuf'u kurtlar yedi yalanına dün de inanılmamıştı bugün de inanılmıyor. Görmüyor musunuz?
kurt kendine atılan bu iftiranın ardından, ağlamaya, dua etmeye başladı.
bu utancı, adına sürülen bu lekeyi kurt bile taşıyamadı.
--spoiler--
"Nasıl herkese duyurayın da sesimi diyeyim: Bu anlattığımız ben değilim, ben bu anlattığımz değilim. Yusuf'u ben nasıl yerim? Ben Yusuf'u nasıl yerim?Sözünün bu kısmına gelince kurt, nemli gözlerinden boncuk gibi yaşlar dökülmeye başladı. Gri tüylerle kaplı göğsü, ön ayakları ıslandı. Bir ah çekti derinden derine. Islak burnu daha bir daha ıslandı. Ve devam etti:Ben şimdi adımı nasıl temize çıkarayım, alnıma sürülen bu kapkara lekeyi neyle, nasıl yıkayayım? Öyle bir leke ki değil bana, yeter kıyametin kopacağı güne değin gelip geçecek tüm torunlarıma.Tek muradım, bütün yaratılmışların sahibi olan Tanrım, bu ayıpla yaşatmasın beni. Ya alsın yeni doğmuş bütün kurt yavrularıyla birlikte canımı, kurt neslinin dalı yaprağı burada kesilsin, ya da adım temize çıksın."
--spoiler--
nazan bekiroğlu'nun kaleminden, yusuf ile züleyha.
bu utancı, adına sürülen bu lekeyi kurt bile taşıyamadı.
--spoiler--
"Nasıl herkese duyurayın da sesimi diyeyim: Bu anlattığımız ben değilim, ben bu anlattığımz değilim. Yusuf'u ben nasıl yerim? Ben Yusuf'u nasıl yerim?Sözünün bu kısmına gelince kurt, nemli gözlerinden boncuk gibi yaşlar dökülmeye başladı. Gri tüylerle kaplı göğsü, ön ayakları ıslandı. Bir ah çekti derinden derine. Islak burnu daha bir daha ıslandı. Ve devam etti:Ben şimdi adımı nasıl temize çıkarayım, alnıma sürülen bu kapkara lekeyi neyle, nasıl yıkayayım? Öyle bir leke ki değil bana, yeter kıyametin kopacağı güne değin gelip geçecek tüm torunlarıma.Tek muradım, bütün yaratılmışların sahibi olan Tanrım, bu ayıpla yaşatmasın beni. Ya alsın yeni doğmuş bütün kurt yavrularıyla birlikte canımı, kurt neslinin dalı yaprağı burada kesilsin, ya da adım temize çıksın."
--spoiler--
nazan bekiroğlu'nun kaleminden, yusuf ile züleyha.
güncel Önemli Başlıklar