bugün

yandaşların hdp'lilerden bile daha ezik olduğu sonucunu doğuran haklı tespittir.

bu sonuca nasıl varıyoruz?

öncelikle şu bilinmelidir ki türkiye'de ezik olmayan insan yok gibidir. kimisi çok eziktir, kimisi daha az ama illa ki nadir istisnalar dışında herkes eziktir. ailesi örselemiştir, dayatılan dini takıntılardan örselenmiştir, gönlüne göre eş bulamamış, örselenmiştir, okulda örselenmiştir, askerde örselenmiştir, işte örselenmiştir, yoksulluk örselemiştir...

sonuçta insanımız "olamamıştır". içinde büyük bir öfke vardır ama insanımızda derdinin asıl sebeplerinin ne olduğunu analiz edecek, anlayacak, asıl sebepleri yaratanlara karşı cephe alacak feraset yoktur. işin komik yanı, farkında değildir ama kendisine muhafaza etmesi ve dış saldırılara savunması gerektiği öğretilen "değerler"(!) derdinin ana sebepleri arasındadır! velhasıl ortada kullanılmayı, yönlendirilmeyi bekleyen bir öfke vardır. kişi ne kadar ezikse öfkesi o kadar fazla ve haliyle yönlendirilmesi o kadar kolaydır.

eziklikten mütevellit, anlamlandırılamamış öfke birikimleri elbette bir tek ülkemize özgü değildir. diğer ülkelerin vatandaşlarında da şu kadar veya bu kadar bulunur. aradaki fark şu ki sorumlu siyasetçiler asla bu birikmiş öfkeyle oynamaya, onu bazı toplum kesimlerine karşı işlerine geldiği gibi yönlendirmeye çalışmazlar. batıda bir tek aşağılık ırkçı partiler bu yola tenezzül ederler.

geçmişte ülkemiz siyasileri bu konuda sorumlu davranırlardı genellikle. birbirlerine demediklerini bırakmazlar, halk kesimlerini rakiplerine karşı kışkırtırlardı fakat asla diğer halk kesimlerine karşı değil...

türkiye'ye sucukçu muhasebecisi kadar halkı sorumsuzca birbirine düşman etmeye çalışan bir siyasi gelmedi. hitap ettiği eziğin de eziği kitleye sürekli "biiizzzz! onnnnnlaaaarrr! biz yerliiii ve milliii! diğerleri hain! komplolarrrr! dış mihraklarrrr! iç mihraklaaarr! büyük resim! tepeden bakıyorlar!" mesajları verdi. basitleştirilmiş, çarpıtılmış bir dünya algısı sundu eziklere. kolay oldu, zira dünyanın ve kendilerinin gerçekleri eziklere fazla kompleks geliyor; basit, anlaması, hazmetmesi kolay bir model istedikleri: düşmanlar, komplolar, melaike(!) gibi insanları ezenler, saldırmak için gösterilen yeldeğirmenleri filan falan...

niye ki bu ezikler ezik olmalarının suçunu bunun hedef gösterdiği kesimlere atsınlar... kendilerini nasıl "onların" kurbanı mazlumlar olarak görüyorlarsa, sucukçu muhasebecisi'ni de "onların" sürekli komplo kurduğu bir mazlum olarak görsünler! kendileriyle sucukçu muhasebecisini bir fark hariç özdeşleştirsinler. o fark da şu: "kahraman"(!) sucukçu muhasebecisi kendilerinin beceremediğini beceriyor; "birisi" olmayı başarıyor! "onları" habire yenilgiye uğratıyor! eziklerin olamadıkları her şeyi olabilen bir süper kahraman! o "oldukça", ezikler de "olduklarını" sanıyorlar...

ne var ki çok yanılıyorlar... bir bok değilsiniz, kimseyi altı okka yaparak "birisi" olamazsınız, yeldeğirmenleriyle savaşıyorsunuz, acımasızca sömürülüyorsunuz. dost acı söyler... gerçek dostlarınız ezikliğinizi sömüren zübükler değil, size "tepeden baktığı" söylenen kişilerdir.

(bkz: rte ve seçmeni arasındaki ilişkinin analizi)
hiç bir yandaşın itiraz edemediği haklı tespittir.
sonuna kadar katıldığım tespit.
öyle ki yarın bir gün, erdoğan çıkıp 192837456. kez dün ak dediğine bugün kara dese, işte sözlükte bolca örneğini gördüğümüz beyni süngerleşmişler hemen dün göklere çıkardıklarına sövmeye, onları lanetlemeye başlarlar.
bunlar öyle bir güruh ki, reisleri söylemeden bir şeyin doğru ya da yanlış olduğunu muhakeme edemezler.
(bkz: t a m a m)