bugün

Yazarken titredi yüreğim
Bir ince sızı sardı bedenimi
Kanat çırpan şu martının ağzında balık olasım geldi
Kaçıp gitmek istedim bu koca şehirden
Kaçıp gitmek havadan sudan memleketten
Ellerimden tutan biri vardı
Gitme kal diyen biri
Oysa onun gözleri gibi kapkaraydı dünya
Yıldızlar saklanmış bulutların ardına
Ve güneş doğmuyordu bu şehirde
işte tam da bu duygularla yazıyordum son mektubumu
Gözlerine bakıp da veda edemezdim ki sana
Yıldızlarında çıkacağı yokken bulutların ardından
Ve bu koca şehir üstüme üstüme gelirken
Kaçıp gitmek istedim
Kaçıp gitmek havadan sudan memleketten
Ellerimden tutan biri vardı
Gitme kal diyen biri
Benim seni sevdiğim gibi
Seven biri
Beni
Benim seni sevdiğimden çok seven
Zaten martıda uçup gitmişti
Dalgalar dinmiş deniz sakinleşmişti
Çekilmiş bulutlar gökyüzünden
Bu koca şehre güneş gelmişti
Benim göremediğim kadar yakın
Bilemediğim kadar sıcak bir güneş
Yazarken titredi yüreğim
Bir ince sızı sardı bedenimi
Yazamadım bitiremedim satırlarımı
Katladım koydum ceketimin cebine
Tam da sol yanımdaki cebime tam da yüreğimin üzerine
Sen cebimde yüreğimde yazılmamış bir mektup
Bense bu kara kaşlı karagözlü kızın ellerinde bir umut
Sen martının denizden koparıp alamadığı bir balık
Bense martıya ekmek atan fakir bir çocuk
Artık yazarken yüreğim titremeyecek
Ve artık yazmayacağım
Sadece bana yazılanlara göz atacağım
Sadece okuyacağım
Yazarken yürek titreten ne varsa okuyacağım

Hasan Basri Kılıç.