bugün

evet beyler.
yıl 2011.
yirmibirinci yüzyıldayız.
yirmibirinci yüzyılın çocukluk evresinde yani.
ve asrın hüviyeti yavaş yavaş kabuğunu kırmaya başladı.
bilmem farkında mısınız, sadece ülke olarak değil, bir evren olarak çok sancılı süreçlerden geçiyoruz.

yerküre sos vermeye başladı.
dünya ahalisi olarak, müsebbibi olduğumuz doğal afetlerle başa çıkmaya çalışıyoruz.
uzak doğuda, örneği yaşanmamış sel felaketleri, tsunamiler ve depremler yaşanmakta.
afrikada ve amerika kıtasında şiddetli kuraklıklar yaşanmakta.
kara kıta afrikada milyonlarca insan, açlık yüzünden ölümün kıyısına gelmiş bir vaziyette.
kuruyan göllerde, balıklar karaya vurmakta, vahşi yaşamın müdavimleri kırıma uğramışçasına telef olmakta.

toplumsal olarak da, ne olduğunu ve nasıl olduğunu tam olarak idrak edemediğimiz sancılı gelişmeler vuku bulmakta...

misal avrupa kıtasında, siyasal ve ekonomik çatlaklar günden güne aşikar olmakta, güney avrupa ülkeleri ekonomik yıkımlarla uğraşmakta, güçlü ekonomilere sahip avrupalı devletler ise krizi en az hasarla atlatma telaşına düşmektedir. ekonomik yıkımlar bir yana, tek avrupa söylemini kökünden sarsan faşist söylemler ve politikalar gün yüzüne çıkmakta ve en son örneklerden de anlaşıldığı gibi, faşist inançlar eylemsel alanlar bulabilmekte ve yüze yakın insan marjinal bir ideal uğruna katledilebilmektedir. avrupa birliği şeklinde isimlendirilen birlik denemesi, bu asırda dağılmanın eşiğine geldiğinin sinyallerini vermektedir. bundan sonra merak edilen husus şu ki, yirmibirinci asırda nasıl bir avrupa kıtasına şahitlik edeceğimiz sorusudur.

yirmibirinci asrın güneyde yankılanan ayak sesleri ise, tüm mağrip ülkelerinde yaşanan belirsizlik, iç savaşlar ve halk isyanları şeklinde tezahür etmektedir. mısırda, yemende, libyada, tunusta, fasta ve suriyede monarşilerin aldığı darbe ve yaşanan belirsizlikler, bu asrın bize neyi getireceği şeklindeki merakımızı kamçılamaktadır. aynı zamanda değişimlerin farkında olanları endişelendirmektedir.

evet beyler.
bir tarafta daimi bir savaş alanı haline dönen afganistan, öte tarafta küresel ekonominin çarklarını elinde bulunduran amerikanın tökezlemek üzere olduğu gerçeği...yani bir bütün halinde sarsıcı değişimlere muhatap olmamız kaçınılmaz.

bu asır, bu zaman dilimi, kendi rengini, kendi kimliğini, 2020 li yıllardan sonra suratımıza haykırmaya başlayacak. belki büyük kırılmaların olacağı tarihtir 2020'li tarihler... ve ertesinde asrın hükmedici sesi..

bundan önceki yüzyıl, soğuk savaş ve ideolojiler devriydi.
bir önceki asır, dağılmalar ve düşünsel devinimler çağı..
bir öncesinde devrimler çağı...

bu yüzyıl, benim şahsi tasavvurlarımda, çok daha ürkütücü bir sesle yaklaşıyor..

korkuyorum...
doğayı da yanına almış, daha ağır silahlarla kuşanmış asrın haklı hıncından ürküyorum.

çünkü,
insanlar, sevginin ölüm karşısında hiçbir öneminin kalmayacağı acımasız zamanları yaşasın istemiyorum.