bugün

Aristo'ya göre hayvanlardan en büyük farkımız düşünmektir. Descartes; ''Düşünüyorum, o halde varım.'' demiştir. Kant; ''Düşünmek, yargılamaktır.'' derken başka bir felsefeci Eflatun ise; ''Düşünmek, ruhun kendi kendine konuşmasıdır.'' diyerek noktayı koymuştur.

Köle ise, genel bir ifadeyle özgür olmayan kimseye denir.

Tanımlara bakıldığında kölesi olunacak bir düşünce ile sanki özgür olmayan insanların düşünceleri gibi bir anlam çıkmaktadır.

işte burada Schopenhaur devreye girmektedir ve Gönüllü kölelik diye bir kavram ortaya atmaktadır. Schopenhaur burada köleliği bir anlamda kutsallaştırmıştır. Yani öyle bir şey olmalı ki ben onun gönüllü kölesi olmalıyım ve bundan şikayet etmemeliyim demektedir.

Gönüllü köleliğe bir kaç örnek verecek olursak şunları söyleyebiliriz :

1) Hz. Muhammed (a.s) - islamiyet

2) M. Kemal Atatürk - Türkiye Cumhuriyeti

3) Lenin - Sosyalizm

Asıl soru şudur : Bize gönüllü olarak kölelik yaptıracak düşünce nedir, nasıl olmalıdır ?
(bkz: kapitalizm)
eru iluvatar - middle earth
hastası, kölesi, hayranı, her bir şeyi olunabilir, tarafımca hiç sorun yok.