bugün

herkes gibi değilim kafaya fazla takıyorum çünkü. fazla dağılıyorum toplamak çok uzun sürüyor. kimseye güvenemiyorum güvenirsem şayet ve o güven sarsılırsa kendime bir daha gelmem çok zor oluyor. insanlara olan saygımı yitirmemek için belki, belkide beni anlayabilen birisi olmadığı için.
insan nihayetinde belli bir olgunluk seviyesine geldiğinde kendi iradesince, yahut yaşlandığında iradesi dışında, çevresindeki insanlar tarafından sessizce, hayatın bir zorunluluğu olan o yalnızlığa itilecek. bu insanlar en güvendiği, en yakın insanlar dahi olsa fark etmiyor. doğanın kanunu... ve ''doğa boşluk kabul etmez.'' ve dahası schopenhauer, doğa kuralları ile toplum ve ahlak kuralları arasında asla fark gözetmez!!!

işte o kaçınılmaz zamanlar geldiğinde, çok konuşup az düşünen insanlarla çok da sosyalleşmeyi sevmeyen ben; biraz tembellikten biraz da yaşıtlarıma göre daha saf ve çocuk ruhlu kaldığımdan olsa gerek, yaşlandığımda yalnızlıktan delirmemek için sık sık, prova yapmakta fayda görüyorum. güzel kitaplar ve gerçek bir iki dost biriktiriyorum.

anlamı, onu yaşayanlardan çok salt yaşamın kendisine yüklemek; onu dışarıda (öteki'nde) arayıp köleleşmek yerine, içeride arayıp özgürleşmektir fikrimce.
Kimseyi peşimden sürüklemek istememek. Yolumun kesiştiği biri olsa neden yalnız olmak isteyeyim ki?
Öyle alengirli laflar edemicem bütün olayım rahatsız edecek kimse olmadan hönküre hönküre şarkı söyleyebilmek.
Yalnız kalmak istemek...
beni en iyi ben anladığım için.
Siirler, sarkilar.
Artık kimsenin nazını, kaprisini çekemiyorum.
Milleti dinlemek yerine kendini dinlemek isteği.
dertlerimi sıkıntılarımı kendi kendime anlatıp çözüyorum gayette güzel bir eylem tavsiye ederim ileride kimse gelip yüzünüze vurmuyor en azından.