bugün
- yalnızlığın anlaşıldığı anlar17
- stanley termos18
- arkadaşlar sizce bu gömlek nasıl15
- hacivat karagöz neden öldürüldü8
- hayat bombokken bir şey olup daha da bombok olması8
- ağzı burnu kırılmak istenen sözlük yazarları13
- gideon reid morgan jj silik yesin kampanyası8
- true'nin gay olması21
- kadınlar tipe bakmaz24
- arkadaşlar sınava çalışıyorum birşey diyor musunuz18
- gideon reid morgan jj21
- köşeyi dönmek için yapılacaklar11
- manyak olmaya karar verdim15
- 22 haziran 2024 türkiye-portekiz maçı84
- sözlükte erkek sanılmak10
- samet akaydın19
- 4 karısı 2 kız arkadaşı olan işsiz adam9
- kedimin boğazımı sıkması9
- ülkesi abd ce işgal edilsin isteyen mal cemaatçi9
- fener'in devletten yaklaşık 2 milyar tl istemesi11
- kıymanın kilosunun 90 tl olması11
- bir hatundan istemek9
- hangi sözlük yazarının tipini merak ediyorsunuz31
- milliyetçi olmamak19
- kızıl saç vs siyah saç13
- gece yazıp gündüz yazmayan erkek31
- tacikistan'da başörtü takılması tamamen yasaklandı29
- nervio'nun kartoncu çocuğun ellerini kıskanması9
- insan olmaya ceyrek kala15
- karton toplayan çocuğun elleri17
- israil lübnan savaşı13
- erkek dediğin efendi olmalı8
- anın görüntüsü13
- bir kadının bir erkeğe arkanda ben varım demesi12
- abdülkerim bardakçı15
- larisalisa20
- iran'ın pkk'ya eğitim verdiği iddiası8
- yazarların en büyük dilekleri14
- yaşamak için geçerli sebepler19
- gecenin şarkısı9
- ilim vs bilim9
- incil çok uzun'ya okurken sıkılıyorum12
- hacda aşırı sıcaktan 500 den fazla kişinin ölmesi12
- çıkma teklifi etmek22
- kürtlerin dünya lideri olduğu gerçeği17
- sözlük yazarları nasıl eğleniyor13
- nihavend longa9
- michy batshuayi9
- ona bilmediği bir vergi önerisi yap14
- en kaliteli türk kahvesi markaları9
evet beyler.
yıl 2011.
yirmibirinci yüzyıldayız.
yirmibirinci yüzyılın çocukluk evresinde yani.
ve asrın hüviyeti yavaş yavaş kabuğunu kırmaya başladı.
bilmem farkında mısınız, sadece ülke olarak değil, bir evren olarak çok sancılı süreçlerden geçiyoruz.
yerküre sos vermeye başladı.
dünya ahalisi olarak, müsebbibi olduğumuz doğal afetlerle başa çıkmaya çalışıyoruz.
uzak doğuda, örneği yaşanmamış sel felaketleri, tsunamiler ve depremler yaşanmakta.
afrikada ve amerika kıtasında şiddetli kuraklıklar yaşanmakta.
kara kıta afrikada milyonlarca insan, açlık yüzünden ölümün kıyısına gelmiş bir vaziyette.
kuruyan göllerde, balıklar karaya vurmakta, vahşi yaşamın müdavimleri kırıma uğramışçasına telef olmakta.
toplumsal olarak da, ne olduğunu ve nasıl olduğunu tam olarak idrak edemediğimiz sancılı gelişmeler vuku bulmakta...
misal avrupa kıtasında, siyasal ve ekonomik çatlaklar günden güne aşikar olmakta, güney avrupa ülkeleri ekonomik yıkımlarla uğraşmakta, güçlü ekonomilere sahip avrupalı devletler ise krizi en az hasarla atlatma telaşına düşmektedir. ekonomik yıkımlar bir yana, tek avrupa söylemini kökünden sarsan faşist söylemler ve politikalar gün yüzüne çıkmakta ve en son örneklerden de anlaşıldığı gibi, faşist inançlar eylemsel alanlar bulabilmekte ve yüze yakın insan marjinal bir ideal uğruna katledilebilmektedir. avrupa birliği şeklinde isimlendirilen birlik denemesi, bu asırda dağılmanın eşiğine geldiğinin sinyallerini vermektedir. bundan sonra merak edilen husus şu ki, yirmibirinci asırda nasıl bir avrupa kıtasına şahitlik edeceğimiz sorusudur.
yirmibirinci asrın güneyde yankılanan ayak sesleri ise, tüm mağrip ülkelerinde yaşanan belirsizlik, iç savaşlar ve halk isyanları şeklinde tezahür etmektedir. mısırda, yemende, libyada, tunusta, fasta ve suriyede monarşilerin aldığı darbe ve yaşanan belirsizlikler, bu asrın bize neyi getireceği şeklindeki merakımızı kamçılamaktadır. aynı zamanda değişimlerin farkında olanları endişelendirmektedir.
evet beyler.
