bugün

çevrendeki insanların seni anlamadığını düşündüğün andır. seni anlayanları aradığın zamandır ve takıldığın insanların sadece zaman geçirmekten ibaret olduğunu bildiğin zamanlar.
8-9 kişilik bi arkadaş grubuyle bi cafede otururken hepsinin birbiriyle sohbet etmesi ve senin orda olduğunun unultuğu andır.

arkadaş gurubuyla yürürken onlar 3-4 adım ilerdedir sen 3-4 adım geride ve sadece sen bunun farkındasındır işte.
geceleri odanda otururken arkadaşlarınla birden içine bir şey oturduğu an çok güzel hissediliyor yalnızlık.
Telefondan gelen kısık tonda bir mesaj sesiyle saatler süren karamsarlık halinden kısa bir süreliğine olsa da çıkmaktır. lakin operatörden gelen reklam mesajını görmek bir anda parlayan o umut ışığını, karanlık eski bir gece lambasına çevirmeye fazlasıyla yeter.
kimseyi tanımadığın bir şehirde hasta olduğun zamandır. hadi şunu iç iyi gelir diyenin bile yoktur.
bizi öldürmeyen güçlendirir diyen niçe amcaya selam edip yalnızlığa alışınca geleni gidici gördüğün için gelenin yanında da yalnızlığını yaşamaya devam ediyor insan diyorum. galiba güçlülük bu da aynı zamanda. gidecek diye üzülmek yerine gelenin gideceği gerçekliğini gözönünde bulundurup gidici görmek, belki umursamamak bile.
cep telefonunu vestiyere bırakmaya başladığın andır.

lakin artık evde ihtiyacın yoktur ona sadece dışarda gerek duyarsın, hani olurda annen merak ederse diye haaa bide saate bakmak için

edit:vestiyerden titreme sesi mi geldi?
edit2:gelmemiş.
bilgisayarın sadece ve sadece fan sesini duymak..
Kaybolan telefonunuzun kaybolduğunu bir gün sonra anlamanızdır. Ah be yalnızlık,ah...
yan komşunun dilini bilmediğin ama eğlenceli gelen konusmalarını dinlemek, sonrasında mal gibi yatip uyumaktır.
gündüz kuşağında aşk-ı memnu ve evlendirme programı izlemek. ben ne yaptım öyle ya. itiraf ediyorum resmen bir kaç bölüm izledim.
the walking dead gibi abuk subuk şeyleri bile izleyebilme ihtimalinizin olması.
(bkz: ses verdiğinizde kimsenin yanıt vermemesi)
en ucuz sigaranın 6,50 lira olduğu ülkemizde 1 paket sigarayı tek başına alıyorsam hâlâ yanlızım demektir.

(bkz: 1 paket parliament e 6 kişi giren dostlar)
Telefon çaldığında telefona bakıp abi gel bu akşam şunu yapalım yada böle böle bişi varmış gelirmisin gib bir soru beklerken abi benim şu sorunum sen halledebilir misin yada yardımcı olur musun gibi isteklerle gelen telefonlar insanı soğutur hayattan.Anlarsın ki insanlar sadece sana ihtiyacı olduğu zaman seni arıyolar soruyorlar.
telefondan sadece firmanın attığı mesajları görünce anlaşılan durumdur.
derin ve sessiz bir şekilde kitap okurken, başucunuzdaki su şişesinin * genleşip çaaaat diye ses çıkardığı an. *
evin kapısını açtığında ışıkların yanmıyor olmasıdır. usulca içeri girer koridorun ışığını yakarsınız, diğer odalar hafiften aydınlanır içeride bir ölüm sessizliği hakimdir...işte o an yalnızlığınızı anladığınız andır...
Hasta olduğum zamandır. Grip olduğumda ya sevgilim yoktur, yada yanimda değildir. Şimdi yine gripliyim ve küfür gibi yalnızım.
sonisphere 2010'da, 3 gün boyunca, koca statta tek başına takıldığın anlar. bir de etrafındaki kalabalık arkadaş gruplarını görmek, sanki nispet yaparcasına beraber eğlenmeleri. fenaydı be.
müziğin bile seni dinlediği anlardır.
elektirk kesilip laptop kapandığı zaman yoğunca yaşadığım zamanlar.
Duşa girerken kapıyı kapatma gereği duymadığım zamanlar.
gece 3 te taksimde tek başına yürürken , bakmışsın elinde kalmış bir sigara ...
Kadınlara nefretin daha da artmış bi de...
Keşke dövsem birkaç tanesini diyorsun...
sürekli eleştirildiğin, tabiri caizse yerden yere vurulduğun anlar.
yalnızlık anlaşılır ama güçsüzlük asla. dimdik ayakta, tek tabanca, direnmeye devam.
sırtın kaşındığında kaşıyacak kimseyi bulamadığın andır.