bir tarafta daimi bir savaş alanı haline dönen afganistan, öte tarafta küresel ekonominin çarklarını elinde bulunduran amerikanın tökezlemek üzere olduğu gerçeği...yani bir bütün halinde sarsıcı değişimlere muhatap olmamız kaçınılmaz.
bu asır, bu zaman dilimi, kendi rengini, kendi kimliğini, 2020 li yıllardan sonra suratımıza haykırmaya başlayacak. belki büyük kırılmaların olacağı tarihtir 2020'li tarihler... ve ertesinde asrın hükmedici sesi..
bundan önceki yüzyıl, soğuk savaş ve ideolojiler devriydi.
bir önceki asır, dağılmalar ve düşünsel devinimler çağı..
bir öncesinde devrimler çağı...
bu yüzyıl, benim şahsi tasavvurlarımda, çok daha ürkütücü bir sesle yaklaşıyor..
korkuyorum...
doğayı da yanına almış, daha ağır silahlarla kuşanmış asrın haklı hıncından ürküyorum.
çünkü,
insanlar, sevginin ölüm karşısında hiçbir öneminin kalmayacağı acımasız zamanları yaşasın istemiyorum.
yıl 2011.
yirmibirinci yüzyıldayız.
yirmibirinci yüzyılın çocukluk evresinde yani.
ve asrın hüviyeti yavaş yavaş kabuğunu kırmaya başladı.
bilmem farkında mısınız, sadece ülke olarak değil, bir evren olarak çok sancılı süreçlerden geçiyoruz.
yerküre sos vermeye başladı.
dünya ahalisi olarak, müsebbibi olduğumuz doğal afetlerle başa çıkmaya çalışıyoruz.
uzak doğuda, örneği yaşanmamış sel felaketleri, tsunamiler ve depremler yaşanmakta.
afrikada ve amerika kıtasında şiddetli kuraklıklar yaşanmakta.
kara kıta afrikada milyonlarca insan, açlık yüzünden ölümün kıyısına gelmiş bir vaziyette.
kuruyan göllerde, balıklar karaya vurmakta, vahşi yaşamın müdavimleri kırıma uğramışçasına telef olmakta.
toplumsal olarak da, ne olduğunu ve nasıl olduğunu tam olarak idrak edemediğimiz sancılı gelişmeler vuku bulmakta...
misal avrupa kıtasında, siyasal ve ekonomik çatlaklar günden güne aşikar olmakta, güney avrupa ülkeleri ekonomik yıkımlarla uğraşmakta, güçlü ekonomilere sahip avrupalı devletler ise krizi en az hasarla atlatma telaşına düşmektedir. ekonomik yıkımlar bir yana, tek avrupa söylemini kökünden sarsan faşist söylemler ve politikalar gün yüzüne çıkmakta ve en son örneklerden de anlaşıldığı gibi, faşist inançlar eylemsel alanlar bulabilmekte ve yüze yakın insan marjinal bir ideal uğruna katledilebilmektedir. avrupa birliği şeklinde isimlendirilen birlik denemesi, bu asırda dağılmanın eşiğine geldiğinin sinyallerini vermektedir. bundan sonra merak edilen husus şu ki, yirmibirinci asırda nasıl bir avrupa kıtasına şahitlik edeceğimiz sorusudur.
yirmibirinci asrın güneyde yankılanan ayak sesleri ise, tüm mağrip ülkelerinde yaşanan belirsizlik, iç savaşlar ve halk isyanları şeklinde tezahür etmektedir. mısırda, yemende, libyada, tunusta, fasta ve suriyede monarşilerin aldığı darbe ve yaşanan belirsizlikler, bu asrın bize neyi getireceği şeklindeki merakımızı kamçılamaktadır. aynı zamanda değişimlerin farkında olanları endişelendirmektedir.
evet beyler.
bir tarafta daimi bir savaş alanı haline dönen afganistan, öte tarafta küresel ekonominin çarklarını elinde bulunduran amerikanın tökezlemek üzere olduğu gerçeği...yani bir bütün halinde sarsıcı değişimlere muhatap olmamız kaçınılmaz.
bu asır, bu zaman dilimi, kendi rengini, kendi kimliğini, 2020 li yıllardan sonra suratımıza haykırmaya başlayacak. belki büyük kırılmaların olacağı tarihtir 2020'li tarihler... ve ertesinde asrın hükmedici sesi..
bundan önceki yüzyıl, soğuk savaş ve ideolojiler devriydi.
bir önceki asır, dağılmalar ve düşünsel devinimler çağı..
bir öncesinde devrimler çağı...
bu yüzyıl, benim şahsi tasavvurlarımda, çok daha ürkütücü bir sesle yaklaşıyor..
korkuyorum...
doğayı da yanına almış, daha ağır silahlarla kuşanmış asrın haklı hıncından ürküyorum.
çünkü,
insanlar, sevginin ölüm karşısında hiçbir öneminin kalmayacağı acımasız zamanları yaşasın istemiyorum.
güncel Önemli Başlıklar